Fakültenin terasında oturmuş arkadaşımla kahve içiyorduk. Ben kahvemi yudumlarken Zara beni dürttü, "Maysa! O seninki değil mi?" Kafamı çevirip işaret ettiği yöne baktım. Özgür terastaydı.
"Zara! Öyle söyleme. İyi ki anlattım sana yani. Her seferinde belli ediyorsun." Diye sitem ettim.
"O zaman söylemeseydin. Yaptığın şey aptallık! Onu seviyorsun ama resmen ona anonim olarak yazıyorsun."
"Onu sevmiyorum 1, ona anonim olarak yazmıyorum 2"
"Kızım sen değil misin Francis i anlatırken kendinden geçen?"
"Zara sus."
"İstediğin kadar inkar et. Onu seviyorsun."
"Onu sevemem. Bana yaptıklarını kolay kolay unutamam."
"Çok geçmiş odaklı yaşıyorsun. Özür dilemişti. Zaten şu an her yerde seni arıyor, Maysa." Zara'nın dediği şeye yanıt vermeyip susmayı tercih ettim. Sandalyemden hızlı bir şekilde kalkmamla elimde ki kahveyi bir bedene çarpıp üstüme döktüm. Ayrıca o kahve sadece bana değil çarpıştığım kişinin üstünede dökülmüştü. Acıması ağzımdan tiz bir çığlık çıkmasına sebep oldu. Yerimde duramıyordum. Başımı kaldırıp çarpıştığım kişiye baktım. Özgür. Ona çarpmıştım. Onun gözlerine baktığımda bütün acım gitti. Yani ben gittiğini hissettim.
"Çok özür dilerim. Sanırım yanıyorsun? Yani tepkine bakılırsa öyle gözüküyor. İstersen bir su tut." Onun konuşmasıyla kendime geldim.
"Efendim? Ha şey evet. Su tutsam iyi olacak. Bu arada senin özür dilemene gerek yok, asıl ben özür dilerim sana ben çarptım." Acımı şimdi hissetmeye başlamıştım ve iz olmadan su tutmam gerekiyordu. "İzninle," dedim Özgür ün önümden çekilmesi için. İdrak edip kenara çekilince soyunma odasında olan duşlardan birine girdim. Soyunma odasına biri daha girdi. İlk başta umursamadım ama onun sesini duyunca dondum.
"Şey buraya girmem doğru değil biliyorum ama iyi olup olmadığından emin olmak istedim. İyi misin?" Yanmış yerlerime baktım. Doğrusu hayır iyi değildim. Vücudumun belli yerleri yanmış ve su toplamıştı. Sesimi iyi duyabilmesi için suyu kapadım.
"Doğrusu iyi değilim."
"Eğer biraz beklersen senin için revirden yanık kremi alıp gelebilirim."
"Gerçekten bunu yapar mısın?"
"Elbette."
"Ama seninde yanıkların var daha kötü duruma gitmeden seninde su tutman ve krem falan sürmen gerekiyor."
"Boşver sen beni. Sen krem istiyor musun? İstemiyor musun? Onu söyle."
"İstiyorum." Birkaç saniye sonra kapı kapandı. Duş kabininin kapısını açıp kafamı uzattım. Gitmişti. Suyu yeniden açıp vücuduma su tutmaya devam ettim.
..
Kapı açıldı ve kapandı. Özgür ün gelip gelmediğine bakmak için kafamı duşa kabinden dışarı uzattım. O gelmişti. Kremi bana uzattı kremi alıp duşa kabini kapadım ve vücuduma sürmeye başladım.
"Teşekkür ederim... Krem için."
"Rica ederim. Yanlış anlama ama bir şey sormak istiyorum."
Ne soracakki şimdi bu? "Yok yanlış anlamam. Sor."
"Belin çok ince ve tanıdığım birinin beline benzettim. Genetik mi?" Siktir! Ne diyeceğim şimdi?
"Yok yanlış anlamadım. Evet genetik." Anladı mı ki acaba benim kim olduğumu? Yok anlamamıştır ya. "Şey eğer çıkarsan üstümü giyineceğim." Kafasını salladı ve odadan çıktı.
Üstümü giyinip çantamı aldığımda telefonumdaki bildirimlere baktım.
1 yeni Instagram bildiriminiz var*
@özgürnehir; Herhangi bir akraban okuyor mu bizim üniversitede?
______________________________Hmm Özgür anladı mı ki 😋