BAHAR
Korktuğumuz şeylerle savaşmak güçtü.
Çünkü korku, tüm olası kötü ihtimalleri beslerdi. Korktukça bir şeyler ters gider, düşündüğümüz şeyler başımıza geldiği için daha da korkardık. Bunu en yakın zamanda babamla tecrübe etmiştim. Ne zaman aksi bir şey düşünsem, durumunda ciddi bir kötüleşme meydana geliyordu. Bunu fark ettiğimdeyse düşünmeyi kesmiştim. Çok uzun zamandır ruhuma korkunun sızmasına izin vermiyordum. Hatta ona inat sürekli olumlamalar yaparak, daha iyiye gittiğimizi hayal ediyordum. Babamın sadece toparlanmak için uykuyu seçtiğini, uyandığında kaldığı yerden daha güçlü bir şekilde devam edeceğini, edeceğimizi...
Bence işe yarıyordu. En azından bunu yapmaya başladığımdan beri babamla ilgili hiçbir terslik yaşanmamıştı. Bu yüzden Masal içinde, diğerleri gibi korkmayı bıraktım. Kendimi suçlamam ne kadar baskın olsa da korkunun onun öne geçmesine izin vermeyecektim. Masal güçlü bir kızdı. Daha öncede böyle bir tecrübe yaşamış ve atlatmış olmalı ki adına Fındık Faresi denmişti. Yine atlatacaktı ve belki de bu sefer hayatına daha büyük güzelliklerle devam edecekti. Enes'in gözlerinde hissettiğim oydu.
"Doğru yolda mıyız?"
Adresi navigasyona girmeme rağmen sürekli aynı soruyu soruyordu. Beni konuşturmaya çalıştığını fark ettiğim için, anca 'hı hı' ya da 'ı ıh' gibi sesler çıkarıyordum. Neden bilmiyorum ama onunla konuşmak içimden gelmiyordu. Anlam veremediğim bir kızgınlığım vardı. "Neden babanın evinde kalıyorsun?" Cevap vermedim. Çünkü bu soruda onu ilgilendiren hiçbir şey yoktu. "Annenle aranızda bir gerginlik mi var?" diye sorduğunda başımı pencereden dışarıya doğru çevirdim. Susması için illa uyuyor taklidi falan mı yapmam gerekiyordu ?
"Ah! Sahi... Zor zamanlarında yanında olsam da bu bana, her anına burnunu sokma hakkını vermezdi değil mi?"
Duyduğum yargılamayla başımı hızla ona doğru çevirdim. "Sonuçta sen her şeyin en doğrusunu bilirsin. Unutmuşum," dediğinde bile bile lades dediğimi anladım. Bir ay önceki konuşmamızı hatırlatan adam beni çok iyi tanıyordu. Peki, nasıl bu kadar iyi tanıyordu? Resmen bam telimle oynayarak beni konuşturmaya çalışıyordu. Başarılı bir hamleydi ama bu tavrıyla özür dileyeceğimi bekliyorsa çok yanılıyordu.
"Hatırlamana sevindim."
Başını sallamakla yetindi. Resmen susma sırası ona geçmiş gibi tek bir kelime bile etmiyordu. Benim ağzımdan laf aldıktan sonra buna hakkı yoktu. "Hem neden hayatımdaki gelişmeleri bu kadar merak ediyorsun ki?" Cevap vermedi. Duyduğunu biliyordum. Çünkü düşündüğünü belli eden gözleri donuk bir şekilde yola bakmaya başladı. "Çok zor bir soru sormadım," dememle derin bir nefes alan adam susmaya devam etti. Böyle anlarda sessizliğin gerçekten sinir bozucu bir etkiye sahip olduğunu kanıtlamaya çalıştıysa, çoktan anlamıştım.
"Olmayan kardeşinin yerine falan mı koydun beni?"
Direksiyondaki parmakları sıkılaştı. Söylediğim kelimelerde rahatsız olacak bir şey yoktu ama bu hareketi işime gelmişti. Demek ki o da yarasına basıldığında susamayanlardandı. "Yoksa karınla bir çocuğunuz olursa nasıl baş edeceğinin provasını mı benimle yapmaya-" Cümlemi tamamlamamı engelleyen bakışıyla yutkundum. Sanırım şimdi, gerçek anlamda yarasına basmıştım.
"Bir çocuğum olsun isteseydim, yapardım."
İddialı cevabını alçacık ama buz gibi bir ses tonuyla sarf etmişti. Üstüne eklediği hiddetli bakışlarla da resmen ağzımın payını vermiş gibi susmuştum. "Ayrıca o eski karım," diyerek önüne döndü. Aldığım cevap karşısında yüzüme yayılmaya çalışan gülümsemeyi hunharca bastırmaya çalışıyordum. Neden bu kadar keyiflenmiştim ki?
![](https://img.wattpad.com/cover/302645170-288-k130446.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHTLAR 2 - BAHAN
Genel KurguHer bir yaprak kendi yazdığı hikayenin başrolünü üstlendi. Tek tek kaleme aldı tüm geleceğini... Bahar & Korhan Onların hikayesi ise çok başka... Baba kelimesini yıllar sonra hayatına alan Maganda, annesini aslında tanımadığını öğrenince ne yapacak...