Birkaç saat sonra Taehyung uyanmıştı. Boynuna gömülen yüze bakmaya çalışıyordu, aklını başından alan kokusundan dolayı anlamış gibiydi ama görmeliydi.
Jeongguk onu öperek bayıltmamış gibi bir de boynuna sokularak, kokusunu nefeslenerek mi uyumuştu?
Taehyung'u gerçekten de öldürmek istiyordu.
"Aman Tanrım, şu şirinliklerine de bir bak!"
Hoseok bağırarak birbirine sokulmuş ikiliyi gösterdiğinde, Jeongguk uykusunda sıçrayıp yüzünü kaldırmıştı hemen. Taehyung yataktan düşeceğinden korkup belinden sıkıca tutmuş, kendine çekmişti.
"Geri zekalı, uyuyan insanın yanına bağırarak girilir mi? Deli edeceksin."
Jimin Hoseok'un ensesine sertçe vurduğunda Taehyung gülümsedi ve hâlâ pis pis Hoseok'a bakan Jeongguk'a dikti bakışlarını. Taehyung fazla tepki vermemesini umarak Jeongguk'un ince beline sardığı parmaklarını sıkılaştırmış, beklemeyen Jeongguk ise yatağa geri düşmüştü. Bu sefer boynuna sokulan kişi Taehyung'du.
Şu an, gerçekten de Taehyung'un neden bayıldığını anlıyordu. Minik minik titreyen bedeni kendisine iyice çekip yanağını saçlarına yaslamıştı. Gözlerini kapatıp uyumaya devam edecekken sızlanmaya devam eden Hoseok'a bakmıştı.
"Bir süre daha gelmeyin." dedi mırıltı halinde.
"Ama Taehyung.. -" dedi Jimin.
"Uyuyacağız, gidin."
Yoongi göz devirip Jimin'i çekiştirmeye başladığında Hoseok da peşlerine takıldı.
"Kendini iyi hissediyor musun?"
Ortamı bozmak istemediği için sessizce sormuştu Jeongguk, Taehyung yutkunup başını salladığında gülümsedi.
"Benimle konuşmazsan anlaşamayız ama."
Tepki vermemişti bal gözlü çocuk. Jeongguk parmaklarını parmaklarına kenetlediğinde Taehyung nefesini de tutmuştu.
"Ne zamandır?"
Ne zamandır seviyorsun beni, demekti bu. Anlamıştı Taehyung.
"Okula başladığımız zamandan beri."
Beş yıldır.
"Öncesinde tabii ki de aşk değildi. Hayranlıktı, on bir yaşında aşkı bilmiyordum sonuçta. On üç yaşıma geldiğimde, bilmiyorum, garip duygular içerisindeydim. Annem kadın, babam erkekti, fakat biz ikimiz erkektik. Normal gelmemişti gözüme, kendimi sorguladığım anlar oldu. Bir sene de böyle geçti. Sonra, dördüncü yılımızda, altıncı yılda olan iki kişi vardı. Şimdi yedideler, Kim Namjoon ve Kim Seokjin. Onlar takıldı gözüme, ikisi de erkekti ve çok tatlı görünüyorlardı. Sömestr tatilinde anneme anlattım, bana 'aşkın cinsiyeti olmaz' demişti. "
Derin bir nefes aldığında ciğerlerine kadar işlemişti Jeongguk, aşkına karşılık buluyordu. Beş yılın sonunda onu görmüş, sarmaş dolaş bir halde yatıyorlardı.
" Sonra peki? " dedi Jeongguk merakla. Beş yıldır onu nasıl görmemişti hiç?
" Sonra, bu dönem başladı. Aslına bakarsan, hiç umudum yoktu. Ama sevmek güzeldi. Başkasını değil de, seni sevmek güzeldi. Ayrıca rahattım, kimseye yüz vermiyordun." Kıkırdamaya başladığında Jeongguk da gülümsemişti.
"Taehyung, sana açık olacağım. Senden hoşlandım." dediğinde Taehyung'un gözleri kocaman oldu ve dudakları titredi.
"Ama, bu hisler ilk defa çaldı kapımı, kendimden emin değilim. Duygularım, seninkiler gibi açık değil. Ya da, fazla değil. Yakın olalım, mugglelar ne diyor? Flört? Evet, ondan olalım. Ama henüz, benden bir birliktelik bekleme. O kelimeleri bekleme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Without Color×Taekook ✓
FanfictionJeon Jeongguk, Slytherinli'ydi. Kimsenin gözlerinin içine bakmaz, kimseyle işi olmazdı. Taehyung ise melez olduğu halde Slytherin evine seçilen sessiz, silik bir tipti. !Hp¡ By Amethyst 🕯️