Tüm gece rüyamda Koçer'i gördüm, rüya olduğunun bilincindeydim ama tüm bu yaşananların rüya olabilme ihtimalinden mütevelli uyanmak istemiyordum.
Yüzümde gezen parmaklar yüzünden gözlerimi açmak zorunda kaldım fakat bunu yapmak hayli güç olmuştu. Göz kapaklarımın üzerinde sanki ağırlıklar vardı, açmak zordu hayata onları.
Gözlerimi aralamayı başardığım vakit, o parmakların Koçer'e ait olduğunu gördüm. Dudağıma serseri bir gülüş oturdu, onu izleyen kısık gözlerim rüya değil de gerçek olduğuna kanaat getirmenin şükrünü yaşıyordu adeta.
Tek sorun yanımda yatmıyordu, yatağın yanına yere oturmuş, kolları yatağın üzerinde, sağ elinin soğuk parmakları ise alnımda geziyordu. Diğer koluna dayadığı çenesi dik duruyor, endişeyle bakıyordu parıltılı hareleri. Bedenim ise hala çırılçıplaktı, bedenime değen çarşaf ikinci bir deri gibi üzerimde yer edinmişti.
Sesimi bulduğum vakit, "Koçer," dedim. Gözleri dalmışta, yeni kendine gelmiş gibi birkaç kez kırpıştı, "Umay'ım. Günaydın, nasılsın?" Dedi endişeli tavrı ile. Endişesini anlamadım, "İyiyim, sadece biraz daha uyumak istiyorum. Sen nasılsın?" Dedim normalmiş gibi davranarak. Gözlerimi ondan kaçırıyordum, zira hala çıplaktım yatağın içinde. "Uyumadım tüm gece, uyuduktan sonra ateşlendin hemen. Titreyip durdun. Uyuyamayınca kalktım bende, bekledim uyanmanı." Dedi.
Yüzüne baktığımda uykusuzluğunu yeni anladım. Bedenine baktığımda ise giyinik olduğunu gördüm. Söylediklerine çok şaşırdım, çünkü ben pamuklar üzerinde gibi uyumuştum. Elimi alnıma götürüp, elinin yanından bir de ben baktım ateşime. "Ateşim yok ki. Uyurken de rahattım," dedim iyice yorganın altına saklanırken.
Doğruldu yerden, bu kez dudaklarını değdirdi alnıma. "Düşmüş çok şükür, çok korktum tüm gece. Ocağı yakayım su ısınsın, banyo yaparsın. Ben su ısınana kadar namazımı kılayım. Kalkma," deyip alnımı öptü tekrardan. Ona başımı sallayarak onay verdim. Kapıya doğru yürürken, "Koçer! Dolapta seccadeler." Dedim hala saklanmaya çalışırken. Gülümsedi yorgun olduğu her halinden belli iken. Dolaba ilerleyip, seccadesini alıp çıktı odadan.
O gidince yanaklarıma dokundum, sıcaktı ama bunun ateşle ilgisi yoktu. Bugün kocamla ilk günümdü, ne de güzel uyumuştum tüm gece. Üstelik rüyamda bile o vardı. Rüyalara denkti onunla olmak.
Yataktan kalktığım vakit üzerimdeki halsizlik ve yorgunluk kendini belli etmişti. Üzerime hemen geceliğimi geçirdim. Dolaba ilerleyip kıyafet çıkardım kendime. Miskin ve yavaş hareketler ile aynada yüzüme baktım. İnsan mutlu olunca kendini ne denli güzel görüyordu suretini öyle. Dağılmış saçlarım bile hoş gözüktü gözlerime. Aynaya bakarken gülümsedim kendime.
Yatağa yöneldiğim vakit, dehşete düştüm. Çarşaf kanlı idi. Kullanılır yanı kalmamıştı, yerdeki yatak örtüsü ise ondan beterdi. Sanırım gece de kanamam olmuştu. Günüm değildi, bunu bir bilene sormam lazımdı sanırım. Gözlerim dalmış, dün gecenin hatıraları zihnime düşmüştü yatağa bakarken.
Kocam bana çok narin davranmıştı, çokça sevdiğini söylemişti birbirimize sahip olurken. Odanın kapısının açıldığını duyunca yutkunup ardımı döndüm. Koçer bir bana, bir yatağa bakıyordu kapı ağzında.
Çekinip gözlerimi öne çevirince, "Su ısınmış gülüm. Ben toparlarım buraları, soğumasın suyun," deyip yanıma adımladı. Tam ardımda durup saçımın üzerini öptü, çenesini başımın üzerine dayadı. Elleri bedenimi sardı, "Bu arada çok güzelsin." Deyip çenesini ve ellerini çekti geri.
Önden o çıktı odadan, mutfağa yönelip güğümü almıştı. Ben banyo kapısı önünde beklerken, güğümü içeri bırakıp yanıma geldi. Yanağıma bir öpücük bırakıp, yatak odasına gitti. Kalbim hızla atıyor, anın gerçekliğini sorguluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntisab
ChickLitKapak için @eskalayci_ 'ya sonsuz teşekkürler❤️ İntisab kelime anlamı ile; Bir yere, bir kimseye mensub olmak, bağlanmak anlamlarına gelen Arapça kökenli ve Osmanlıca da çokça kullanılan bir kelimedir. Herkese küs, herşeyden kaçmış bir kadı...