Gelecek olan misafir için yeni mobilyalar sipariş edilmiş, odaya berjer ve sehpa yerleştirilmiş hatta bir kitaplık bile monte edilmişti. Kimin için olduğu bilinmeyen tüm bu uğraşlar, gelen kolilerin içinden çıkan bazı tuhaf nesneler, yüzlerce gibi gözüken kalemler, fırçalar, rengarenk iplikler, göze çarpan farklı dillerde kitaplar, meçhul misafire olan merakı azaltmak yerine arttırıyordu.
Son birkaç haftadır tüm sosyete ve cemiyet dünyası gelecek olan misafiri merak ediyor, hakkında türlü teoriler üretiyordu. Bir kişi, yalnızca bir kişi bütün bu meraklardan uzak, etrafında dönen bu hazırlığa karşı umarsızdı. Ne tezat ki o kişi de cemiyetin gözdesi aynı zamanda Sedef Hanım'ın biricik oğlu Emir Yağız'dan başkası değildi.
O ilk başlarda sadece annesi için endişelenmiş, annesinin iyi olduğuna ve onu ilgilendiren büyük bir sorun olmadığına emin olunca da vurdumduymaz hallerine geri dönmüştü. Bunca hareketin ve merakın merkezinde olmasına rağmen başka hiçbir şey önemli değilmiş gibi her daim samimi olduğu arkadaşları ile köşkün bahçesinde güneşin tadını çıkartıyordu.
Elinde buz dolu bir bardakla sandalyesine genişçe yaslanmış, güneşi iyice hissetmek için başını geriye doğru atmıştı. Önceki gece sabahlanan partinin yorgunluğunu bugün hiçbir şey yapmayarak atmaya karar vermişti. Etrafında cıvıldaşan kuşlara ve sonbaharın geldiğini haber veren rüzgarın tatlı meltemine kendini kaptırmak istiyordu.
Ama ne yazık ki birkaç metre ötesinde ev ile bahçe arasında sürekli bir getir-götür telaşı vardı. Ortaya çıkan gürültü ise huzuru bulmasını engelliyordu. Kulaklarına dolan sesle kafasını bahçenin giriş yoluna çevirdi. Nakliye işçilerinden biri taşıdığı küçük koliyi elinden düşürmüş, kolinin içindeki eşyaların bir kısmı yere saçılmıştı.
Evin asil çalışanlarından anında müdahale gelmişti ve azarlar eşliğinde dikkatli olunması gerektiğine dair nidalar yükseliyordu. Emir Yağız bunca aksiyon içinde sadece daralan konfor alanı için hayıflanıyordu.
Emir o esnada koliden yere düşen ahşap çubukların ne işe yaradığını anlamak için elinde evirip çeviren kız kardeşini fark etti.
"Begüm!"
Begüm abisinin çağrısıyla kendine gelip elindekileri bıraktı. Gençlik çağının ilk basamaklarını tırmanmaya hazırlanan genç kız içinde dolu olan tazelik ve heyecanla koşar adım abisinin ve arkadaşlarının olduğu masada boş olan sandalyelerden birine oturdu.
Abisinin aksine o tüm bu olan bitenler için heyecandan yerinde duramıyordu.
"Açılan bazı kolilerin içinden acayip acayip şeyler çıkıyor. Annemler yarın akşam da gelmezse meraktan çatlayabilirim."
Begüm'ün üzerinde hala taşıdığı çocuk saflığı ile söylediği şeyler masadakileri gülümsetmişti.
"Endişelenme Begümcüğüm. Sedef teyze biraz daha ortalarda görünmezse sadece sen değil sosyetenin yarısı meraktan çatlamış olacak."
Emre'nin yerinde gibi gözüken tespitiyle masada ki herkes gülmüştü. Emir'le ortaokul yıllarından beri beraber büyümüşlerdi ve yaratılışından gelen muzipliğiyle arkadaş ortamlarının en çok aranan isimlerinden biriydi.
"Sahi Sedef teyzenin bu sene yaz sonu daveti düzenlemeyeceği dedikoduları doğru mu?"
Bu soru diğer sandalyede oturan Barış'tan gelmişti ve muhatap olarak direkt Emir'e sorulmuştu. Böylece bütün gözler Emir'e dönmüş ciddi bir şekilde cevap vermesini bekliyorlardı.
Emir ise bakışları fark edince bu sorunun cevabını neden kendisinden beklediklerine anlam veremedi.
"Bana neden bakıyorsunuz. Annem gelince herkes öğrenecek nasıl olsa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşktan Önce Gurur
Fiksi RemajaKim olursa olsun kapıdan ilk giren kızı istediğim zaman tavlayabilirim! Gururu incinmişti ve kapıdan girmek üzere yaklaşan kızın da gururunu incitmek istiyordu. Kız yaklaştıkça kendinden emin yüzünde alaycı gülüşü genişliyordu. Ancak beklenmedik bir...