2,5 yıl sonra
°°°
"Taehyung! Gelsene sen de!" diye bağırdı Hoseok asasının ucunda duran fişeği sallayarak. Taehyung elindeki kitaptan başını kaldırıp arkadaşlarının kıkırtılarına karşılık gülümsemiş, kitabını hafifçe sallayıp çimlerde bağdaş kurmuştu.
"Kitap okuyorum Hobie, siz benim yerime de eğlenin." dedi sesini hafifçe yükselterek. Tam kitabına odaklanmışken arkasından beline dolandığını hissettiği sıcacık kollarla kitap okuyamayacağını anlayıp kendisini onu sarıp sarmalayan bedenin kucağına bırakmıştı.
Büyümüşlerdi. On yedi, neredeyse on sekiz yaşındalardı. Arkasını hafifçe dönüp yüzünü görmek istediğini belli ettiğinde Jeongguk yanına geçti ve Taehyung'un nefesini kesti.
Siyah saçlarını hafifçe kısaltmıştı küçüklüklerine oranla, yüzü şekillenmiş, vücudu gelişmişti. O kadar ağız sulandırıcı birine dönüşmüştü ki iki yılda, on beş yaşının verdiği o çocuksuluk yok olmuş, yerine oldukça sert görünen bir adam gelmişti. Gür kirpiklerinin çevrelediği büyük gözlerini Taehyung'un yüzünde gezdiriyordu.
Taehyung da büyümüştü. Güzelliğine güzellik katmıştı. Saçlarının rengi gözüne çok koyu geldiği için bal köpüğü rengine boyamıştı, kehribar bakışlarıyla saçları o kadar mükemmel durmuştu ki Taehyung'un yeni saç rengini gören Jeongguk bir süre sevgilisine kilitlenip kalmıştı. O yanına gelene kadar gözlerini saçlarından ayıramamış, adım dahi atamamıştı. Ellerini omuzlarına koyan sevgilisine karşılık öyle hızla dudaklarına kapanmıştı ki, dişleri birbirine çarpmış, aşkının dudaklarını hırpalayana kadar da geri çekilmemişti.
Değişmeyen şeyler de vardı, mesela Taehyung hâlâ Jeongguk'un öpücüklerine sevimli karşılıklar veriyor, onu yemekhanede, bahçede ya da sınıfların birinde öptüğünde panikle ayrılıp etrafına bakıyor ve sızlanıyordu. Jeongguk'un bebeğine bakışları da değişmemişti, hayatının aşkına en yumuşak tarafını sergiliyordu, bakışları bile ona değdiğinde eriyordu, zira gözlerine işlenen keskinliğin bebeğini incitmesinden ölümüne korkuyordu.
"Ne yapıyorsun güzelim?" dedi Jeongguk burnunu Taehyung'un yanağına bastırarak. Sabahtan beri görmemişti onu, Quiddich antrenmanlarından bebeğini göremiyor, fazlasıyla özlüyordu.
"Kitap okuyordum seni beklerken, çok özledim." Taehyung Jeongguk'a doğru dönüp dudak kenarına dudaklarını bastırdığında Jeongguk büyük ellerini sevgilisinin beline sardı. Taehyung bayılıyordu Jeongguk'un ellerine, büyük ve güzellerdi, en önemlisi bedeninden asla ayrılmıyordu.
Jeongguk biraz daha öpücük kapmak için aşkına doğru eğilmişti, Taehyung parmaklarını Jeongguk'un saçlarına dolayıp aşkının dudaklarına karşı kıkırdamaya başladığında sırtı Jeongguk'un bağdaş kurduğu bacaklarına değiyordu. Jeongguk dah fazla dayanamadan dudaklarını bebeğinin dudaklarına kapadığında Taehyung etraftaki insanları takmamayı deneyerek karşılık verdi, Jeongguk üzerine iyice eğilmişti, görünmüyordu öpüştükleri.
Dudakları birbirlerinin üzerinde ıslak bir şekilde kayarken Jeongguk işi biraz daha derinleştirdi ve dilini Taehyung'un dudaklarında gezdirip içeri sızdı. Arada bir Jeongguk kendini daha fazla tutamadığından cinsel tansiyon aşırı yükseliyordu ama bundan dolayı ikisi de asla şikayetçi değildi. Zira ikisi de sevgili olarak geçirdikleri, neredeyse, üç yıl içinde birbirlerine tamamen alışmışlardı, iç çamaşırları üzerindeyken duş bile alıyorlardı! Ara sıra yakınlaşmak içisi için de asla bir sorun teşkil etmiyordu, bilakis, içlerinde birbirlerine karşı sönmemek üzere yanan ateşi iyice harlıyorlardı. Taehyung aşkının kendisine tamamen sahip olmasını istiyordu, Jeongguk ise onunla sevişmenin nasıl hissettireceğini düşünüyor, bir süre sonra kendisini banyoda buluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Without Color×Taekook ✓
FanfictionJeon Jeongguk, Slytherinli'ydi. Kimsenin gözlerinin içine bakmaz, kimseyle işi olmazdı. Taehyung ise melez olduğu halde Slytherin evine seçilen sessiz, silik bir tipti. !Hp¡ By Amethyst 🕯️