Konuşmadan çıkıp dersime girdim. Okuduğum bölümü seviyorum ama dersler gerçekten sıkıcı geliyor. Çünkü psikoloji hakkında zaten bilgim var. Bu alan çocukluğumdan beri merak saldığım ve araştırdığım bir alandı. O yüzden aynı bilgileri yeniden öğrenmek gerçekten sıkıcı geliyor. Ve evet, psikoloji okuyorum.
Bir süre daha ders girdikten sonra nihayet çıkış saati geldi. Sınıftan çıkıp arkadaşlarımı çıkışta beklemeye başladım. Onlar ve birkaç kişiyle daha buluşup bir yerlere gidecektik birkaç günlüğüne. Çünkü 5 günlük bir tatil başlamıştı, kar yağışı sebebiyle. Onları beklerken duvara yaslandım ve kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım.
🎶 Arctic Monkeys- I Just Wanna Be Yours
Gözlerimi kapatıp sessizce mırıldandım. "Let me be your coffee pot. You call the shots, babe." Kulaklığımdan bir tanesinin alınmasıyla gözlerimi açtım. Kulaklığımı alan kişi Özgür'dü.
"Devam et lütfen." Dedi.
Onun gözlerine bakıp hipnoz olmuş gibi devam ettim. "I just wanna be yours." O da aynı şekilde benim gözlerime bakıp bana eşlik etti.
"Secrets i have held in my heart." Kalbimde sakladığım sırlar...
Devamını getirdim. "Are harder to hide than i thought." Saklamak düşündüğümden daha zor... Aynı anda nakaratı söyledik.
"I just wanna be yours."
"I just wanna be yours." Ve arkadaş grubumuzun gelmesiyle göz temasımız kesildi. Özgür kulaklığı kulağından çıkardı ve bana verdi.
"Umarım çok bekletmemişizdir! Hoca bir bırakmadı." Dedi Ceren.
"Yok bekletmediniz." Dedim. Daha sonra pek bir konuşulma geçmedi. Sadece nereye gideceğimizi konuştuk o kadar. Uludağa gidiyoruz. Uludağ da dedemin bir dağ evi var. Orada kalmayı teklif ettim. Ve herkes kabul etti.
Evlerimize uğrayıp birkaç parça giysi aldıktan sonra ortak buluşma noktasında buluştuk. Ceren'in bavullarına baktım. Gerçekten aşırı bavulu vardı.
Adının Can olduğunu bildiğim çocuk bir kahkaha attı, Ceren'e bakıp. "Ceren, orada temelli mi yaşayacaksın?" Dedi.
"İstersem yaşarım. Sana ne! Ayrıca hepsinde farklı farklı şeyler var. Birisinde günlük kıyafetlerim, birisinde dışarı kıyafetlerim, diğerinde makyaj malzemelerim, sonuncusunda ise ayakkabılarım." Herkes şaşkın şaşkın Ceren e bakıyordu. Ceren bavullarını tek tek uçağa bindirmeye başladı. Can'da ona yardım etti.
Herkesin yavaş yavaş uyumaya başladığını gördüğümde bende uyumaya çalıştım.
"Küçük Kız?" Lütfen eğer bu kimse beni uyandırmadan sessizce gidebilir mi? "Küçük Kız." Tam yeniden uykuya dalacaktım ki kulağımda bir nefes hissettim. Gözlerimi anında açtım. Yüzünü göremediğim kişi kulağıma bir şeyler fısıldıyordu. "Derhal uyanmalısın Küçük Kız." Bu ses... Özgür? Kulağımdan uzaklaşınca gözlerimi ona diktim.
"Pardon ama nereden Küçük Kız oluyorum acaba?"
"Adını bilmediğim için öyle seslenmek zorunda kaldım çünkü seni uyandırmam gerektiği söylendi. Uçakta birtek biz kaldık. Görevliler inmemizi bekliyor." Uyku sersemliğiyle kalkıp üst kısımdan çantamı aldım sonrasında uçaktan inip görevlilerden valizimi istedim ama onlar uçakta herhangi bir valiz kalmadığını söylediler. Arkamdan uçaktan Özgür indi ve yanıma geldi. Görevliye, "Sorun yok halledildi." Dedi. Ona anlamsız bakışlar attım. Gözleriyle bir yeri işaret etti. Valizim ondaydı.
"Keşke daha önceden söyleseydin." Dedim ve elinden valizimi alıp grubun yanına ilerledim. Grup dediğim 8 kişiydik. Damla, Zara, Ceren, Can, Ersin, Selim, Özgür ve ben. İki taksi tutup dağ evine yol aldık.
______________________Özgür anladı mı ki? 😋