XXIX. Sürekli Aynı Güne Uyanmak?

16 2 33
                                    

Tarih: 08.08.2023

Sizi bilmem ama ben durgun bir denizi saatlerce izleseydim sıkılırdım. Hayatım da bazen durgun bir denize dönüşüyor. Sabahları hep aynı tavana bakarak uyanıyorum. Takvimdeki sayılar değişse de tavanın rengi hep aynı kalıyor. Hep aynı şeyleri yaşamak sıkıcı olmasının yanında her gün aynı sıkıntıları çekmek de acı verici. Sürekli kalabalık bir kuyrukta otobüsün gelmesini beklemek ve eve kadar 40 dakika yolculuk yapmak. Kalabalık bir otobüste sağa sola savrulurken camdan hep aynı manzarayı izlemek. Sıkıcı. Uyanmak ve uyumak bana çok sıkıntılı gözüküyor artık. Genel olarak aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanıyorum. İlk olarak yüzümü yıkıyorum. Aynı şeyi o kadar çok yaptım ki bedenim her şeyi otomatik hale getirdi. İşin zor kısmı gün içinde yapmam gereken şeye karar verip akşama kadar oyalanmak.

Günlerim evde geçse de geçmese de bir farkı yok gibi. Dışarıda arkadaşlarımla buluşsam da aynı hissediyorum. Hep aynı yerlere gidip aynı yemekleri yiyor ve aynı konuları konuşuyoruz. Normalde uzak doğuda sürekli aynı şeyi yapmak bir irade göstergesidir. Onlar için önemlidir ama ben tam tersine, gün geçtikçe irademin daha çok inceldiğini hissediyorum.

Özellikle haberleri açmaktan çekiniyorum. Annem haber izlemeyi seviyor. O sırada maruz kaldığım kadarıyla her şey aynı. Bundan iki yıl önce de haber kanallarında zırvalayan tipler, şimdi de zırvalayacak şeyler bulup kimsenin hayatına katkı sağlamadan paralarını alıyorlar. Sanırım şu günlerde sürekli değişen tek şey etiket fiyatları.

Belki de içten içe değişmekten korkuyorumdur. Hayatımın değişmesinden korkuyorumdur. Ya da karakteristik olarak hiç değişemediğim için kendime kızıyorumdur. Sanki 7 yaşında nasılsan şimdi de kendimi öyle hissediyorum. Şimdi yanlış anlamayın. Kendimi 7 yaşında hissetmiyorum. Kendi içimdeki benliğe odaklandığım zaman hep aynı kişiyi görüyorum. Kafamın içindeki ses aynı. Bunu anlatmak zor tabii.

Hep aynı güne uyandığım için gün boyu motive kalmak çok zor. İşe giderken de her gün temelde aynı şeyi yapıyordum. Çok yorulmuştum. Sonsuza kadar gittiğiniz bir tren yolculuğunda mahsur kalmışsınız gibi düşünün.

Katlanmak zorunda olduğum şeylere artık kayıtsızım. Dışarı çıkınca tuhaf tuhaf hareketler yapan birisini yadırgamıyorum. Veya otobüste kavga çıktığı zaman çok fazla kavgaya denk geldiğim için artık eskisi kadar dikkatimi çekmiyor.

Dertlerimiz de hep aynı. Hiçbir şeye çözüm bulamıyoruz. Elimizden tek gelen şey durumlara alışmak.

Belki de içimdeki idealist kişi öldüğü için her şey aynı geliyordur. Tavanı boyamadığım için hep aynı tavanı görüyorum sonuçta. İdealist yanımın ölmesi kaçınılmazdı bu tarz bir ülkede.

Umarım okul açıldığı zaman ilginç insanlarla tanışırım. 1. Sınıf olacağım için korkuyorum. Yanlış insanlarla tanışmaktan yoruldum çünkü. Üniversitede insanlarla aram hep yüzeysel olduğu için böyle devam etsin istemiyorum. Ama başka çıkış yolum da yok gibi. Bir yandan yalnızlığa da çok alıştım. Yeni birisini tanımak için enerjim kalmadı.

Özellikle her seferinde yanlış kişilere denk gelmekten sıkıldım. İnsanlara güvenim de kalmadı. Gerçekten güvenebileceğim sadece birkaç arkadaşım var. Zaten kendimi bu yüzden izole etmeye başlamıştım. Yorulduğum için. Ama izole olmak da yorucu.

Sessiz sakin bir köyde yaşamak isterdim açıkçası. Gündemden uzak. Yeni insanların olduğu bir yerde. Türkiye'deki köyleri kastetmiyorum ama. Başka bir ülkede yaşamak. Sevdiğim işi yaparak zamanımı geçirmek. Sevdiğim insanlarla birlikte.

Bütün bunları hayal etmek güzel ama her hayalin bir bedeli oluyor. Farklı bir güne uyanmak için de farklı bir insan olmam gerekiyor. Yoksa aynı otobüse binmeye devam ederim.

Bu aralar cidden çöktüm ama yavaş yavaş toparlanıyorum ve tekrar küllerimden yükseleceğim. Kanatlarım da her zamankinden daha parlak ve keskin olacak. Her günüm aynı olsa da içimde bir şeyler yavaş yavaş parlıyor. Tavanım hep aynı renk kalsa da içimdeki duygular kabarıyor.

Ben sadece bana yapılanlara karşı öfkeli değilim. İnsanlara şans verdiğim için kendime de kızıyorum. Aynı zamanda önceden de dediğim gibi güçsüz olmak canımı çok yakıyor. Güçsüz olduğumu fark etmek. Sürekli büyük hayaller kuruyorum ama küçük adımlar atacak kadar cesaretim ve enerjim var. Hem salak olduğum için de kendime kızıyorum. Önceden bu işlere başlayabilirdim ama onun yerine aylaklık ettim. Hayallerim konusunda o kadar mı umutsuzdum ki çaba sarf etmedim. Neyse, kendime de çok yüklenmemem gerekiyor. Eğer şimdiden böyle hissediyorsam. Yaşlanınca ne olacak?

Yeraltından NotlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin