Emir'den sonra oyuna başlayan Zeynep "Uzun zamandır oynamıyorum. Biraz paslanmış olabilirim. " dedi. Gözleri tahtanın üstünde eski hamlelerini canlandırırken bu cümleyi daha çok kendi kendine söylemiş gibiydi.
Emir'in ise daha ilk seferinde Zeynep'i yenmek gibi bir düşüncesi zaten yoktu. Karşısında biraz zorlanmış gibi yaptıktan sonra galibiyeti kendi elleriyle ona bırakmayı dolayısıyla oyunun rövanşını isteyerek onunla tekrar diyaloga girmeyi kolaylaştırmayı düşünüyordu. Böylece planını adım adım ilerletme imkanı bulacaktı. Bu düşünce ile keyfi gayet yerindeydi.
Oyunun başlarında sıradan ve kolay hamlelerle birkaç dakikayı geride bıraktıktan sonra Zeynep atını oynadı. Bu hamlesi Emir'i içine çekmek istediği bir tuzağın parçasıydı. Atın yenileceğini bilerek oynamıştı ancak Emir kendisinden beklenen hamleyi değil başka boş bir taşı oynamıştı.
Zeynep bu hareketiyle Emir'in aklındaki hamleyi tahmin ettiğini düşünmüştü. Oysa Emir, kendisinden o kadar emindi ki Zeynep'in bu hamlesini onun oyunda gerçekten iyi olmayışına yormuştu. Bu yüzden oyuna odaklanmak yerine mümkün olduğunca Zeynep'i konuşturmak ve kendisine dair bir şeyler öğrenip kendisiyle ilgili de iyi bir izlenim bırakmak istiyordu. Boğazını hafifçe temizledi ve aklına gelen ilk şeyi söyledi.
"Peki okula alışabildin mi? Ders programlarında falan bir değişiklik oldu mu?"
"Bazı uyuşmazlıklar oldu tabii. Geçen sene verdiğim dersleri tekrar almam gerekebilir. Bazı dersleri de alttan almam gerekecek."
Zeynep gayet açık bir cevap verse de gözlerini taşlardan ayırmadığı için odaklandığı şeyin tahta olduğunu görebiliyordu. Emir, Zeynep'in başka bir şeyle ilgilenirken daha konuşkan olabileceğini fark etmişti.
Zeynep yeni bir hamle yapıp geri çekilirken bu sefer kendisi bir soru sordu.
"Senin bölümün neydi?"
Zeynep'in "siz" hitabını ortadan kaldırması Emir'in dikkatinden kaçmadı. Aradaki resmiyeti kendisinin kaldırmasını beklemişti. Böylece Zeynep'in aradaki buz duvarını kaldırmaya niyetlendiğine iyice emin olmuştu.
"İşletme" diyerek kısa ve net bir cevap verdi. Daha doğrusu geçiştirdi çünkü asıl sorular sorması gereken ve Zeynep'in aklında iz bırakması gereken kişi kendisiydi.
"Güzel sanatlarda bir iki tanıdık olması lazım. İstersen seni onlarla tanıştırabilirim. Eminim yardımları dokunur."
Zeynep "Kimseye yük olmak istemem, bir şekilde kendim hallediyorum. Ama yine de teşekkür ederim" dedi.
Zeynep ve Emir oyuna başlayalı neredeyse yirmi dakika olmuştu. Ancak Zeynep, Emir'in hevesli sohbet çabaları dışında elle tutulur bir hamlesi olmadığını fark etmişti. Bu yüzden aklındaki şüphe içeren soru işaretleri yine su üstüne çıkmıştı. Kendi hamlelerinden çok Emir'inkilere dikkat ediyor, baskı yapabilecekken neden güçsüz hamleler yaptığını anlamıyordu. Nezaketten dolayı oyunu uzatmak ya da yenilmek Emirlik bir şey olmadığına göre kesinlikle aklında yatan başka bir düşüncenin olduğuna şüphe ediyordu. Bu şüphesini doğrulamak için Zeynep bilerek birkaç hamlede oyunu bitirecek bir taş ileri sürdü.
Emir ise bu hamle karşısında neredeyse hiç düşünmeden sıradan bir hamle yaptığında ve de ardından hazırda bekleyen bir soru daha sorduğunda Zeynep Sena artık Emir'in taşlarını bilerek yedirdiğine emin olmuştu. Zeynep Sena bu durumu bozuntuya vermedi ve Emir'in kendisine açtığı alanda mümkün mertebe oyunu devam ettirdi. Kısa bir süre sonra da Emir'i mat etmişti.
Zeynep "Sanırım çok da paslanmamışım" dediğinde Emir yüzüne çapkın ve masum gülümsemesini yerleştirdi.
"Galiba öyle, ancak bu oyunun rövanşını istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Önce Gurur
Teen FictionKim olursa olsun kapıdan ilk giren kızı istediğim zaman tavlayabilirim! Gururu incinmişti ve kapıdan girmek üzere yaklaşan kızın da gururunu incitmek istiyordu. Kız yaklaştıkça kendinden emin yüzünde alaycı gülüşü genişliyordu. Ancak beklenmedik bir...