"Çok güzel görünüyorsun bu taraftan." Rana hafifçe bir tebessüm etti.
"EFE BİZ EVLENİYORUZ!" dedim, Efe yavaşça başını bana doğru çevirdi.
"Hee duydum, mutluluklar." dedi, ve başını Rana'ya çevirdi.
"Bizde evlenek mi? Toplu katliyam gibi toplu nikah kıyarız." Rana, elini ağzına koydu ve esnedi.
"Çetinle mi evleniyorsun?" diye, sordu. Efe'yle ikimiz Rana'ya bakakaldık.
"Yok ot ile." dedim, Rana esnemesinin arasında bana da cevap verdi.
"O da iyiymiş." dedi, kapının pervazına başını koydu ve gözlerini kapattı.
"Uyudun mu sevgilim?" Efe'nin sorusu ile Rana'ya dikkatlice baktım.
"Gözlerimi dinlendiriyorum."
"En son bunu diye babaannem iki saat uyumuştu. Öldü sanmıştık." Sessizce kahkaha attım. Rana bir anda gözlerini açtı ve bana baktı.
"Ne demek evleniyoruz?"
Artık kendisine gelebilmişti.
Rana'yı ayılttıktan sonra üzerini giyinmesini bekledik. Çetin de geldiğinde ilk konuşan Efe oldu.
"Sadıç benim!" dedi, ve Çetin'in omzuna elini koydu.
"Gider başka birisini falan yaparsın, bozuşuruz." dedi. Hepimiz güldükten sonra biraz gezdik Çetin beni dağ evi gibi bir yere götüreceğini söyledi. Her gün farklı yere gitmeye bayılıyordum. Evden bir kaç parça kıyafet alıp yola çıktık. Rana ve Efeyide çağırdık ama gelmediler. Çetin, babasının arabasını almıştı ve binmeden bana şöyle bir baktı. Üzerimde kırmızı, beyaz çiçek desenli kısa bir etek onun üzerinde beyaz bir üst giymiştim.
