13. Bölüm

2.6K 237 52
                                    

400'e yakın okumaya 30 oy çok az değil mi??

Ben gerçekten emek vererek yazıyorum ve karşılığını görememek beni üzüyor.

Lütfen oy ve yorum yapın bir şey kaybetmezsiniz 💗

.........

"Üstündeki üniformayla seni ne zaman görsem tekrar aşık oluyorum" diyip elinin tersiyle yanağımı okşayan adama sevgiyle baktım.

Ona verilen odayı göstermemi emreden albayla buraya gelmiştik.

Göğsüm az önceki öpüşmemizden dolayı hızla inip kalkarken ona bakıyordum.

Yüzünün her detayını ezbere biliyordum. Uyuyamadığım, kabuslarla uyandığım geceler saatlerce onu izliyordum çünkü.

Uyurken kaşlarını çatar, dudaklarını büzerdi. Bir şeye odaklandığında gözlerini kısardı, gerildiğinde sağ bacağını sallar, heyecanlandığında sol bacağını sallardı.

Utandığında eli hep ensesine giderdi.

Ben tüm doğrusuyla yanlışıyla bu adama deli gibi aşıktım.

Düşünmeden bir kurşunun önüne atlardım onun için. Ölüm beni korkutmazdı ama onun ölümü beni yakar, yıkardı.

Ona olan bu aşkım bir gün beni öldürecekti belki de. Kim bilir?

⚔️⚔️⚔️
Kapısına geldiğimiz evle derin bir nefes aldım.

Bir aileye sahip olma hissi beni geriyordu açıkçası. Özellikle de istenmediğimi hissettiğim bir aileydi.

Emre'nin elini sıkı sıkı kavradım ve kapıyı çaldım.

Açılan kapıyla tuttuğum nefesimi verdim. Karşımda Eylül Hanım vardı.

"Hoşgeldin-iz" önce bana sonrada arkamdaki Emre'ye bakarak konuşmuştu. Sanırım Arsel bahsetmemişti.

"Hoşbulduk Eylül Hanım" diyip gülümsediğimde o da gülümsedi.

İçeri ilerlediğimizde salondan sesler geliyordu ve biz kapıya geldiğimizde tüm sesler susmuştu.

Arsel ayağa kalktı ve bana sarıldı.

Sanırım bunu beklemiyordum. Hayır, kesinlikle bunu beklemiyordum.

Yine de bozuntuya vermedim ve kollarımı ona doladım.

Salonda bakışlarımı gezdirdiğimde herkesin bakışları Emre'deydi.

"Ölmüş kocanın üzerine sevgili yapıp bir de evimize mi getirdin?" diye soran Arel'le sinirle ona döndüm.

"Ne diyorsun sen!" dediğimde o da ayaklandı.

"Üç gün önce geldiğinde kocam şehit oldu derken ağlayacak gibiydin! Baya sadakatliymişsin." Düşünür gibi yaptı.

"Neydi adı... hah Emre Üsteğmen'e üzüldüm. Ömrünün son zamanlarını senin gibi bir yalancıyla geçirmiş." dediğinde sinirle konuşacakken benden önce Emre elini uzattı.

"Yüzbaşı Emre Bozkurt. İlda İzgi Bozkurt'un hem resmiyette, hem Allah katında eşiyim. Derdin neyse bana anlat delikanlı, karıma tek bir laf daha edersen bu evi hepimiz içindeyken yakarım!" Tehdit vari ama kısık bir sesle konuşmasıyla salon sessizleşti.

Arel iki adım geriledi ve "Sen.. öldü dedi" dediğinde Yüzbaşı sinirli bir nefes aldı.

"Arel yeter! Emre Yüzbaşı özel bir görevdeydi ve bu konu bir daha açılmayacak! Sende ablandan yaptığın bu hadsizlik yüzünden özür dileyeceksin!" Sesi kendinden emin ve fazlasıyla otoriter çıkmıştı.

İlda İzgi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin