-2.4-

3.6K 381 66
                                    

Taehyung aceleyle, kravatını bile düzeltmeden Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersine girdiğinde, Hoseok onun bu haline bakıp kahkaha atmıştı, zira arkadaşı 'az önce çok fena becerildim' imajını fazlasıyla veriyordu.

"Siz kudurdunuz artık, derse girmeden önce düzüşmek de ne demek oluyor?!" Taehyung derin bir nefes verip sırasına oturmuş, arkasına yaslanarak kravatını bağlamaya başlamıştı.

"Hoseok, düzüşmedik."

"Yalancı, tipinden belli. Sen içeri girer girmez etraf libido kokmaya başladı. Jeon nerde?"

"Geliyor, beni önden gönderdi."

"Toparlanması uzun sürüyordur tabii. Kıçın acıyor mu?" Hoseok'un sorusunun üzerine kaşlarını çatıp arkasına dönerek koluna sertçe vurmuştu.

"Hoseok!"

"Tamam be! Bir şey demedim!" Hoseok ona karşı çemkirdiğinde Taehyung dudaklarını ısırıp önüne döndü. Sevişmemişlerdi, neredeyse birlikte olacaklardı ama ders akıllarına gelmiş, son anda kendilerini toparlamaya çalışmışlardı. Yan sırası çokça aşina olduğu kokunun sahibiyle dolduğunda derin bir nefes alıp gözlerini aşkına çevirdi. Derin nefesler alıp veriyordu Jeongguk, gözlerini Taehyung'a çevirmiyordu zira ona baksa üzerine atlamamak için kendisiyle cebelleşmesi gerekirdi. Huysuz ve mutsuzdu.

"Aşkım, kızma ama bana." Jeongguk, bebeğinin sesini duyduğunda iç geçirip bakışlarını ona çevirdi. Dağılmışlardı, ikisi de her şeyi bedenen belli ediyordu. Jeongguk, Taehyung'un güzel yüzüne bakıp hafifçe gülümsedi ve yanağında parmaklarının tersini gezdirip dudaklarını yaladı.

"Kızmıyorum bebeğim, neden kızayım?" dedi kıkırdayarak. Taehyung ise aşkının ona kızgın olmadığını anladığında rahatlamış bir nefes verip yanağına dudaklarını bastırdı uzunca ardından da boynuna sarıldı Profesör gelene değin.

Hocanın gelmesiyle birlikte derslerini dinleyip notlarını almışlar ve Slytherin evinin içinde olacak olan duello hakkında bilgi almışlardı.

"Umarım karşılıklı oluruz. Büyü kullandığın zaman çok kışkırtıcı oluyorsun. Bunu ilk elden denemek isterim."

Ders bitiminde herkes eşyalarını toplarken Jeongguk Taehyung'a karşı konuşmuştu. Taehyung ise birazcık tedirgindi, büyü konusunda kendisine güvense de karşısına Jeongguk geçerse ona karşı en ufak bir sersemletme büyüsünü bile kullanamazdı. Canını yakma düşüncesi, zarar geleceği düşüncesi beynini fena işgal etmişti.

"Aşkım? Sana diyorum."

"Ne? Bir daha söyler misin caniçim, dinleyemedim seni." Taehyung kendisine seslenen sevgilisiyle daldığı yerden ayrılıp aşık olduğu yüze çevirdi gözlerini.

"Karşılıklı olsak, güzel olur diyorum."

"Hm, öyle olur tabii."

"Aklında ne var senin? Çok endişelisin." Saçlarının arasına bırakılan öpücükle Taehyung gözlerini kapayıp biraz daha yanaştı sevgilisine, bu sırada sınıf tamamen boşalmıştı.

"Korkuyorum Jeongguk, sana zarar gelir diye. Önlemler alınmış olsa da canın yanacak. Seninle duelloya tutuşmayı hem istiyorum, hem istemiyorum. Beninle olursan canını acıtacak tek bir hamlede bile bulunmam, ama yapmak zorunda kalırım. Başka birileriyle olsan kimsenin umurunda olmayacaksın, kazanma hırsıyla zarar verecekler. "

" Bebeğim, güzel sevgilim, canımın içi neden böyle derin düşünüyorsun? Dediğin gibi önlemler alınacak, hem, senin canın yanmayacak mı sanki? "

" Benim canım sensin, sen iyiysen ben de iyiyim, bu asla değişmeyecek. "

" Sana daha fazla düşmem için mi yapıyorsun tüm bunları? Tüm varlığım sana karşı aşkla dolu, ama hâlâ kalbimi çarptırmayı, daha fazla sevgiyle doldurmayı başarıyorsun. Nedir bunun sırrı? Tüm benliğim adını haykırırken nasıl fazlasıyla yanıp tutuşabiliyorum ben? " Jeongguk'un sözleriyle iç geçirip gözlerinin içine bakmaya devam etti Taehyung, zira söyleyeceği tek bir kelime bile yoktu. Bu lafların üzerine kalbi öyle güzel bir sızlamayla yeniden varoldu ki, çareyi sevgilisinin iki dudağında konaklamakta buldu. Öptükçe daha çok öptü gri bakışlıyı, bıkmadan usanmadan devam etti. Birbirlerinden ayrıldıklarında Taehyung parmaklarını sevgilisinin yanaklarında gezdirdi ve alnını alnına yaslayıp gülümsedi.

Heart Without Color×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin