BAHAR
"Belki de senden, senin bile fark etmediğin bir ipucu çıkartacağım."
Bakış açısı değiştiğinde, başta insana saçma görünen şeyler bile gerçeğe götürecek birer ipucu olabilirdi. Bu nedenle Komiser Aykut, anlattığım olayı bambaşka açılardan değerlendirmiş, bir saniye bile olsun susmama izin vermemişti. Aklını daha önce bu şekilde kullanan birini hiç görmemiştim. Yorulsam bile babama bir faydam olur diye son gücümü kullanmaya çalışıyordum.
Kapının tıklatılmasıyla herkesin ilgisi gelmesi geciken hemşirelere kaydı. İkisi de serinkanlı bir ifadeyle kaşlarını kaldırdı. Gördüklerinden pek hoşnut olmamışlardı sanırım. "Oo, bu ne kalabalık," diyen kadın gözlerini komiser ve yanındaki polisin üzerinde dolaştırırken "Bunu bugün yapmanız şart mıydı?" diye sordu sitemle.
"Hastanın dinlenmesi gerekiyor."
Aykut Komiser yanındakine toparlanmasını işaret etti. "Şimdilik işimiz bitti zaten hemşire hanım," derken attığı bakışın anlamını biliyordum artık. Daha benimle çok işi vardı. "Sonra görüşürüz Bahar." Başıyla selam veren komiser odadan hızlıca çıktı. Hemşirenin odağı bu sefer de Masal'ın üzerine kaydı. "Seni de biraz dışarı alalım." Masal kendini işaret ederek "Ben mi? Neden?" diye sordu. "O kuzenim. Kalabilir," desem de hemşire dinlemedi. Yatağın etrafından başucuma doğru dolanırken "Hastanın pansumanını yapacağız. Lütfen dışarı çıkar mısınız?" dedi. Masal kapıya doğru yürürken dudaklarını kıpırdattı. "Dışarıda bekliyorum." Başımı tamam anlamında salladım. Onun çıkışıyla elinde tepsimsi bir şey tutan hemşire kapıyı kapattı. Başucumdaki ise bedenime bağlı olan kabloları kontrol ediyordu.
"Nasıl hissediyorsun? Ağrın var mı?"
"Dayanılmayacak kadar değil."
Makinelere bakarak elindeki dosyaya bir şeyler not eden kadın "Yine de biz bir ağrı kesici ve sakinleştirici iğne yapalım," deyip arkadaşına baktı. Tepsiden enjektör alan diğer kadın hazırlıklara başladı. "Aslında seni pansumandan sonra yürütmemiz gerekiyordu ama tansiyonun biraz düşük, kalp ritminde de ufak bir düzensizlik var. Bunu az önceki olaya bağlıyorum. Biraz takip edelim."
"Babamla ilgili bir gelişme var mı?"
Dosyayı ayakucumdaki masaya bırakan kadın "Baban?" diye sordu kaşlarını çatarak. "Cem Adanan," demem şok etkisi yaratmış gibi görünüyordu. "Cem Bey sizin babanız mı?" Tekrar dosyayı eline aldı ve birkaç sayfasını karıştırdı. "Soyadınız yanlış yazılmış olmalı, kusura bakmayın." İtiraz etmeme bile fırsat vermeden kağıdın üzerine çizik attı ve bir şeyler yazdı. "Geçici olarak düzelttim. Yeni dosyada mutlaka dikkat edilmesini söyleyeceğim." Dosyayı bana doğru çevirdi. 'AK' soyadının üzerini çizmiş ve 'ADANAN' yazmıştı. 'BAHAR ADANAN' Bu kelime hala yabancı bir his uyandırıyordu içimde. Sanki bana ait değilmiş, hiç olmayacakmış gibi...
"Babanız hala yoğun bakımda. Durumu ciddiyetini sürdürüyor Bahar Hanım."
Hemşirenin mizacı bir anda değişti. 'Ye kürküm ye' dünyası buna deniyor olmalıydı. Senden, size sadece bir soyadıyla geçebilmiştim. Ne büyük adım... "Görebilir miyim?" Acılı bir ifade takınan kadın "Maalesef," dedi. "Yanına kimse alınmıyor. Ayrıca sizin de çok fazla hareket etmemeniz gerekli." Pansumanımı yapmak için üzerimdeki pikeyi çekti. Bacaklarımda hiçbir sargı olmaması dikkatimi çekti. Tenim resmen rengarenkti. Siyah, mor, sarı, yeşil. Ve bu yer yer olan renk karmaşası, özellikle tek baldırımda yoğunlaşıyordu.
"Az önce yürümemden bahsediyordunuz."
Bacaklarımın arasındaki yastığı dikkatli bir şekilde aldı. "Evet ama o sadece bu oda içinde birkaç adım, protezini zorlamayacak şekilde-" Duyduğum kelimeyi sorgularcasına "Protez?" dedim. "Ne protezi?" İki hemşire de birbirine baktıktan sonra en konuşkan olanı "Ameliyat sonrası gerekli olan açıklamalar size yapılmadı mı?" diye sordu. Başımı hayır anlamında salladım. "Anneniz kendi açıklayacağını söylemişti." Kim bilir, belki de açıklardı. Konuşmasına fırsat verseydim. "Kalça ve bacağınız arasında kalan kemiğiniz kırıldığı için protez takıldı. Dizinize kadar uzanıyor." Gözlerim bacaklarıma kaydı. O metal parçayı duyana kadar bacağımdaki varlığından haberim bile yoktu. "Göğüs kafesinizdeki kırıkların kendi kendine kaynamasını bekleyeceğiz." Bedenimdeki sargı bu yüzden miydi? "Bu nedenle çok fazla hareket etmemeniz gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHTLAR 2 - BAHAN
Художественная прозаHer bir yaprak kendi yazdığı hikayenin başrolünü üstlendi. Tek tek kaleme aldı tüm geleceğini... Bahar & Korhan Onların hikayesi ise çok başka... Baba kelimesini yıllar sonra hayatına alan Maganda, annesini aslında tanımadığını öğrenince ne yapacak...