BAHAR
Beş-altı parçadan sonra ara veren grup üyeleri çil yavrusu gibi dağıldı. Lavin Ada, fino köpeği gibi sahnenin önünde dolaşırken Deniz'e kuyruk sallamayı ihmal etmiyordu. Enes ise sahnenin diğer ucundaki masaya yöneldi. Halamı izlemeyi bırakıp Enes'in nereye gittiğine baktım. Bir grup kızın masasında duran adam benim bile kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Neden bu gece bütün kızlar yapış yapıştı ki.
Masal'ın bu sahneyi görüp görmediğini anlamak için başımı çevirdim. Neyse ki telefonuyla uğraşıyordu. Kulağıma dolan yabancı kelimelerle göz ucuyla yanımdaki ikiliye baktım. Kız boşalan bardağını göstererek Korhan'ın kulağına bir şeyler söylüyordu. Yalıyordu desek daha doğru bir tanımlama bile olabilirdi. İğrenç! Korhan doğrulup bize doğru dönünce bakışlarımı sahneye çevirdim. İlgisiz görünmek için acınası bir şekilde çaba sarf ediyordum.
"İçecek bir şeyler alacağım. Siz hala bir şey içmemekte kararlı mısınız?"
Ortamın havasızlığı yeteri kadar mide bulandırıcıydı. Kusmamak için midemi mümkün olduğu kadar boş tutuyordum. "Ben istemiyorum. Teşekkürler," dediğimde bakışlarını Masal'a kaydırdı. "Masal?" Telefonundan başını kaldıran kız, gizli gizli ağlamaktan gözlerini kızartmıştı. Kimin ona seslendiğini anlayamamış gibi "Efendim?" dedi aranarak.
"Bir şeyler içmek ister misin?"
Korhan'ın sorusuna "Ha, hayır. Teşekkür ederim," diye cevap vermesinin ardından tekrar telefonuna gömüldü. Ne yaptığına bakmak için hafifçe başımı ekrana doğru uzattım. Bu ortamda oyun mu oynuyordu? "Sıkıldıysan gidebiliriz Masal." Başını hayır anlamında salladı. "Sadece kafamı boşaltmaya çalışıyorum."
"Şeker patlatarak mı?"
Bu sefer de beni onaylayan bir hareket yaptı. "Denemelisin." Bence Enes'i görmemek için böyle bir kaçış yolu bulmuştu ama bu yol maalesef ki teyzem yüzünden tıkanacağa benziyordu. "Bence birazdan gitmek isteyeceksin," dediğimde kaşlarını çatarak bana bakan Masal'a bakışlarımla bize doğru gelen grubu işaret ettim. Neden böyle bir şey söylediğimi anlamak için başını gösterdiğim yere çevirdi. Teyzem, Deniz'i ve diğerlerini peşine takmıştı. Grup üyelerini anlardım da o kızlar neyin nesiydi?!
"Aksine," diyerek telefonunu kapatan Masal çantasının içine tıktı. Savaş mızraklarını kuşanmış haliyle "Gece daha yeni başlıyor," dedi. İşte bende bundan korkuyordum.
*
Üç kişi geldiğimiz masa, bir saatin sonunda sayamayacağım kadar kalabalık olmuştu. Yalnızlıktan hoşlanan biri için bu çok boğucuydu. Masaya sığabilmek için herkes birbirine değmek zorundaydı ve benim bir kolum Korhan'a temas ediyordu. Zaten içerisi yeteri kadar sıcaktı. Bir de bu dokunuş daha da terlememe neden oluyordu. 'Umarım Korhan bunu hissetmiyordur' diye düşünmeden edemiyordum. Karısına ise hayrandım. Nasıl da kaynaşmıştı elin kızlarıyla bir anda...
"Gecenin başında bahsettiğimiz denemeyi yapmaya hazır mısınız?"
Enesler tekrar sahneye çıkarken, yanında getirdikleri kızları masamızda bırakmışlardı. Gerçi Masal ve Enes'in arasında geçenlerden dolayı bir tutam huzur bırakmayan kızlar da bu durumdan, en az bizim kadar rahatsız görünüyorlardı. Gitmek isterlerse kimsenin kal demeyeceğinin de farkındalardı. Masaları dolduğu için başka bir yere de geçemiyorlardı. Resmen kapana kısılmış gibi yanımızda kalakalmışlardı.
"Aranızdan bir kişiyle beraber şarkı söylemek istiyoruz."
Enes'in teklifiyle bağırışlar havada uçuştu. Büyük ihtimalle ağzıyla içmeyi öğrenememiş gençlerden bu nidalar yükselmişti. "İstediğiniz şarkıyı-" Enes'in dikkati sahneye çıkan kızla dağıldı. Şaşkınlıktan az kalsın küçük dilimi yutacaktım. Masal hangi ara insanları aşıp oraya gitmişti? "Lütfen sahnede olan kızın Masal olmadığını söyleyin." Lavin Ada'da en az benim kadar şaşkındı ama onda bu duyguyu ıslah eden başka bir şey vardı; öfke. "Allah aşkına bu kız yürek mi yedi? Şarkı söylemek nerden çıktı şimdi?!" Neden bu kadar celallendiğini anlayamıyordum. Tamam onlarca insanın gözü önünde şarkı söylemek, özellikle de terk edildiği adamla bunu yapmak mantığa uymuyordu ama ne kötülüğü olabilirdi ki?
"Soda kafası bu olsa gerek."
Korhan'ın esprili yaklaşımına "Kendini rezil edecek," diye karşılık veren halama bakarken kaşlarımı çatmadan duramıyordum. Kendi yeğenine karşı nasıl böyle bir cümle kurabilirdi? "Bakma bana öyle Bahar. Sen hiç Masal'ı şarkı söylerken dinledin mi?" Sorusuna cevabım hayırdı. Hiç dinleyecek bir fırsatım olmamıştı ama burada insanlardan ne kadar kötü olabilirdi ki? "Dinlemedin işte," diyen kız seri bir şekilde başını sallıyordu. Onu bu kadar kızgın görmek garipti. Acaba o da mı sarhoş olup tepkilerini kontrol edemiyordu.
"Bende ondan adam akıllı bir şarkı dinlemedim. Genelde hep çocuk sesi çıkararak çarlar ve şu anda aynısını yaparsa rezil olacak."
Lavin Ada sitemli bir şekilde konuşurken arkadan müzik girdi. Evanescence'den en sevdiğim parçaydı bu. Masal, Enes'ten devraldığı mikrofona yaklaştı. Heyecandan beti benzi atmıştı sanki. Boncuk boncuk terlediğini bulunduğum noktadan bile fark edebiliyordum. Sözleri mi unutmuştu? Bizim olduğumuz tarafa doğru baktı. Işıklardan seçemiyor gibi gözlerini kıstı. Ona yardımcı olabilmek için ellerimi dudaklarımın kenarına siper ettim ve şarkının ilk mısrasını bağırdım.
Masal derin bir nefes aldı. Şarkıyı söylemeye başladığı ilk anda tüylerim diken diken oldu. Puslaşmış sesi Amy Lee'den farksızdı. Hiçte çocuksu bir carlama değildi yani. Bakışımı halama çevirdim. Afallamış görüntüsüyle yeğenini izliyordu. Bence çoktan söylediklerine pişman olmuştu. Olmalıydı da...
"Bu zamana kadar neden düzgün şarkı söylemedi ki bu kız."
Sayıklar gibi sorunun cevabı bende değildi. Masal'ın, şarkısına eşlik eden Enes ile uyumu muazzamdı. Aşık atışması izliyormuşum gibi hissetmeme neden olan bakışmaları beni bile etkisi altına almıştı. Masal üzerindeki heyecanı atmış, adeta şarkıyı yaşamaya başlamıştı. Acı da acı, coşku da iliklerine kadar o heyecanı hissettiriyordu. Yalnız ellerinin sürekli boğazında olması ve söz aralarında yutkunmaya çalışması dikkatimden kaçmamıştı. Sahne ışıkları beni yanılmıyorsa rengi de gittikçe soluklaşıyordu. "Bir terslik var," dememe kalmadan Masal yere yığıldı.
"Masal!"
*
Diğer kitaplarla uyumlu olması için bölümü burada kesmek zorunda kaldım :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHTLAR 2 - BAHAN
Aktuelle LiteraturHer bir yaprak kendi yazdığı hikayenin başrolünü üstlendi. Tek tek kaleme aldı tüm geleceğini... Bahar & Korhan Onların hikayesi ise çok başka... Baba kelimesini yıllar sonra hayatına alan Maganda, annesini aslında tanımadığını öğrenince ne yapacak...