23|Çaresizlik Rengi; Mecburiyet

106 23 6
                                    

22.09.2021
Bilmemek nefret ettiğim en büyük şey bu hayatta.

Babamın anneme ne yaptığını bilemedim.

Hayatım boyunca da bunun azabı ile yandım.

Şimdi pamuk ipliğimin bir derdi var, ancak ben bilmiyorum.

Tanrım, beni bir cehennem de daha yakma...

Geçmişi gülüşüne gömen adam

Hayatta birçok kez kırılmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatta birçok kez kırılmıştım. En çok da babama kırılmıştım sanırım. Ya da kızgındım. Ama nedense içimde bir kırgınlık duygusu vardı. Bir şeyler eksik, yarımdı. Sanki yapboz bitmemiş, bina yarım kalmıştı. Sanki ipler kopmuştu.

Hayatımın bir döneminde zaten hiç istemedim onu. İsmini bile anmadım.

O dönemde anneannemle kaldım. Anneannem, emekli bir psikologtu. Zorluklarla okumuş köyden şehire klasik bir çocukluğu vardı. Ama yaşamayı çok severdi anneannem. Makyaj yapmak, moda dergilerini takip etmek onun için bir tutkuydu. Gördüğüm hiç bir psikolaga benzemiyordu.

Uzun süreler hastanede kalmıştım. Vücuduma yayılan zehirler temizlenmeye çalışıldı. İlk başta hatta doktor, pek umutlanmayın demişti. 6 ay, tam 6 ay rehabilitasyon merkezinde kalmıştım.

Ordan çıktıktan sonra babama olan kırgınlığım arttı. Dokunmaya çalıştığı her saniye kaçtım ondan.

"Neden" dedi bir keresinde.

"Beni bir fanusta büyüttün" dedim.

Öyleydi. Bana düşmanları olduğundan bahsetmemişti. Celladımın olduğundan söz etmemişti hiç. Sadece tutsak etmiş, sorduğumda ise öyle gerekti demişti. Neden öyle gerekiyordu? Bunun cevabını vermemişti.

Anneannem bana tekrar nefes almayı öğretmişti. Yaşamayı, korkmamayı öğretmişti. Yeni şeyler öğretmişti. Örgü örmek, yemek yapmak gibi. Öğrettiği her şeyde uzun süre başarısız oldum. Uzun yıllar ellerim durmadan titrerdi. Yemem yemek işkenceye dönüşürken anneannem bazen beni kendi elleriyle beslerdi.

Her şey böyle devam ederken, Babama kırgınlığım hep arttı. Eksilmedi. Hep bir boşluk oldu. Bazen büyüdü o boşluk. Eşilmeye çalışıldı. Altından sekiz yaşım çıktı. Haykırdı bütün acılarını.

O zaman karar vermiştim; kimseyi kırmayacaktım. Bir gün iyi bir insan kazanırsam kendimden önce onun kalbini düşüneceğim dedim kendime hep.

Şimdi bu dünyada kazanabileceğim en iyi insanı kazanmıştım.

Burak'ı.

Ve dudaklarımdan çıkan birkaç sözle kendime verdiğim sözü tutamamıştım.

Arabadan sessizce indiğimde, merdivenlerde görmüştüm onu. Eve gelmişlerdi. Ancak o, buz gibi havada ince bir tişörtle merdivende oturuyordu. Elinde sigarası vardı. Başını eğmiş, sessizliği dinliyordu.

ÖLÜM KOŞUCULARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin