3.Bölüm

9K 565 49
                                    

Selam! Lütfen oy ve yorumları eksik etmeyin o kadar okumaya o kadar oy yazma hevesimi kırıyor açıkçası. İyi kötü her yorumunuza açığım. Hoşlanmadığınız değişmesini istediğiniz yerleri belirtirseniz çok memnun olurum.

Yazarken çok zorlandım ve tıkandım. Neden bilmiyorum açıkçası geç gelmesinin sebebi bu.

Oy sınırı:20 Yorum sınırı:20

İyi okumalar
🕸🕸🕸

Tanrı bize 'hayatını kabul ediyor musun?' diye sormaz. Seçim şansı yoktur, kaderin zaten yazılmıştır.

Sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin veya yaşamayacağını.

Bir haftalık sürecin sonunda DNA testi sonuçları çıkmıştı.

Sonuç beklediğim gibiydi; Sarmaşıkların kızıydım.

Bu bir hafta da Eylül Hanım ve Merih Bey'le görüşmüştüm.

Oğlum ve kocamı da ihmal etmemiştim.

Onları delicesine özlüyordum.

Şimdi hastanenin bahçesinde Eylül Hanımla oturuyorduk.

"Bak kızım, Allah yaşatmasın ama evlat acısı çok büyüktür yıllarda geçse bitmez. Gittikçe büyür içinde alev alev yakar seni." dediğinde gözlerimi yumdum.

Ben aynı günde hem kocamı hem oğlumu toprağa vermiştim.

"Ben yıllardır acısını çektiğim evladımla haliyle görüşmek istiyorum. Bu yangın yetti benim yüreğime. Sende istersen görüşelim. Mesela bu akşam bize yemeğe gel olmaz mı?" Tatlı bir heyecanla konuşmuştu.

Acaba bende oğlumu görsem böyle heyecanlanır mıydım?

Evlat acısını biliyordum o yüzden şans verecektim bu kadına.

"Tabii akşam sizinle yemek yemekten mutluluk duyarım Eylül Hanım."

Gözlerinin içi parladı.

Bu kadardı.
Bir anneyi mutlu etmek bu kadardı.

Keşke oğlumda benim ellerimden yemek yiyebilseydi.

Onu koruyamamak beni kötü bir anne mi yapardı?

Derin bir nefes aldım. Hayatım boyunca bunun pişmanlığıyla yanıp tutuşacaktım.

Akşam yemeği
Derin bir nefes alarak kapıyı tıklattım.

Kendimi yeterince hazır hissetmiyordum.

Kapının saniyeler içinde açılmasıyla tuttuğum nefesimi bıraktım.

Eylül Hanım'ın içeri davet etmesiyle teşekkür ederek peşinden ilerledim.

Merhabalaşarak oturduğumda ortamda elle tutulur bir gerginlik vardı.

Komutanımla kardeş olduğumu bilmek beni zaten gererken aynı sofrada oturmak nefesimi tutmamı sağlıyordu.

Eylül Hanım, ortamdaki gerginlikten rahatsız olmuş olacak ki konuşma başlattı "Nasılsın kızım?" gülümseyerek sormasıyla ayıp olmasın diye bende gülümseyerek cevap verdim "İyiyim Eylül Hanım. Ya siz?"

Gülümsedi. Bu kadın haddinden fazla gülümsüyordu. "Sen geldin ya artık çok iyiyim." Gözleri dolu doluydu.

Gülümsedim ona. Bir anne için en zor şeydi evlat acısı.

İlda İzgi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin