-0.9-

6.2K 595 50
                                    

Kış tatili gelmişti. Taehyung bavulunu toplarken Jeongguk ona arkasından sıkıca sarılmış, yüzünü boynuna gömüp nefeslenmişti.

"Seni özleyeceğim ama ben."

"Burada kalmak zorunda mısın ki?" dedi Taehyung belindeki ellere tutunup.

"Eve dönmek istemiyorum. Çok sıkıcı oluyor." Jeongguk mızıldanarak konuştuğunda Taehyung heyecanla dudaklarını birbirine bastırdı ve aklındaki fikri vazgeçmeden söyledi.

"Benimle gel o zaman."

"Ne?" dedi Jeongguk garip bir sesle. Kendisini, evine mi götürmek istiyordu sahiden?

" Benimle gel. Beraber kalırız, eğleniriz, gerçekten Jeongguk. Ben de gitmek istemiyorum sen burda kalmak istedikçe. " dedi dürüstçe. Jeongguk'la gitmek istiyordu. Annesi de Taehyung'u beş yıldır aşkından yandıran çocuğu görmek istemişti zaten, tanışmaları için güzel bir fırsat olabilirdi.

" Ailen, rahatsız olmazlar mı? "

" Annem seni dördüncü senemden beri biliyor Jeongguk, babama da çıtlatmıştır kesin. Asla rahatsız olmazlar, gel benimle."

"Şey, tamam o zaman. Gelebilirim seninle." Taehyung neşeyle Jeongguk'a dönüp yanağına kocaman bir öpücük bırakmış, kollarını boynuna dolayıp sıkıca sarılmıştı.

" Çok eğleneceğiz! Gerçekten, çok eğleneceğiz! Sana bir sürü yer gezdireceğim! " Sevdiği çocuğu evine götürüyordu, on beş gün birlikte kalacaklardı. Daha güzel ne gelebilirdi ki başına?

"Hayır, hayır gezmeyelim. Sadece seninle güzel vakit geçirmek istiyorum ki bu vakitler orda burda dolanarak değil, sıcaklığınla geçsin istiyorum. En uzak yerimiz evin önünde kar topu oynamak olsun Taehyung, gerçekten, başka bir şey istemiyorum." dedi kendisine erircesine bakan gözlere karşılık.

" Tamam, sen ne dersen o olsun o zaman. Hadi bavulunu hazırlayalım. "

Jeongguk Taehyung'u parlayan gözlerinden öpüp bavuluna yöneldiğinde, Taehyung ellerini kalbinin üzerinde birleştirip yerinde hafifçe sallandı.

Bu çocuk onu daha on beşinde öldürecekti.

°°°

" Anne! "

" Hii, benim minik kaplanım! Hoş geldin bebeğim!"

Taehyung bavulunu bırakıp annesinin kollarına koştuğunda Jeongguk kafasını yana eğip bal rengi gözlere baktı.

Taehyung gözlerini annesinden almıştı.

"Merhaba tatlım." dedi Taehyung'un annesi Jeongguk'un üzerinde gözlerini gezdirerek. Fark etmişti kim olduğunu, biricik oğlunun bakışlarından bile belliydi. İlk başta küçüklük hevesi sanmış, fazla üzerine düşmemişti ama şimdi Taehyung'un ona nasıl baktığını görmüş, çok etkilenmişti. Minik bebeği on beşinde çok aşık olmuştu.

"Merhaba efendim, Jeon Jeongguk ben." Önünde eğilip elini sıktığında kadın da hafifçe gülümseyip saçlarını okşadı.

"Taehyung'un anlattığından daha güzel ve tatlısın. Hadi bakalım, geçin içeri, hava soğuk, üşümeyin daha fazla."

Taehyung Jeongguk'u elinden tutup evin içine çekiştirdiğinde Bayan Kim'in parmak şıklatması ile birlikte gençlerin bavulları içeri taşındı.

"Babacığım!" Taehyung şömine başında gazete okuyan adama neşeyle bağırdığında Bay Kim duyduğu sesle hemen arkasına dönmüş, ona doğru koşan bebeğine sıcak kollarını açıp sıkıca sarılmıştı. Dört ay olmuştu, çok özlemişti biricik oğlunu. Onlar sarılmaya devam ederken Jeongguk, Taehyung ve babasına garip bir hüzünle baktı. Sahi, amcası en son ne zaman böyle sarılmıştı ona? Halbuki ailesi yaşarken ne çok severdi Jeongguk'u. Bayan Kim'in omzuna dokunmasıyla daldığı yerden gerçekliğe döndü.

Heart Without Color×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin