1. Bölüm

11.9K 626 64
                                    

Selam çok özledim buraları.

Çokça ihanet, çokça sorunu geride bırakarak geldim.

Bölümlerini hazırladığım sürpriz  bir kurgum daha var psikolojik bir kurgu.

Hikayenin değişimi hakkındaki düşünceleriniz?

Bölüm sözü: yalnızlığın ironik yanı hepimizin aynı anda yalnız olmasıydı.

🕸🕸🕸🕸
Vatan her şeydi.
Ben bu vatan topraklarına; arkadaşlarımı,kardeşlerimi ve ailemi vermiştim.

Benim için aile artık vatan demekti.
Arkadaş; mezar, kardeş; bayraktı.

Ölüm gözlerimi kapatmak değildi benim için şehitlikti.

Çıktığım onlarca göreve hep o yüce mertebeye ulaşmak için çıkmıştım.

Şimdiyse bu vatan, bu toprak uğruna çıktığım iki yıllık görevimin son günündeydim. Askerlerimizin beni kurtarmasına saatler belki de dakikalar kalmıştı.

Onca kokuşmuş şerefsiz, onca iğrenç vatan hainin arasında iki koca yıl geçirmiştim.

İşlerini bozmak için yavaş ve küçük hamlelerle başlamış, gittikçe hamlelerimi büyültmüştüm.

Bedenim, kir pas içindeydi.
Ruhum, kararmıştı.

Koskoca iki yıl ne oğlumun ne kocamın mezarına gidebilmiştim.

Hep dua etmiştim ama onlara, hep sözler vermiştim. Ne onların ne de silah arkadaşlarımın kanlarını yerde bırakmayacaktım.

Bu görev bunun içindi. Katlandığım işkenceler, tacizler hepsi intikam içindi. İçim soğumayacaktı bu kamp patlayınca. Eşim, oğlum, askerlerim geri gelmeyecekti ama kanları yerde kalmayacaktı. Gözleri açık gitmeyecek, gittikleri yerde daha mutlu olacaklardı.

Yorgundum, ruhum da bedenim de yorulmuştu.

Duyduğum silah sesleriyle yorgunca gülümsedim ve eski pis çantadaki işaretlenmiş haritalar, kanıtlı dosya ve bellekleri kontrol ettim.

Dışarı çıktığımda gelen timin çoğunu indirmiş olduğunu gördüm.

Hızla büyük bir kayaya ilerledim. Omzumdan vurulmuştum. Sırtımı kayaya yasladım ve yüzümdeki puşiyi omzuma bastırdım.

Sırtımı verdiğim kayanın çaprazında korkuyla etrafına bakan Muzaffer'i gördüm. O bize canlı lâzımdı.

Silah seslerinin kesilmesiyle adım sesleri olduğumuz yere geldi. Kampta sadece ikimiz canlı kalmıştık.

Kampın ele başı olan Muzaffer'i sertçe tutup helikoptere götürdüler.

Emir buydu çünkü Muzaffer ve yanındaki kadın sağ olarak getirilecekti.

Özellikle vurulduğum kolumdan tutarak benide helikoptere götürdüklerinde boş bulunarak inledim ve yarama daha fazla bastırdılar.

Esmer olan, komutan olarak tahmin ettiğim adama bakarak konuştu;
"Komutanım, sizce neden onları canlı istediler?"

Cevap pek gecikmedi. "Üstlerden bunun bilgisini almadım aslanım ama yüksek ihtimalle konuşturmak için."

Esmer asker başıyla onayladı.

İğrenen bakışlar üzerimde geziyordu.

Kırılmadım aksine gurur duydum ülkemin askeriyle bir kez daha. Omzumun ağrısı dayanılmazdı artık. Sıyırmış olsa da canım yanıyordu.

Gözlerimi sıkıca yumdum ve dişlerimi sıktım. Puşimi iyice yaraya bastırdım. Siyah beyaz puşim kıpkırmızıydı.

"Bisturi, şu kadının yarasına bak oğlum." Duyduğum sert sesle gözlerimi açtım.

İlda İzgi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin