"Keşke biraz daha dinleseydin, erken çıkıp ne yapacaksın Jeongguk?" Taehyung, sevgilisinin belinden desteklemeye devam ederken sızlanırcasına konuştu. Jeongguk onun bu tatlı haline bakıp hafifçe gülmüş, belindeki elini tutmaya devam ederek minik adımlarla yürümeye devam etmişti.
" İyiyim artık bebeğim, sıkıldım orda yatmaktan. Kendi yatağımda biraz daha dinlenirim, oraya herkes girip çıktığı için rahat edemiyoruz. Öpemiyorum seni güzelce." dedi Taehyung'un yumuşak yanağına dudaklarını bastırıp. Bal gözlü oğlan utançla dudaklarını ısırıp mızıldandı ve kirpiklerinin altından kısa bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Zindanlara indiklerinde yatakhanelerin bulunduğu geçitten geçip ortak salona ilerlediler. Merdivenleri çıkıp yatakhaneye vardıklarında Taehyung Jeongguk'u kendi yatağına oturtup sevgilisinin yatağına geçecekken Jeongguk onu kolundan tuttu.
"Hiç açma bence, burası çok güzel kokuyor, burda dinleneyim?" dedi otuduğu yatağı kast ederek.
"Hem, uykum da var, kokun olmadan uyuyamıyorum artık." Dudaklarını büzdüğünde Taehyung'un gözleri kiraz renkli iki ince et parçasını buldu.
Onları kendi dudakları üzerinde hislemişti. İkisi bir öpücük paylaşmıştı ve gerisini getirmemek için zor durmuşlardı.
" Dün birlikte uyumadık, sen uyuyamadın mı? "
" Sen uyuduktan sonra sessizce yanına geldim. Hemen sokuldun bana, habersiz geldiğim için de sabah erken uyanıp kalktım yanından."
"Neden kalktın ki?.." dedi Taehyung yüzünü hüzünle buruşturup.
"Seninle uyuyup uyanmayı seviyorum, sana benden habersiz yanıma geldiğin için de kızmam. İstediğini yapabilirsin Jeongguk, farklı düşünceler içine girme, tamam mı?" Yanaklarına parmaklarını sarıp konuştuğunda, Jeongguk'un gri gözlerinin her bir zerresini görebilecek kadar yaklaşmıştı sevdiğine. Sonra dudağının üstündeki o çukura çok minik bir öpücük bırakmış, baskısını oradan çekmemişti.
" Tamam o zaman. " Jeongguk ambiyansı bozmamak için hafifçe fıaıldadığında dudakları birbirine sürtünmüş, ikisi de nefeslerini tutmak durumunda kalmışlardı. Jeongguk ikisinin de duyacağı bir şekilde yutkunduğunda Taehyung iyi hissetmemeye başladı.
Bu zamana kadar sadece bir kez böyle hissetmişti, onda da Jeongguk'u rüyasında görmüştü.
Edepsiz bir şekilde.
Daha fazla işleri kızıştırmamak adına Jeongguk'un dudağının altındaki bene dolgun dudaklarını bastırmış, ardından da ivedilikle geri çekilmişti.
"Hadi bakalım o zaman, üzerindekileri değiştirelim de rahat ol." Taehyung sıcak bastığından yatağının yanındaki camı açıp Jeongguk'un dolabına yöneldi ve gözleri gibi gri olan ipek pijamalarını çıkarıp yatağa geri döndü. Jeongguk da o sırada sıkı pantolonunu çıkarmıştı, kazağını çıkarmaya davrandığındaysa omzunun ağrısını hesap etmemiş, sert hareketinden dolayı canını yakmıştı. İnleyerek tek kolunu çıkardığı kazağı başından geri geçirdi.
"Jeongguk! Sevgilim dur! Beni neden beklemiyorsun, yardım edecektim ben sana." Taehyung, canı yandığı için huzursuzlanmıştı, o Bludger'ı patlatmamış olsaydı bir sürü güçlü büyü yapacağından emindi.
Üstelik ona büyü yapana da iyi şeyler yapmayı düşünmüyordu.
" Sahi, sence kim büyü yapmıştır Bludger'a Jeongguk? Sürekli birlikteyiz, birileriyle kavga ettiğini hiç görmedim, öncesinde de duymamıştım." Taehyung Jeongguk'a dikkatli bir şekilde alt pijamasını giyindirirken Jeongguk gözlerini kısarak düşünmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Without Color×Taekook ✓
FanfictionJeon Jeongguk, Slytherinli'ydi. Kimsenin gözlerinin içine bakmaz, kimseyle işi olmazdı. Taehyung ise melez olduğu halde Slytherin evine seçilen sessiz, silik bir tipti. !Hp¡ By Amethyst 🕯️