8.Bölüm

7.2K 467 42
                                    

Yazardan
Rüzgarın uçuşturduğu saçlarını kulağının arkasına özensizce sıkıştırdı genç kadın.

Balkonundaki salıncakta oturmuş, güneşin doğuşunu izliyordu.

Soğumuş kahvesine bakarak yüzünü buruşturdu ve sigarasını yaktı.

Ciğerlerini zehirlemekten nefret ediyordu ama bu zehirli duman ona kendini iyi hissettiriyordu.

Gözleri dün oğlunu ziyaret edişinden sonra ağlamaktan şişmiş,kızarmıştı. Böyle bile güzeldi genç kadın.

Gelen adım sesleriyle başını balkon kapısına çevirdi ve uykusundan yeni uyanmış, gözlerini yumruk yaptığı elleriyle ovuşturan sevdiği adamı gördü. Gözlerinin sevgiyle parladığına emindi genç kadın.

"Sevgilim." Adamın uykulu çıkan sesiyle gülümsedi kadın, özlemişti bu ses tonunu. Dağılan saçlarını düzeltmek istercesine ellerini saçlarından birkaç kez geçirip sevdiği kadının yanına adımladı Emre.

Uzun kemikli parmaklarıyla, kadının dudakları arasındaki sigaraya uzandı ve sigarayı alarak küllüğe bastırdı.

Çatık kaşlarıyla ona bakan sevgilisine şefkatle gülümsedi ve yanağını okşadı. Anında kadının kaşları düzeldi ve sevdiği adamın karşısında eriyip gitti.

"Şu illeti içmeni sevmiyorum yavrum." Kafasıyla onayladı genç kadın onu zaten şuan 'öl' dese ölecek kıvamdaydı.

Emre, sevgilisine yaklaştı ve yanağını öptü narince. Sonra dudağının kenarına bir öpücük daha kondurdu ve en son sertçe dudaklarını İlda'nın dudaklarına yasladı.

Kadın büyük bir zevkle karşılık verdi ve birkaç saniye sonra ayrıldılar.

Emre, başını sevgilisinin göğsüne yasladı ve camdan dışarıya baktı boş boş.

Eşiyle geçirdiği her anda 'ya oğlumda burda olsaydı' diye düşünmekten kendini alı koyamıyordu.

İlda elini, göğsüne yatan sevgilisinin saçlarına koydu ve yavaş yavaş okşamaya başladı.

Yorgun hissediyordu genç kadın. Bu bedensel bir yorgunluk değildi, ruhsal anlamda bir yorgunluktu.

Ruhu yorulmuştu genç yaşında. Saçlarının arasına düşmeye başlayan aklar canını iyice sıkıyordu.

Oğlunu kaybettiği günden beri hiç iyi değildi. Canıydı, kanıydı oğlu onun.

Bir kez daha nefretle dolup taştı içi anneliğini ondan alan canilere karşı.

"Sevgilim" tatlı bir sesle mırıldandı kadın. Eşine danışmak, ondan fikir almak istiyordu. Her şeyi ona anlatmaya ihtiyacı vardı ama ondan önce merak ettiğini sormalı, sevgilisinin bu zamana kadar neler yaptığını öğrenmeliydi.

İlda'dan

"Ayrı geçirdiğimiz bu seneler içinde neler yaptın? Ne yaptılar sana? Çok yaktılar mı canını?" diyerek tepkisine baktım. Gülümseyen yüzü solmuştu.

Elimin tersiyle yanağını okşadım.

"İlk dört ay çok zordu. Her şeyi unutmamı istediler, beni kendi adamları yapacaklardı. Ama beceremediler. Ne ağzımdan laf alabildiler, ne hayatımı unutturabildiler." Derince iç çekti.

"Bu dört ay içinde bazıları bedenimde, bazıları ruhumda kalıcı yaralar açtılar ama dişimi sıktım hep." Anlatırken zorlandığı belliydi.

Güç vermek isteyerek sol elini ellerim arasına aldım ve elinin üzerini okşamaya başladım.

İlda İzgi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin