Bölüm-12/Beraber

123 18 29
                                    

~Günümüz_Camilo'nun gözünden~

    Herkes gitti. Aşağıya kahvaltı almaya indim. Yumurtalı ekmek vardı. Kendime daha sonra Kamila'ya bir tabak aldım ve misafir odasına gittim.

    Uyuyordu ve onu uyuyandırmak istemedim. Misafir odasındaki koltuğa oturup hazırladığım kahvaltıyı kucağıma aldım. Televizyon vardı,Kamila uyanır uyanmaz ikilemi sonrası sesi kısık bir şekilde açtım.

    Yemek bitince odaya boş gözlerle baktım. Kamila'nın yanında tekli koltuk vardı, oraya oturdum.

    Kamila'ya baktım. Duvara dönük uyuyordu, sadece saçlarını görünüyordum. Birden bana doğru döndü.

    Gözlerimi ondan kaçırdım, kızarmıştım. Aptal yanaklarımı bu sıralar hiç kontrol edemiyordum. Nedenini anlayamadığım biçimde gereksiz kızarıyorlardı.

    Kamila'ya baktım. Gülümsedim. Uyuyordu ve birden elimi kontrol edemedim. Elim saçlarındaydı.

    Çok şirin uyuyordu. Elimi çekiceğim sırada, elimi tuttu.

Kamila=Anne gitme!

    Koltuktan kalktım ve yanına çömeldim. Başımı yatağa koydum. Ellerimi ise yanaklarındaydı.

Camilo=Kamila, annen burada değil, ben Camilo.

    Hiç beklemediğim anda gözlerini açtı. Gereksiz yakındık. İkimizde kıp kırmızı olmuştuk. Ve bunun üzerine kapı açıldı.

Mirabel=BEN GELD-im

    Hızla ayağa fırladığım sırada Kamila yatakta doğruldu.

Camilo=Kamila ateşin yok.

Kamila=Tamam teşekkür ederim baktığın için.

    Mirabel kahkahalara boğulurken ben ve Kamila göz temasından kaçınıyorduk.

Mirabel=Hey Kamila, gözlerin mavi?

Kamila=Şey bazen göz rengim değişiyor, evde birşeyler havadaysa bu benim suçum. Özür dilerim.

Camilo=Özür dilemene gerek yok. Hadi yemek ye biraz.

    Kamila gülümseyip kafasını salladı. Daha sonra ayağa kalktı.

Mirabel=Ne yapıyorsun?! Yatıp dinlenmen lazım.

Kamila=Ben iyileştim. Evde havada olan birşey yoksa bu mavi göz vücudumun iyileştiğini gösterir.

    Kamila kalkıp tabağını aldı.

Mirabel=Ben de birşey yemedim, yemek tabağı alıp geliyorum.

Camilo=Ben de yemedim, ben de geliyorum.

Mirabel=Kesin yemedin, oradaki boş tabak öylesine.

    Mirabel ile beraber aşağı indik. Tabak alıp yemekleri koyarken konuştuk.

Camilo=Sen niye buradasın?

Mirabel=Niye Camilo hazretleri, Kamila ile baş başa mı kalmak istiyordu.

Camilo=Ne saçmalıyorsun be! Ben yukarı çıkıyorum.

Mirabel=Bak bak, 2 dk ayrı kalamıyor.

    Yukarı çıktığımızda, Kamila bir fareyi besliyordu.

Mirabel=Kamila!

Kamila=Ne acıkmış.

    Fareyi parmakları ile tutup havaya kaldırdı.

Kamila=Ayrıca şunun tipine bak, çok tatlı birşey bu.

Camilo=Kimin kızı.

    Sohbet ederek yemeklerimizi bitirdik.

Kamila=Tamam ne yapıyoruz?

Mirabel=Bilmem.

Kamila=Yemek yapalım!

Mirabel=Biz mi?

Kamila=Evet neden olmasın?

Camilo=Biz yemek yapmayız. Bu konuda uzaman olan biri var zaten.

Kamila=İyi de böyle olmaz. Düşün önüme. Tatlı yapalım.

    Mutfağa girdik. Kamila heyecanla tezgahın başına geçti.

Mirabel=Camilo ilk defa yemek harici birşey için girdin buraya.

Kamila=Hey Casita, bana yardım eder misin?

    Casita çemeceleri açıp kapadı. Ve Kamila'nın saydığı herşeyi tezgaha geldi.

Kamila=Tamam şimdi krema yapıcağız. Sonra kremeyı koyucaz ve bisküvi, çilek ekliyeceğiz. Bi dakika, gerçekten bisküvi yok mu?

    Casita pencereleri açıp kapatarak bilmiyorum mesajı verdi.

Mirabel=Ben alırım!

    Mirabel hızla uzaklaşırken Kamila buzdolabını karıştırdı.

    Öylece tezgaha yaslanıyordum.

Kamila=Camilo! Birşeyler yapmalısın! Hadi kaseyi tut. İçine malzemeleri koyucam ve bunları karıştıracaksın.

    Kamila'nın elinden kaseyi aldım ve o mazemeleri koydukça karıştırdım.

Camilo=Ya ben nasıl bir yeteneğim.

Kamila=Bay yetenek, unu ekler misin? Oraya koydum.

Camilo=Yemek yapmak zor sanırdım. Hemen ekli...

Kamila=CAMİLO!

    Unu fazla hızlı döktüğüm için bir anda tüm un havaya kalkmıştı. Un sis etkisi veriyordu.

Camilo=He he he, bu unlarıda ne kadar unlu yapıyorlar her yer un oldu.

    Kamila gülmeye başlayınca olaydan yırttığımı düşündüm ama akşam annemlerden işteceğim azar vardı.

    Kamila'nın gülme krizi bitince bir peçete alıp kendi üstünü ve yüzünü sildi. Sonra bir peçete alıp yanıma geldi.

Kamila=Her yerimiz un oldu ya!

    Elindeki peçeteyle yüzümü silmeye başladı. Heyecandan ölmek üzereydim. Bu hisler çok tuhaftı. Mirabel bunu yapsa bunu hissetmezdim. Belki küçüklükten beri Mirabel ile büyüdüğüm için böyleydi. Aman neyse takmıyorum.

Kamila=Hey krema oldu gibi. Şu kaşıkla tadına bak ama kaşığı sakın içine tekrar koyma!

Camilo=Hem yapıyoruz hem yiyoruz!

    Kaşığı alıp kaseden büyük bir parça alıp yedim.

Kamila=Camilo, tadına bak dedim.

    Gözlerim dolmuştu...

Camilo=Bu çok lezzetliiiii. Sende tadına bakmalısın.

    Bir kaşık aldım. Kamila kaşığı benden alırken eli elime deydi! Bu bu normal!

Kamila=Hımm gerçekten çok güzel olmuş.

    Kamila yanağında un vardı.

Kamila=Neye gülüyorsun?!

Camilo=Yanağında hala un var.

Kamila=Nerede?

    Söylemem rağmen silemiyince elimle yanağını sildim. Kızaran yanakları ile bana baktı. Ben de gözlerinin içine baktım.

Mirabel=Ben geldim! Geri mi gitsem?

    Mirabel zamanlamana s... Canım kuzenim geldiği için çok mutluydum. Geldiği anlar yanlış anlaşılabilecek zamanalardı.

Kamila=Süslemeye geçiceğiz. Mirabel istersen beraber yapalım, Camilo bu işe girerse burası savaş alanına döner.

Mirabel=SÜSLEMEYE BAYILIRIM!

Camilo=Hey en azından bisküviden bir kaç tane yiyim.

Mirabel=Bunu düşündüğüm için iki paket aldım.

Camilo=YEY! SEN CANSIN!

    Akşam yemeği sonrası yaptığımız tatlıdan yedik. Herkes çok beğendi. Çünkü ben yaptım...

*Bu bölümlük bu kadar. Okuduğunuz için teşekkürler...

Encanto - The Magic WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin