"Taehyung?! İyisin değil mi sevgilim?"
Taehyung'un uyandığını fark eden Jeongguk hemen sevgilisinin alnına uzun bir öpücük bırakıp yerinde hafifçe dikelmesine yardımcı oldu. Taehyung ise gözlerini açar açmaz Jeongguk'u gördüğü için rahatlamış, kolundaki acı azalmıştı sanki.
" İyiyim, biraz omzum sızlıyor, o kadar."
"Bir süre daha devam eder acısı, dedi Bayan Park. İkimiz de derslerden muafız, çok güzel bakacağım sana. Böyle, bebek gibi."
Burnunu burnuna sürtüp güldüğünde Taehyung kıkırdamış, yaralı olmayan kolunu uzatıp parmaklarını Jeongguk'unun pürüzsüz yanaklarında ve siyah saçlarında gezdirdi.
" Çok korktum Taehyung. " dedi Jeongguk yüzündeki gülümseme adım adım solarken, Taehyung ise aynı şekilde gülmeye devam ediyordu.
"Ben de korktum, yeniden canın yanacak, zarar göreceksin diye. Aynı zamanda mutluyum da, çünkü iyisin." dedi gözlerini hafifçe kırpıştırarak. Jeongguk dayanamıyordu, o böyle kendisinin keyfini, canını her şeyin üzerine koymasına dayanamıyordu. Kalbi sıkışıyordu, canını acıtıyordu. Taehyung onu kimsede görmediği kadar güzel ve özenle seviyordu. Nasıl görmemişti? Üç senedir birliktelerdi ama bunun öncesinde dört senelik kocaman bir süre daha vardı, nasıl görememişti onun ışığını? O parıldayan bakışlarını, inci tanesi gözlerini, bal irislerini nasıl görmezdi? Beşinci yıllarında, arkasından ona iksiri söyleyen bebeğini görür görmez nasıl aşık olamamıştı?
"Senine olduğum sürece umurumda değil Taehyung. Acı çekmem, biliyorum ki sen iyi edersin beni." dedi Jeongguk bu kez de. Taehyung gri gözlere uzun uzun bakıp dudaklarını dudaklarına çektiğinde Jeongguk yatağa oturup bebeğinin üzerine eğilmiş, hissettiği tüm duyguları dudaklarına yansıtmak istercesine öpmüştü onu. Islak bir sesle ayrıldıklarında Taehyung'un bakışları yeniden aşkının gözlerini buldu. Jeongguk ise Taehyung'unun yüzünde gözlerini, kollarında parmaklarını gezdirirken omzundaki sargıya çarpmış, bakışları beyaz bandajla kapanan yarayı bulmuştu hüzünle.
"İz kalacak."
"Önemli değil, o benim kahramanlık izim." dedi Taehyung ortamdaki hüzünü dağıtmak için. Gerçekten umurunda değildi, hiç hem de.
"Peki senin için? Önemli mi? Yani, dediğin gibi, izi kalacak, rahatsız olur musu-.."
"Asla. Asla Taehyung, senin vücudunda olan bir şeyden nasıl rahatsızlık duyarım? Özellikle de benim yüzümden yaralanmışken?"
"Senin yüzünden falan değildi Jeongguk, ilgisi bile yoktu seninle. Timothy, kendi kendisine bir işlere kalkıştı, bu, bu çok tehlikeliydi, tamam mı?" Sinirli bir şekilde kaşlarını çatmasını, dudaklarını büze büze kızmasını izlemişti bir süre Jeongguk hayranlıkla.
Aşık oluyordu, sanki daha öncesinde olmamış gibi, ne kadar olunabilirse, bir o kadar daha aşık oluyordu Taehyung'a. Taehyung sinirli bir kediyi andıran bakışlarını pencereden dışarı dikmiş, sakinleşmek için kendisine süre tanımıştı.
"Ufacık bir duello kaybetmeyi bile yediremeyen insanlarla aynı yerde yaşıyoruz. Ona gerekli ceza Bludger'a büyü yaptığında verilseydi, asla bu duruma gelinmezdi. İzin de vermedin ki ona o zaman haddini bildireyim! Kalbim kırılır dedin, mahvettin beni. Seni üzmektense ölmeyi yeğlerim. Dayanamıyorum sana, en ufak bir yüz düşürmende bile kahroluyorum, yemin ederim. Kalbim binlerce parçaya ayrılıyor, içim eziliyor, sanki, seni hemen güldürmezsem bir daha güldüremezmişim gibi geliyor. Benimle ilk zamanlarımızdaki gibi keyif almamandan korkuyorum sanırım. Birlikte çok mutlu olduğumuzun farkındayım, her çift gibi ufak kavgalarımız da oluyor ama hiçbiri uzun süreli olmasın istiyorum. Bilmiyorum sevgilim, duygularını, hislerini her şeyden önemli tutuyorum, zira senin üzülmen demek, benim varlığımla yokluğumun bir olması demek." Derin bir nefes alıp vermiş, gökyüzünde gezen bakışlarını sevgilisine çevirdiği zaman gördüğü görüntü canı acısa da yerinde dikelmesine neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Without Color×Taekook ✓
FanfictionJeon Jeongguk, Slytherinli'ydi. Kimsenin gözlerinin içine bakmaz, kimseyle işi olmazdı. Taehyung ise melez olduğu halde Slytherin evine seçilen sessiz, silik bir tipti. !Hp¡ By Amethyst 🕯️