Bölüm-2/Hatırlıyor Musun?

252 30 49
                                    

~Günümüz_Mirabel'in gözünden~

Sabah uyanıp üzerimi giydim. Mutlu ve heyecanlı bir şekilde kapılara tıklatarak sofraya ilerledim.

Ailemde hediye verilmeyen tek kişi olduğum için her daim dışlanmış bir çocuk olmuştum. 5 yaşmdan önce bu böyle değildi, herkes beni severdi ama o kapıya dokunduğumda bana hediye verilmedi ve ben sevilmeyen, dışlanan biri oldum.

1 ay önce bir anda kaybolan tio (dayımı) Bruno'yu buldum. Onu bulmamızla ve de mi abuela (büyükannemin) gözünü açmasıyla yeniden sevilen biri olmuştum. Her daim mükemmel olmak zorunda değildik!

Bruno'un kapısını açtığımda öylece oturuyordu, uzakta olmasına rağmen üzgünlüğünü görüyordum. Ona seslendiğimde kendine geldi. Birşeyler düşünüyor gibiydi.

Kahvaltı sonrası ailemi gururlandırmak için herkesle beraber kasabaya yol aldım.

Bir çocuğun ulaşamadığı elmayı almak için ağaca çıktım ama inemedim. Ablam Luisa süper gücü sayesinde ona atladığımda beni rahatça tutup indirdi. Herşeyi yine mahvettim!

Morelim bozulmuş bir şekilde yürürken büyük bir eve rastladım. Normalde bu ev boştu ama şuan birileri için boya ile solmuş duvarları tekrar canlandırılıyordu. Oraya kimin taşınacağını merak ediyordum.

O sırada kapşonunu kapamış gizlice, ormandan ilerleyen tio Bruno'yu gördüm. Takip etmek yanlış bir davranıştı ama merakıma engel olamadım. Ben de arkasından ilerledim.

Bir süre sonra daha önce fark etmediğim ama sanırım buranın en güzel yeri olan bir yere geldik. Nehir vardı etrafı ağaçalar, çiçeklerle kaplıydı. Heryer renkliydi.

Tereddüt ettim ancak konuşmaya ihtiyacı var gibiydi. Ona ilerledim. Nehrin kenarında oturmuş, nehire bakıyordu. Birden ağlama sesi duyunca korkak adımladımı hızlandırdım ve omzuna dokunarak en içten halimle gülümseyerek ona baktım.

Bruno tiz ve kıza benzer çığlık attı. Dolores için cenaze planları hazırlamayı aklımın bir köşesine koydum.

Mirabel=Seni takip ettiğim için özür dilerim tio ama biri ile konuşmaya ihtiyacın var gibi.

Yanına oturdum ve sorunun ne olduğunu sordum.

Bruno=O eve kim gelicek biliyor musun?

Sorar gözlerle baktım ona.

Bruno=Belki hatırlıyorsundur Noble ailesi...

Mirabel=Oh, Bruno sen ciddi misin? Bu harika, yani değil ama harika! Kamila'yı göreceğiz bu iyi. Değil mi?

Bruno=Evet sanırım iyi bilmiyorum. Sen Kamilayı hatırlıyor musun?

Mirabel=Bazı şeyleri hatırlıyorum. Berber oyun oynuyorduk ve Camilo'nun töreninden bir kaç sahne hatırlıyorum. Seninle de çok vakit geçirirdi. Hatta onu, senin kızın sanıyorduk.

Bunun üzerine ben kıkırdadım, Bruno ise acı bir şekilde gülümsedi.

Bruno=Başka ne hatırlıyorsun?

Mirabel=Dediğim gibi sadece oyun oynadığımızı. Bazen çok utangaç oluyordu, çekingendi. Bizim yanımızda ve ailesinin yanında farklıydı ama hatırladığım kadarıyla çoğu zaman neşeli ve mutlu biriydi.

Bruno=Törenle ilgili ne hatırlıyorsun?

Mirabel=Camilo ile merdivene kadar geldikten sonra babaannesi onu kucağına almıştı ve sonra törende onları bir daha görmedim. 2 gün sonra taşınmışlardı ve bu zamana kadar onu bir daha görmedim.

Bruno=Farklı birşey hatırlıyor musun?

Mirabel=Hayır ama hatırlamam mı lazım?

Bruno=Hayır! Off neyse boşver geç oluyor eve gidelim.

Kafamı onaylar bir biçimde salladım ve kalktık.

Tabi ki boşvermiyecektim. Hatta ilgimi daha çok çekmişti bu olay. Bunu araştırmam lazımdı.

Yemeğe oturduğumuzda Bruno'nun davranışlarına dikkat ettim. Sadece yorgun görünüyordu. Belli etmemeye çalışsada üzgündü. Onun dışında herkes normaldi. O evi herkes fark etmişti, buna emindim! Ama kimse bununla ilgili konuşmuyordu.
Yemek sonrası odama kapandım. Herkesin uyumasını bekledim.

*Sevgili okurlarım bugünlük bu kadar. Olaylar bir dahaki bölüme daha iyi oturacak. Yavaş yavaş hikayenin içine giriyoruz. Görüşürüz...

Encanto - The Magic WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin