29•

357 31 38
                                    


Elimde ki telefonla etrafta gezerken bir yandan da içimde ki heyecana engel olamıyordum. Birazdan Jimin burada olacaktı ve ben heyecandan ölmez isem iyiydi.

Ellerimle elbisemi sıkarken etrafa yeniden göz attım. Herşey çok güzel gözüküyordu. Bütün dekorasyon dahi herşeyi kendim ayarlanmıştım.

Çocukların yardımı olduğunu inkar edersem de yalan olurdu. Hoseok'un pastaya doğru yaklaştığını görünce bağırmaya başladım.
"EĞER O PASTAYA BİRŞEY OLURSA KENDİNİ ÖLDÜR." korkmuş bir şekilde geri çekilirken etrafımdakilere bakmaya başladım.

Jennie ve Taehyung yayımlanan haberden sonra haberi yalanlamak yerine doğrulayarak hepimizi şaşırtmışlardı. Şuan aralarında olan ilişki çok güzel gözüküyordu.

Lalisa ve Jungkook'un durumu ise hala flörtleşme aşamasındaydı.

İçime öküz oturmuş gibi hissederken Namjoon bağırdı.
"Jimin birazdan burada olur." dediği şeyle ağzımdan çıkan çığlığa engel olamadım.

Ellerimle kendime hava yaparken "Çok heyecanlıyım!"

Herkes bana bakıp işlerine geri döndükten sonra elimde ki telefonun kamerasını açıp kendimi yeniden kontrol ettim.

Güzel gözüküyordum.
Üstümde Jimin'in en sevdiği kokular vardı. Bugün sadece ona özel bir gündü.

Gözlerimi açık havada gezdirirken özellikle bir kır alanı seçmiştim. Jimin kırları seviyordu ve bugün şansımıza kışın ortası olmasına rağmen hava baharda olduğu kadar güzeldi.

Etrafı koyduğumuz çiçek kokuları sarmış iken durup kısık sesle açılmış olan müziği dinlemeye başladım. Jimin'in filter müziği kurulmuş ses sisteminden kısık bir şekilde geliyordu.


Şarkıya eşlik ederek mırıldanmaya başladım. Bu şarkıyı dinlemeyi her zaman sevmişimdir çünkü burada ki sesi melek gibi geliyor kulağıma. Onun sesi sanki Tanrı'nın sevdiği bir melodiymiş gibi güzel.

"Jimin geliyor!" Yoongi'nin bağırması ile hızla arabaların olduğu tarafa bakarken şapşik adımlarla ileriden bizi arayan Jimin'i gördüm.

Herkes yerlerine geçmiş beklerken girişte ayarladığım dekoratif yerden geçerek yanıma doğru ilerledi.

Daha fazla yakınımda bile değilken burnuma ulaşan kokusu kalbimin ritmini arttırıyordu. Kokusu çiçeklerin kokusunun yanında mükemmel kalırken aşk dolu gözlerle ona bakmaya başladım.

Yanıma yaklaşınca ellerimi boynuna sararak dudağına küçük bir öpücük bıraktım. Elleri sırtımda iken kulağıma fısıldadı "Her zaman küçük öpücükler vererek kaçacağını zannediyorsun ama ben bir dahaki sefere dudaklarını bırakmayacağım."

Yanaklarım utançtan kıpkırmızı olurken kolunu cimcikledim. Koluna girip onu orta alana sürüklerken yaklaştıkça gelen seslerle yüzünde ki mimikleri inceliyordum.

Kendi müziğini duymanın onu daha iyi hissettireceğini bildiğim için bu müziği seçmiştim aslında.
Tek amacım onu mutlu etmekti.

Beraber orta alana geldiğimiz zaman iki yandan Hoseok ve Jisoo konfetileri patlattı.
Herkes aynı ağızdan bağırarak

"İyi ki doğdun Jimin, iyi ki doğdun Jimin, iyi ki doğdun iyi ki doğdun mutlu yıllar sanaaaa..." ellerimiz birbirine değerken Jimin'e baktım. Parlak gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu. Dudaklarımı büzdüm ellerimi boynuna dolayıp "İyi ki doğdun Dünya'nın en yakışıklı sevgilisi!"

𝐋𝐢𝐦𝐞𝐫𝐞𝐧𝐜𝐞 |𝐉𝐢𝐫𝐨𝐬𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin