~Günümüz_Kamila'nın gözünden~
Camilo ve Sara'nın konuşması beni gerçekten çok sinirlendirmişti. Kurabiye bahanesiyle yanlarına gittiğimde duyduklarım beni daha çok üzdü.
Camilo benim için çok değerli ve Sara gibi sevmediğim biriyle olması beni delirtti. Aramıza girmesinden ve aramızın bozulacağından korkuyordum.
Mutfaktayken bunları Camilo'ya söyledim. Sevgili olmadıklarını söylese de bana inandırıcı gelmiyordu.
Ne yapmaya çalıştığını anlamadım ama dibime gelmişti. Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Ben ise gözlerine bakmaktan kaçınmak için ağzına doğru bakıyordum. Kızarsa bile bana yakındı. Daha ne kadar yaklaşabilir düşüncesiyle yine ağzına doğru baktığım sırada...
Durum çok tuhafken üstüne üstlük İsabella ve Dolores kapıda belirdi. Durum gerçekten kötüleşiyordu. Camilo ile uzaklaştık. O tezgaha yaslanırken ben de ocağa odaklanmaya çalışıyordum. Ama odağım yoktu ve süt taştı. Bu durumda iyice sinirlendim.
Konuşmaya çalışsakta, olmuyordu. Luisa odaya daldı.
Luisa=İsabella, Alma elbiseleri gördü.
İsabella=Ne?
Kamila=Sakin ol, İsa.
İsabella endişeli yüzü ile koşar adımlarla sanat odasına ilerledi. Biz de arkasından koştuk. Bu garip havalı ortamda daha durmak istemiyordum.
Alma=İsabella Madrigal...
İsabella=Ben çok üzgünüm, abuela.
Alma=Bu işleri bıraktığını sanıyordum. Sen özelsin. Böyle saçma şeylerle uğraşmaya ihtiyacın yok. İstersen dışarıdan satın alırsın...
Kamila=Alma!
Sesimdeki soğukluğa inanamazken bağırdığımı fark ettim. Ama geri adım atmayacaktım.
Kamila=Burası, bu ev ailemiz için! Senin saçma dediğin İsabella için büyük bir mutluluk kaynağı. Evdeki herkes, dışarıdaki insanlara nasıl yardım ederiz, diye düşünüyor. Kendini düşünen yok!
Alma=Ben...
Kamila=Sen ne sen ne?! İsabella bunu seviyorsa ona destek olmak zorundasın! O bu işlerle özelliğini kaybetmiyor, aksine daha özel oluyor. O çok özel ve hep öyle olucak!
Mirabel=Kamila çok haklı abuela.
Arkamızda beliren Mirabel'in sesiyle odağımı tekrardan kaybettim.
Mirabel=Mucize bizim için, bu ev bizim için. Sevdiğimiz şeyleri yapmamıza engel mi? Seni anlıyorum insanlara yardım etmek istiyorsun ama biz kendimize hiç vakit ayırmıyoruz.
Kamila=Sen de kendine vakit ayırmıyorsun, Alma.
Bu sefer kapıda duran üçüzleri fark ettim. Onların arkasında ise kuzenler ve eşler vardı. Herkes odaya girdi.
Alma'nın elinde tuttuğu ve daha bitmemiş elbiseyi aldım. İsabella'ya uzattığımda üzgün gözleri parladı.
Antonio, Dolores, Camilo ve Mirabel masanın başına oturdular.
Kamila=Ayakta dikilmeyin.
Pepa ve Felix çocuklarının yanına oturdu. İkiside bir birine baktı şaşkınaca. Sonrasında gülümsediler ve ikiside birer ahşabı alarak boyamaya başladılar.
Julieta ise İsabella'nın dikditiği kumaşların dikişlerini düzeltti.
Luisa müzik odasından piano ve gitarı getirdi.
Agustin pianoyu, Luisa gitarı çalıyorken ayakta duran Alma'ya yöneldim.
Kamila=Bence burada senin için de birşeyler vardır.
Alma bana boş gözlerle bakınca onu sallanan sandalyeye oturttu. Bir yün ve iki adet şişi ona uzattım.
Kamila=Bence birşeyler örebilirsin. Rahatlatıcı ve huzur verici.
Yarım saat sonra, müzik eşliğinde herkes birşeyler yapıyordu. Mirabel, İsabella ve Julieta'ya katılarak elbise dikmeye başladı. Camilo ve Antonio kağıdı, Pepa ve Felix ahşabı boyuyor, Dolores ise boncuklar ile takı yapıyordu. Alma sallanarak örgü örüyordu. İlk başta beceremese bile ona gösterdikten sonra hoşuna gittiği belliydi.
Ben herkese bakıyordum. Kendi sevdiğim şey olan, resim yapmak istedim ama bir eksik vardı. Bruno!
Hızla odasına ilerledim. Normalde odadaydı ama biz fark etmeden gitmişti.
Kamila=Bruno?
İçeri girdiğimde Bruno'yu hafif endişeli gördüm.
Kamila=İyi misin?
Bruno=Evet(!)
Kamila=Gitmişsin, fark etmedim. Hadi geri dönelim herkes birşeyler yapıyor.
Bruno=Ben birşey yapamam.
Kamila=Hadi ama.
Bruno gülümsedi ama isteksizdi. Birşey yapabileceğine inanmıyordu.
Kamila=Resim çizelim!
Hem kendime hem de Bruno'ya birer kağıt çıkardım. Birer kalemde çıkardım. Bruno İsteksizce etrafa baktı. Daha sonra gülümsedi ve resim çizmeye başladı. Bende onunla beraber çiziyorumdum.
Neredeyse tüm günümüz sanat odasında geçti.
Kamila=Bak nasıl olmuş?
Bruno=Çok güzel çizmişsin, aferin.
Kamila=Sen ne çiz... Vayy be çok güzel!
Julieta merakla yanımıza geldi.
Julieta=Bu kadar güzel çizdiğin bilmiyordum Bruno. Kamila sen de yeteneğini Bruno'dan almışsın sanırım.
Bruno ile beraber gülümsedik. Onun gülümsemesi biraz daha mahçup bir ifadeyleydi.
Julieta=İsabella bundan sonrasını sen halleder misin? Yemek yapmam lazım.
İsabella=Tabi mama, ben hallederim.
Kamila=Tia ben de geliyim mi seninle?
Julieta=Yemek yapmaya mı?
Kamila=Evet.
Julieta ile yemek yapmaya başladık.
Julieta=Şunu karıştırabilirsin.
Kamila=Tamam.
Julieta=Sen küçükken benimle yemek yapmayı çok severdin. Mirabel bir yaşındayken onu yanına alıp ona kek yapmayı öğretmeye çalışmıştın. Mikseri tutamayıp her yeri çikolata yapmıştın. Camilo gelip duvarı yalamıştı.
Kamila=Hatırlıyorum. Alma biraz kızmıştı. Bruno bana kızacağını söyleyip beni kucağına alıp bahçeye çıkarmıştı. Beni çimlere oturttuğunda kızacağına çok emindim ama birden gülmeye başladı. Daha sonrasında çimleri sulama amaçlı açılan suda ıslandık ve çok eğlenmiştik.
Julieta ile yemekleri hazırladık. Sofrayı ise Felix ve Agustin kurdu. Hep beraber akşam yemeği yedik. Herkes uyumak için odasına çekildi.
Sağa sola döndüm ama uyuyamadım. Canım kahve istedi ve mutfağa gitmek için aşağı indim. O sırada Camilo'nun dışarı çıktığını fark ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Encanto - The Magic World
FantasíaEncanto animasyonundan uyarlama olan bu kitap Madrigal ailesi dışında farklı bir aileyide konu alıyor. Baş karekterimiz Kamila'yı (y/n) olarak görebilirsiniz. İlk kitabım umarım beğenirsiniz İyi okumalar dilerim <3