KORHAN"Burada ne işim var?"
Son birkaç saattir zihnimde dolanan sorunun, cevabını bulmaya çalışmak beni daha çok soruya hapsediyordu. Bir labirentin içine sıkışıp kalmışım da çıkışı görmeme rağmen yanlış dönemeçlere sapmışım gibi burada olmanın suçluluğunu hissediyordum. Hiçbirine, olayların tam göbeğinde olacak kadar yakın değildim ama buradaydım. Kimse de bu durumu yadırgamamıştı. Benim kendimi sorguladığım kadar, Bahar bile sorgulamamıştı beni.
Kimdim ki ben onlar için?
Ne işim vardı olay yerinde, Bahar'ın çevresinde, hastanede...
Peki ben neden basiretim bağlanmış gibi çekip gitmekte zorlanıyordum. Onlar benim için neydi?
Bahar'la olan konuşmamız, içeri mümkün olduğunca ses çıkarmadan giren Bora Bey'in kızı yüzünden yarıda kalmıştı. Bahar, annesinin sesini duyduğu an gözlerini kapattı. Sanki hiç uyanmamış gibi. Rolüne kaldığı yerden devam etmek istiyordu anlaşılan. Bense kapı açılana kadar olduğum yerden kıpırdamadım. Ürkekçe adım atan sarışın kızın konuşma ihtiyacı yüzünden okununca da soluğu kapının önünde aldım. Minnet dolu bakışlar eşliğinde, kapıyı ardımdan yavaşça kapattım. O sırada odanın içini gösteren pencerenin önünde dikilen çocuk gözüme ilişti. Daha önce dikkatimi çekmediğine göre yeni gelmiş olmalıydı ya da bir süredir buradaydı ama gözümüze gözükmüyordu. Peki, ne kadar zamandır ve neden?
"Denizdi değil mi?"
Dikkatini üzerime çekmek istedim ama o gözlerini odanın içinden ayırmadı. Yüzünde tedirginliğin içinde eriyen bir korku vardı. İçerideki hareketliliği öyle pür dikkat izliyordu ki, bu ilgisinin nedeni sadece Bahar olamazdı. Duymadığını düşünerek sesimi biraz daha yükselttim. "Deniz-" Kulağının dibindeki kükreyişim nihayet odağını bana çevirmesine vesile oldu. "Di değil mi?" İlk anda çok boş bir bakış attı. Kim olduğumu fark etmesi birkaç saniyesini aldı. Tedirginliğini gözlerinde taşıyan çocuk başıyla beni onayladı. Bu saatte burada olduğuna göre Bahar'la komşuluktan daha yakın bir ilişkileri vardı. Peki, bu endişesinin tek nedeni o muydu?
"Durumu nasıl?"
Başımı cama doğru çevirdim. Bahar'ın bir süredir oynadığı 'Uyuma' numarasına ara verdiğini görebiliyordum. Belli ki 'Tıp' oyununu da askıya almıştı. Annesinin başaramadığını bu kızın başarmış olması, düşündüğümden de önemli bir yere sahip olduğunu ya da annesiyle büyük bir problemi olduğunu gösteriyordu. "Riskli bir ameliyat olacakmış, doğru mu?" Rolleri değişmişiz gibi ilgimi üzerine çekmeye çalışan Deniz'e dertli bir bakış attım.
"Maalesef."
Beni anladığını belli eden ifadesi, daha da katlandı. Bakışlarını tekrar odanın içine çevirdi. Derin bir ıstırap içinden taşmış gibi nefes aldı ve bu hali, baktığı ve gördüğü kişinin farklı olduğu hissiyatını uyandırdı. Sanki başından buna benzer bir olay geçmişti. Sonunun ne olacağını bildiği kadar emin olduğu bir anı. Kötü bir hatıra...
"Konuşmak ister misin?"
Sorum ilgisini çektiği için yanına geldiğimden beri ilk kez bana dikkatli bakmıştı. Konuşmaktan kastımı anlamaya çalışıyordu. Dertleşeceğimize ihtimal mi vermişti? Hiç tanımadığım birini dinleyecek kadar, saplanmamıştım bu labirente. Yeterince kaybolmuştum. Başka birinin yönümü şaşırtmasına ihtiyacım yoktu.
"Seni gördüğü için mutlu olacaktır."
Bahar'ı kast ettiğimi anladığında yüzüne bir rahatlama geldi. Ardından tekrar bakışlarını iki kızın üzerine çevirdi. "Belki sonra." Aniden arkamda beliren ses, boğuk ve küçümseyiciydi. İnsanı ilgi göstermek zorunda bırakan türdendi. Başımı omzumun üzerinden geriye doğru çevirdim. Harareti adımlarına yansımış çocuk, bir an gözümün önüne babasını getirdi. Bu gelişi, kesinlikle hayra alamet değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/302645170-288-k130446.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHTLAR 2 - BAHAN
General FictionHer bir yaprak kendi yazdığı hikayenin başrolünü üstlendi. Tek tek kaleme aldı tüm geleceğini... Bahar & Korhan Onların hikayesi ise çok başka... Baba kelimesini yıllar sonra hayatına alan Maganda, annesini aslında tanımadığını öğrenince ne yapacak...