-1.3-

5.4K 508 105
                                    

"Günaydın, günaydın, günaydın, günaydın, benim tatlı papatyam."

Jimin, Slytherin masasında oturup gazetesini okuyan Taehyung'un yanına gelip neşeyle şakımış, esmer yanaklarına bir sürü öpücük bırakıp kendisini sevgilisinin kollarına atmıştı. Jeongguk da Jimin'e ters ters bakıp Taehyungie'sini kollarının arasına çekince bal gözlü oğlan gülümseyip boynuna minik bir öpücük bıraktı.

"Niye öptün şimdi sen benim sevgilimi?"

"Arkadaşım çünkü?" dedi Jimin sırıtarak. Jeongguk'u böyle delirtmek hoşuna gidiyordu.

"Sen her arkadaşını böyle fazla fazla öper misin?" Jeongguk dişlerini birbirine bastırıp konuştuğunda Taehyung kıkırdadı ve çenesinden tutup yüzünü yumuşak bir hareketle kendisine çevirdi.

"Ne olacak sanki sevgilim, Jimin hyung benim beş yıllık arkadaşım." Jeongguk sevgilim lafını duyunca çattığı kaşlarını istemsizce düzeltti ve hafifçe tebessüm etti. Yaklaşıp burnunun ucuna minik bir öpücük bıraktığında Taehyung panikle gözlerini etrafta gezdirdi. Tamam, sevgililerdi ve sarmaş dolaş geziyorlardı evet ama bunu kendi arkadaşları dışında kimse bilmiyordu.

"Jeongguk! Topluluk alandayız, herkes bize bakıyor!" dedi Taehyung utançla. Kendi masasından ve Ravenclaw masasından onlara şaşkınlıkla bakan gözleri görüyordu, yerine biraz daha sinip yüzünü sakladı. Jeongguk onun bu tatlı haline karşılık biraz daha gülümseyip eğildi ve bu kez dudaklarına bastırdı dudaklarını.

"Baksınlar ne olacak? Sevgili değil miyiz biz? Hiç birbirini seven iki insan görmemişler mi ki? Seokjin, Namjoon'un kucağında oturuyor bak, onlara baksınlar."

"Hyung desene, büyükler bizden, ayıp!" Söylediklerine heyecanlanmıştı, çok heyecanlanmıştı hem de. Ama belli etmemek için kaşlarını çatıp saygısızlığına kızmış, dudaklarının üstüne de hafifçe vurmuştu. Bununla beraber Jeongguk utandığını anlayıp daha da fazla yumuldu Taehyung'a. Öpüyor, sarılıyor ve sızlanmalarıyla gülümseyip duruyordu.

"Seni yiyeceğim bir gün, gerçekten Taehyung. O kadar tatlısın ki, dişlerimi sıkmama neden oluyorsun." Jeongguk konuşması bittikten sonra bebeğine son kez eğilmiş, parlak bakışlarla ona bakan bedenin aralık dudaklarına tersten son kez bastırmıştı dudaklarını. Taehyung'un güzel elleri boynunda ve ensesindeki tutamlarda geziniyordu, Jeongguk'un minik topuzundan firar eden birkaç tutam yüzünü gıdıklıyordu.

"Saçların, çok güzeller." dedi Taehyung hayranlıkla.

"Sen daha güzelsin." Jeongguk'un nefesleri Taehyung'un bakışlarına karşılık biraz hızlandığında bebeğine iltifat etmekten geri durmadı. Taehyung'un esmer teni gül kızılına boyandığında Jeongguk derin bir nefes alıp ona bakmaya devam etti. Kalbini acıtıyordu bu çocuk, nefeslerini kesiyor, canını tazeliyordu sanki. Ne yapacağını şaşırıyordu onun yanındayken, gözlerini üzerinden çekmek istemiyordu.

"Bir sonraki maç Ravenclaw ve Slytherin arasında, sen oynayacak mısın Jeongguk?" Yoongi Jimin'in boynundan başını kaldırıp arkafaşına döndüğünde Jeongguk kafasını salladı ve dudaklarını yaladı.

"Evet hyung, oynayacağım. Profesör Gwon'a büyüyü yapan kişiye dair olan tahminimi söyledim, halledeceğini söyledi. Dün konuşmak için geldi, doğru tahmin etmişim. Ailesine haber verildi, ceza alacak." dedi umursamazca, Taehyung'unu izlemek istiyordu çünkü.

" Kim yaptı büyüyü? "

" Söylemem. Gerek yok. "

" Ölebilirdin Jeongguk. "

" Ama ölmedim hyung, önemli değil, biz bir şey yapmayacağız. Ona verilen en büyük ceza ailesine haber verilmesi zaten. " Konuşmasını bitirdikten sonra Taehyung'a döndü, ama onun bakışları üzerinde değildi. Başka birine bakıyordu.

Heart Without Color×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin