Yeraltından Notlar

162 4 10
                                    

IV. Kafaya Takmak ve Gereksiz Düşünceler

Tarih: 25.03.2022

Ben her zaman normalden biraz daha fazla düşünen ve kendi küçük hayal dünyasında aşırı vakit geçiren bir insan olmuşumdur. Benim gibi fazla düşünen bir insanın en çok karşılaştığı sorun aşırı düşünmek ve saçma sapan şeyleri kafaya takmaktır. Gerçekten bu dünyanın içinde yani kafanızın içinde uzun süre vakit geçirdiğiniz zaman ve bir anda kendinizden uzaklaşıp yine kendinize baktığınız zaman dünya üzerindeki çoğu kavramın aslında sadece basit bir bakış açısından kaynaklandığını görüyorsunuz. Bakış açınızdaki ufacık bir değişim bile sizi en derin depresif duruma sokabiliyor veya en yüksek dağlara çıkarabiliyor. Bundan yola çıkarak diyebilirim ki insanların bakış açısına değiştirebilmek, özellikle de kendi bakış açınızı değiştirmek dünya üzerindeki en değerli özellik.

Şimdi biraz daha derine inelim ve şu kafaya takmama sanatı neymiş ne değilmiş anlamaya çalışalım.

Eğer sizin de benim gibi bir hayal gücünüz, yaşadığı tüm olumsuz şeyleri hatırlayan güçlü bir hafızanız, sahneleri tekrar tekrar canlandırmaya müsait bir kafa yapınız veya hassas bir duygusal durumunuz varsa gerekli gereksiz birçok şeyi kafanıza takıyor olabilirsiniz.

Bunlardan en yaygını şöyle bir şeydir:

"Acaba ben böyle dersem veya şöyle yaparsam insanlar benim hakkımda ne düşünür?"

Bu örnekte toplumu ve onun kurallarını kafaya takmış oluyorsunuz. Toplum kalıplarını aşırı derecede umursarsanız mutlu olamazsınız. Tüm hareketlerinizi ve yapmak istediğiniz her şeyi topluma göre yaşadığınızı düşünün. Zincirlerle dolaşan bir mahkûmdan farkınız kalmaz. Ama tabi beni yanlış anlamayın. Yine de bazı konularda da toplum haklı olabilir. Ben size aldığınız tüm kararları bir zahmet üşenmeden kendiniz alın diyorum. Yoksa toplum sizin yerinize karar verir. En son ne zaman sırf başkaları ne düşünür diye önemli bir kararınızdan vaz geçtiniz veya sırf diğerleri seviyor diye bir şey yaptınız. Bu tarz soruları kendinize bir sorun. Özgürlük yolunuzdaki saçma engeller bunlar. Otomatik olarak düşünmek yerine öğrendiğiniz bilgileri ve yaşadığınız deneyimleri de kullanarak, mantığınızla karar verin. Birçok gereksiz düşünce ve yanlış kararlar düşünme tembelliğinden ve kendini diğer insanlara yaslama konusunda alışkanlıktan kaynaklanıyor.

Diyelim ki siz mantığınızı kullanıyor ve yukardaki yanlışlara düşmüyorsunuz. Ama yine de kendinizi saçma şeyleri aşırı düşünerek buluyorsunuz. Kendimden örnek vereyim, ben her zaman kendi kafamın içinde daha rahat olmuşumdur. O yüzden dış dünyadaki birçok önemli hayat tecrübesini öğrenme şansını çok geç elde ettim. Gerçek dünyada vakit geçirerek bakış açım yavaş yavaş değişti ve aslında sandığım dünyanın ve düşüncelerin kafamdaki kadar küçük olmadığını anladım. Demem o ki eğer siz de benim gibi küçük bir sınırda dar düşüncelerinizle yaşıyorsanız ve bu yüzden kafaya taktığınız şeyleri sürekli görüyorsanız sebebi bu olabilir. Bunun çaresi de farklı insanlar tanımak ve onların hikayelerini de dinlemektir. Ön yargılarınızdan kurtulmak, özgürlük yolundaki en büyük zırhınız olacaktır.

Diyelim ki sebep bu da değil ve sizin kafaya taktığınız şey sadece gündelik hayatla ilgili. Belki de yazımın bu kısmını daha önce yazmalıydım çünkü birçok insanın temel kafaya takma sorunu buradan yani gündelik hayattan geliyor.

Sevdiğiniz birisi sizi sevmiyor olabilir. Sizi seven birisi canınızı sıkıyor olabilir. En çok istediğiniz kıyafeti, arabayı veya herhangi bir eşyayı alamamış olabilirsiniz. Okulda zorlanıyor olabilirsiniz. Sınav kaygısı altında olabilirsiniz. İstediğiniz terfi başkasına verilmiş veya uzun süre çalışmış olmanıza rağmen emeğinizin hakkını vermemiş olabilirler ve bunun gibi milyonlarca gündelik sebepler.

Aslında bu tarz şeyleri düşünmeniz ve kafaya takmanız gayet normal çünkü beyniniz sizin çözmek istediğiniz bir sorunun üzerinde duruyor ve farklı açılardan bakarak sorunu çözmeye çalışıyor. Bunun sonucunda da doğal olarak o konuyu kafaya takmış oluyorsunuz. İşin değişmeye başladığı nokta ise beyninizin sorunu çözememesi ve aynı şeyi tekrar tekrar düşünerek döngüde takılı kalmasından kaynaklanıyor.

Belki de sorununuz yukardaki gibidir. O zaman çözüm çok basit. Tembellik etmek yerine oturup bir düşünün. Beyninize düşünmesi ve çözüm üretmesi için bir fırsat verin. Sessiz bir oda bulun ve koltuğa uzanıp tavanı izleyin. İlk önce sorunun ta kendisini ve sizin ne istediğinizi bulun. Daha sonra da ne gibi çözümler bulabileceğinizi düşünün. Daha sonra ise dışardan yardım alın, araştırma yapın veya hedefiniz için yavaş yavaş adımlar atın.

Eğer mantıksal bir sorununuz varsa çözüm yolunuz yukardaki gibi olur ama bunun dışındaki şeyler için şunları söylemeliyim:

Bazen insanlar basit mantıksal bir çözüm yerine birilerinin onu anlamasını beklerler. Belki de sadece birinin ona sarılmasını ve her şey düzelecek demesin isterler.

Kafaya taktığınız şey geçmişte yaşadığınız bir olay olabilir. O zaman da dediğim gibi bakış açısı devreye giriyor. Sürekli aynı olayı tekrar tekrar düşünmek ve kendinizi suçlu görmek yerine bakış açınızı değiştirip geçmişten ders çıkarmak ve yaşadığınız şeyleri tamamen bir deneyim ve gelişim aracı görmek size biraz daha yardımcı olabilir. Her ne kadar tatsız olaylar kalbinizin tam ortasında kara bir leke bıraksa bile, bir şekilde hayatınıza devam etmeniz lazım. Geçmişi değiştiremezsiniz o yüzden kurcalamayı bırakın ama gelecek sizi bekliyor. Gelecek her zaman sizin olacaktır.

Diyelim ki yine benim gibi aşırı düşünen bir yapınız var. Bu düşünme işi herhangi bir sorun olmak zorunda değil. Mesela ben saatlerce süper kahraman olduğum sahneleri düşünerek boş boş duvara baktığım oluyor. İster istemez hayal gücüm bazen beni ele geçiriyor. Bu gibi durumlarda da kendinize sakinleşebileceğiniz bir hobi bulun. Bulduğunuz yeni uğraşı yaparken sadece o işe odaklanın. Yemek yerken sadece yemeğin tadını çıkarmak ve başka şeyler düşünmemek gibi. Ve bunun yanında kendinize şöyle bir alışkanlık da edinebilirsiniz: Ara ara dışarı çıkın ve derin bir nefes alın. Ağaçları izleyin, bulutları izleyin, çevrenize bakın. Kısacası gerçek dünyanın farkında olun ve beş duyunuzu geliştirin. O zaman hayal dünyanızda gerekli gereksiz vakit geçirme saatinizi daha kontrollü bir şekilde yapmış olursunuz.

Yeraltından NotlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin