Büyücüler gerçekti.
Kimse inanmasa da Taehyung her zaman içten içe inanmıştı buna. Zamanı gelip de evine davet mektubu geldiğinde annesinin gözlerindeki gurur, bir nebze de olsa anlatmıştı ona gerçekleri.
O bir büyücüydü.
Annesi köklü bir aileden geliyordu ama yine köklü bir büyücü ailesinin çocuğuyla evlenmektense sıradan bir insan olan babasını seçmişti. Mutlulardı, Taehyung çok güzel büyümüştü.
Simsiyah saçları, bal rengi gözleriyle bakanın bir daha baktığı biriydi. Çocukken de dikkat çekerdi, büyüdükçe yüz hatları iyice oturmuş, yakışıklı yüzü ve güzel vücuduyla serpilmişti.
Ama o hiçbir zaman göz önünde olmak istememişti.
Diagon Yolu'ndan annesiyle birlikte gerekli malzemeleri alıp trene bindiğinde hayatı değişiyordu. Küçük yaşına rağmen farkındaydı.
"Merhaba, tüm kompartımanlar dolu, buraya gelebilir miyim?"
Kızıl saçlı, tatlı yüzlü bir çocuk kapının önünden oldukça yumuşak bir şekilde sorduğunda Taehyung kafasını sallayıp hafifçe gülümsedi.
"Ben Hoseok." dedi çocuk neşeyle.
"Taehyung."
Tanışmaları böyle başlamıştı fakat gerisi de gelmiş, çok sıkı kurulacak o arkadaşlık bağının ilk çözülmez düğümü, orada atılmıştı.
Profesör Gwon onları merdiven başında bekliyordu, büyük şatoyu ve ayrılacakları evleri güzelce anlatmış, büyük salonun kapıları, onlara karşı görkemle açılmıştı.
"Ne yapacağız şimdi burada?" dedi Taehyung Hoseok'a dönüp. Hiç bilmiyordu ne olacağını, annesine ne soracağını bilmediğinden susmayı tercih etmişti, ama görüyordu ki yanılmıştı.
"Seçmen şapka o, bizi evlerimize o ayıracak."
Profesör Gwon elindeki parşomeni açıp şapkayı eline almıştı, ilk isim dudaklarından döküldüğünde, heyecanlı olduğu her hareketinden belli olan bir kız çıkıp tabureye oturmuş, saçlarının üzerinde yer edinen şapkayla derince yutkunmuştu.
" Gryffindor! "
Tüm Gryffindor masası alkışlamaya başladığında kız da mutlulukla onların yanına geçti, Taehyung kızın sevimli tepkilerini izlerken birkaç kişi daha evlerine yerleşmişti.
"Jeon Jeongguk!"
Tam o sırada, Taehyung kafasını çevirip on bir yaşında olmasına rağmen ağır ve olgun adımlarla Profesör'e yürüyen çocuğa baktı.
Baktı ve bir daha da gözlerini üzerinden çekemedi.
Siyah saçları alnını ve gözlerini örtüyordu, oldukça yumuşak gibiydiler. Saçların arasından bakan gri gözler buz gibiydi. Herkes çoktan kendi aralarında fısıldaşmaya başlamıştı. Çünkü Profesör daha şapkayı kafasına yerleştirmemişti ki duvarlarda sesi yankılandı.
"Slytherin!"
Hoseok Hufflepuff'a yerleştirildiğinde sıra ona geldi.
"Kim Taehyung!"
Derin bir nefes alarak iki minik basamağı aştı ve tabureye oturdu. Saçlarının üzerine yerleştirilen şapkayla ne yapacağını bilemedi.
"Hm, akıllısın, cesursun ama çok siliksin, melezsin, ailende çok köklü insanlar var, seni nereye koyacağımı buldum."
Merakla cevabı beklerken hiç beklemediği bir şey olmuş, Seçmen Şapka onu aklına bile getirmediği o binaya yerleştirmişti.
"Slytherin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Without Color×Taekook ✓
FanfictionJeon Jeongguk, Slytherinli'ydi. Kimsenin gözlerinin içine bakmaz, kimseyle işi olmazdı. Taehyung ise melez olduğu halde Slytherin evine seçilen sessiz, silik bir tipti. !Hp¡ By Amethyst 🕯️