Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çetin'in bu haline gülmek istesem de kendimi sıktım. İlk gün ki gibi heyecanlanması beni çok mutlu ediyordu. Hep beraber yürümeye başladık, okula kadar beraber gittik. Okula geldiğimizde ise çantalarımızı sınıfa bıraktık, Betül direkt kantine inmişti. Bizde indik.
"Sen daha gitmiyor musun ya?" Efe'nin sorusu ile bunu Betül'e dediğini anlamış oldum. Betül ters ters bakmaya başladı.
"Sana ne? Battı mı sana?" dedi, Efe hemen cevap verdi.
"Evet battı, fitne fücur!" dedi, Betül gözlerini devirdi.
"Merak etme yarın gidiyorum." dediği an hepimiz şaşkınlıkla Betül'e baktık.
"Ne öyle bakıyorsunuz abi? Buraya kısa bir süreliğine gelmiştim, annemgil artık yanlarına çağırıyor." Yüzü düştü. Sanırım dün moralinin neden bozuk olduğu anlamıştım.
"Yine gelirsin ama değil mi?" dedim, Betül bana baktı.
"Benden kurtulamazsınız kızım. Diğer ay yine geleceğim." dedi, gülümsedim.
"Senden kurtulmak isteyen mi var?" dedi, Rana sonrasında da sarıldı.
"Kızzzz bana bile sarılmadın öyle? Buna da sarılma!" Efe'nin sesi ile Çetin ensesine bir tane şaplak attı.
"Zevzek herif!" dedi, Efe ensesini ovaladı.
"Tamam hayatım sen kıskanma. Hınzır kocam." dedi, ve muzip bir ifadeyle sırıttı. Kaşlarımı çattım.
"Kocam derken?" Efe'nin eli ensesindeyken cevap verdi.
"Sen yokken ben vardım tamam mı?" dedi, Sonrasında dudaklarını büzdü, kollarını göğsünün altında birleştirerek Çetin'e sokuldu.
"Öyle değil mi canım? Desene şuna." dedi, ve bana öldürücü bakışlarını attı.
"Sen cidden salaksın." dedi, Betül. Ona hak verirmiş gibi başımı salladım.
"Asıl sensin o salak!" dedi, Efe.
Çetin'i kimseyle paylaşamıyorum. Onu sanırım fazlasıyla kıskanıyorum. Al işte yeni bir fobi daha! Okul sakin geçmişti, derse girdik çıktık. En sonuncu dersi de işleyip hepimiz toplandık. İlk konuşan Rana oldu.
"Bir yerlere gidelim yine." dedi, ben hemen başımı salladım. Herkes kabul ettikten sonra bu seferde birinin evine gitmeye karar verdik.
"Valla benim valide misafir odasını bile zorla açıyor asla bana gidemeyiz." dedi, Efe. Ellerini de teslim olur gibi havaya kaldırdı.
"Ben zaten Ranagilde kalıyorum." Betüle'de gidemezdik.
"Bana gidelim." dedi, Çetin. Bu fikir herkesin hoşuna gitmişti.
Gözlerini bana çevirdi, diğerleri önden giderken en arkadan biz ilerledik.
"Senin için sıkıntı olur mu?" dedi, başımı hayır anlamında salladım. Çetin ellerini ellerime kenetledi ve beraber öyle yürüdük. Eli çok sıcaktı, benim kanım çekilmişti. Sadece yarım saat sonra eve gitmiştik. Evde Çetin'in ne annesi nede babası vardı. Çok sessizdi.
"Siz salona geçin." Bende dahil herkes salona giderken, Çetin bileğimden tuttu gitmemi engelledi.
"Sen hariç." dedi, diğerleri bunu duymamıştı. Gülümsedim ve peşinden gittim. Mutfağa girdiğimiz ilk an beni kapının pervazına yasladı. Avuç içlerim kapıya yaslıyken, Çetin kendini bana doğru bastırdı.
"Bakıyorum da," dedi ve yüzüme doğru yaklaştı. Boğazından hırıltılı bir ses gelirken derin bir nefes aldım. "...hemen kaçıyorsun." dedi, hafifçe kıkırdadım.
"Belkide," dedim ve yüzüne birazcık daha yaklaştım. "...sen kovala diyedir." dedim, Çetin ellerini belime sardı ve beni kendine çekti. Aramızda bir nefeslik mesafe varken, içeridekileri ikimizde umursamamıştık.
"Ben yakalarsam bırakmam, bilesin." dedi, ve tek kaşını indirip kaldırdı. Dudağımın yanı hafifçe kıvrıldı.
"Lafla peynir gemisi yürümez, diye bir söz vardır bilir misin?" dedim, Çetin'in dudağının yanı kıvrıldı.
"Efsun, zorlama güzelim." dedi, ve dudaklarıma yaklaştı. Benim dudaklarım titremeye başlarken, Çetin dudaklarımın üzerine kapandı.
Sertçe öptü, belimde ki ellerini çekip boynuma sardı. Kapının pervazından ayrıldık ve kapıyı yavaşça kapattı, Çetin. Öpmeye devam etti. Tekrardan beni kapıya yasladı ve ellerimi yukarıda birleştirdi.
Bedenim yay gibi gerilirken, sakin olmaya özen gösterdim. Çetin hiç soluk almadan beni öpüyordu, ben ise ilk nefesimi onun dudaklarının arasında aldım. Göğsüm hızlıca inip kalkarken, Çetin dudaklarımdan nihayetinde ayrıldı.
"Bana ne yapıyorsun bilmiyorum ama bu güzel hissettiriyor." dedi, gülümsedim.
Yüzüne doğru iyice yaklaştım, dudaklarım dudaklarının üzerindeyken cevap verdim.
