Taksiye para ödeyip taksiden indik. Taksi tam olarak evin kapısının önüne bırakamamıştı çünkü ev dağ başındaydı ve yollarda kar vardı.
"Hayır, ben yapamam." Diye hayıflandı Ceren.
"Sende iyice mızıkçı çıktın be gülüm." Dedi Can alayla.
"Gülüm derken?!" Diye bağırdı bir anda Ceren.
"Artık çıkabilir miyiz şu lanet olası yokuşu?" Özgür e baktım, sinirli gözüküyordu. Ama bir yandanda yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Neden böyle? Sanırım bunu öğrenmek için 5 günüm var.
Ceren ağlaya ağlaya, düşe düşe yokuşu çıkıyordu. En sonunda Can Ceren'in koluna girdi ve yokuşu çıkmasında yardımcı oldu. Sanırım artık ağlama sırası benim çünkü gerçekten hem yorulmuştum hem de çıkmakta zorluk çekiyordum.
"Birileri zorlanıyor sanırım?" Kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Yine Özgür'dü. Her yerden ani bir şekilde çıkmak zorunda mı bu çocuk?
"Sanırım mı? Kesinlikle zorlanıyorum." Direkt doğruyu söyledim. Hiç öyle yok ne zorlanması falan diyemezdim. Elimden tuttu. Nefes alamıyorum. Biri hava makinesi getirsin acil!
"Sanırım artık yorgunluğunu benimle paylaşabilirsin." Dedi ve göz kırptı. Bu çocuğun amacı ne? Yıllardır bana kör olan Özgür şimdi mi görmeye başladı? Sinirle elimi ondan çektim ve yokuşu hızlı hızlı çıkmaya başladım.
❤️🩹
Hepimiz nihayet yokuşu çıkmış, kendimizi gelir gelmez koltuklara atmıştık.
Bir karın gurultusu duyuldu ve ardından Damla ellerini karnına koyarak, "Ben acıktım." dedi.
Hemen Selim atıldı ve "Ben yemek yaparım!" Dedi. Bütün gözler ona dönünce biraz telaş yaptı. "Yani çok güzel yemek yaparım, o yüzden şey ettim."
"Bende sana yardım ederim. Hadi gel." Dedi Özgür ve Selim'le birlikte mutfağa gideceklerdi ki duraksadılar. "Mutfak nerede?" Burası bir dağ evi olabilirdi ama aynı zamanda büyük bir evdi.
"Buradan dümdüz ilerle, koridora gir, 2. Merdivenlerden çık, diğer koridora gir, 8. Kapı." Büyük bir ev demiştim. Selim ve Özgür bana anlamaz anlamaz baktı. "İyi, ben götürürüm. Sizin gideceğiniz yok." Koltuktan istemeye istemeye kalktım, kollarından tutup mutfağa sürükledim.
Onları mutfağa bıraktıktan sonra mutfaktan çıkacaktım ki Özgür arkamdan bağırdı. "Bu dolapta hiçbir şey yok." Nasıl ya? En son geldiğimizde vardı. Hatta yılda bir bura için dedem alışverişe yaptırır. Ne olur ne olmaz kalır dolapta yiyecekler. Şimdi nereye gitmiş olabilir ki?
"Birimizin markete gitmesi gerekiyor." Birbirimize baktık. "Tamam, siz kalın ben giderim. Buraya en yakın marketi birtek ben biliyorum."
"Ya ayı yerse seni?" Dedi, Özgür bir anda.
"Aferin sana! Şimdi ben korkudan nasıl gideceğim?"
"Ben gelirim seninle." Dedi. Gerçekten sinirlerimi bozmaya başladı bu durum. Lütfen beni fark etmemeye devam edebilir misin?
"İyi gel." Dedim ve salona geri döndüm. "Biz markete gidiyoruz, istediğiniz bir şey var mı?"
"İce tea!"
"Cips!"
"Pizza!" Her kafadan farklı bir ses çıkmıştı.
"Ne kadar sağlıklı besleniyorsunuz ya? Takdir edilesisiniz." Dedim alayla. "Tamam alırız istediklerinizi." Montlarımızı giyip evden çıktık. Saat akşam 7 gibi bir şeydi. Kış olduğu içinde hava epeyce karanlıktı. Market biraz uzaktaydı ama çokta uzakta değil aslında.
Markete girip istedikleri şeyleri ve birkaç yemeklik malzeme aldık. Kasaya geçince direkt kartımı çıkardım. Ve uzattım. Ama o da kartını çıkartıp temassız ödemeyle anında ödedi. "Seni şerefsiz." Diye fısıldadım. Marketten çıkıp eve doğru ilerledik. Bir anda kurt sesi duyduk. Ben direkt kendimi koruma iç güdüsüyle Özgür'e sığındım. Her zaman sığınağım olan, o adama. "ÖZGÜR! Kurt var! Valla bizi ısıracak, sonra kurt adama dönüşeceksin, bende kurt kıza. Allah'ım sen bizi koru." Diye ağladım.
"Adımı nereden biliyorsun?"
"Şu an konumuz bu mu?! Allah'ım öleceğiz!"
"Ölmeyeceksin, Maysa. Sakin ol."
"Adımı nereden biliyorsun? Hani bilmiyordun?"
"Şu an konumuz bu mu?" Şerefsize bak, benim yöntemimi uyguluyor. Bir kez daha kurt sesi duyduğumuzda tüm gücümle çığlık attım. "Affedersin ama salak mısın? Kurtlar toplaşacak şimdi başımıza çığlığın yüzünden."
"Sus!"
"Hadi gel." Elimden tutup beni bir yerlere sürükledi. Ve karşımıza bir anda bir kurt çıktı.
"Özgür, nasıl şehadet ediliyordu? Aklımdaki bütün bilgiler sıfırlandı da" dedim fısıltıyla.
__________________________Belki bir bölüm daha atarım. Bir sürü bölüm atasım var.
Ve birkaç bölüm textingten çıkabilir. Ama yarı texting ölüm 3-5 bölüm. Sonra yine devam textingten