"Sen..." dedim ve yerimde kaldım. Yüzüme sıcaklık yayıldığını hissettim. "Biliyordun. Sahi ne zamandan beri biliyordun?"
"Uludağdayken seninle balkonda bir konuşma yapmıştık. Nasıl sigara kullanmaya başladığımız hakkında. O an hissettim, çünkü yaz çiçeğide, yani sende küçükken bahsetmiştin bundan. Her sigara içen birini gördüğünde 'bende sigara içeceğim çünkü annemde içiyor. Ona benzemek istiyorum.' diyordun. Oradan anladım birazcık yani. Bir de isminin anlamı yaz çiçeği. Eskiden senin adını hiçbir zaman öğrenmek istememiştim. Çünkü aklımda yaz çiçeği olarak kal istiyordum. Ama bir gün senin isminin anlamına baktım ve her şey daha da belirginleşti."
"Bende nasıl hâlâ tanımadı diyordum. Tanımışsın bile!" aklıma Özgür'ün bana verdiği söz geldi. "Bana bugün yaz çiçeğini anlatacaktın. Bana beni anlatmanı istiyorum. Küçük beni."
"Bu yüzden geldim zaten."
Dönüp Zara'ya baktım. "Şey biz gidiyoruz o zaman?"
"Gidin gidin." dedi ve kulağıma eğilip, "Yapman gerekeni biliyorsun. BÜTÜN OLANLARI ANLATACAKSIN KONUŞTUKTAN SONRA!!!!" dedi heyecanlı bir şekilde. Gülümseyerek kafamı salladım ve Özgür'le birlikte buradan ayrıldık.
❤️🩹
Bir gökdelene gelmiştik. Ben sahil kenarına gideriz falan diye düşünmüştüm ama biz gerçekten bir gökdelene gelmiştik.
"Özgür, burada ne işimiz var?"
"Ne işimiz olabilir Maysa?" zeki çocuk diye boşuna demiyorum.
"Boş ver, sormak için sordum. Hadi anlat."
Bana içten bir gülümseme gönderip, "Buradayız çünkü yıldızlara ilgin olduğunu fark ettim. Adın boşa yıldız külleri değil. Sahi, adın neden yıldız külleri? İlk defa duyuyorum bunu." dedi.
"Yıldız külleri çünkü..." diyecek bir şey bulamadım. "Aslında biliyor musun? Çünküsü yok. Aklıma geldi ve yaptım." belki her şeye bir anlam yüklememize gerek yoktur.
"Aklımdaki hikaye bu değildi ama olsun. Neyse başlıyorum anlatmaya."
"Aklındaki hikaye neydi?"
"Sanırım bu sonsuza dek sır olarak kalacak." dedi ve soruma cevap vermedi. "1. Sınıfın ilk günü çok çekimserdim. İnsanlarla iletişim kuramıyordum çünkü Türkçe'yi iyi konuşamıyordum hem de dışlanacağımı düşünüyordum. İşte ben de korktum, derse girmeyip arka bahçede saklandım. Sonra bir kız gördüm. Böyle minik, kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, saçlarını iki yandan toplamış bir kızdı. Bir süre bana duvarın kenarından baktı, benim onu gördüğümü görünce yanıma geldi. Ama hiç bir şey demedi, sadece sustu. O susunca tabii bende sustum. İki çekingen öyle oturduk. Bu onunla arkadaş olmamızı sağlayan hikayeydi ve bu arkadaşlık bazı şeyleri anlayana kadar sürdü. 5. Sınıfa geçtik ve ben okuldan alındım çünkü bana bipolar teşhisi konulmuştu, tedavi için Amerika'ya geri döndüm. 3 yıl boyunca duygu-durum düzenleyici ilaç tedavisi gördüm."
"Bir dakika bir dakika, sözünü kesiyorum ama ilaç tedavisi için neden Amerika'ya gittin ki? Aynı tedaviyi burada da görebilirdin."
"Annem insanlara zarar verebileceğime inanıyordu." bunu söylerken yüzünde acılı bir gülümseme vardı.
"Çok saçma bir düşünce. Senin kendine zarar verebileceğini düşünmesi gerekirken insanlara zarar verebileceğini düşünmüş ki zaten bipolarlar insanlara zarar vermez."
"Sen gel de bunu anneme anlat. Neyse ben yatılı bir şekilde tedavi gördüm bu yüzden gördüğüm insan sayısı azdı. Türkiye'ye 8. Sınıfta dönünce yine o 1. Sınıftaki çekingen halime geri döndüm. İnsanların bipolar olduğum için beni dışlayabileceğini düşündüm bu sefer. Ama öyle olmadı. Kimse bilmiyormuş bipolar olduğumu. Böylece arkadaş grubu edindim. Ama onlar benimle konuşmayı kesmesin diye karakteriminden ödün verdim. Ortaya iğrenç bir insan çıktı. Ve evet seni tanımadım, tüm okulda seni aradım ama adını bilmediğim için bulamadım. Ve sana yaptığım için gerçekten özür dilerim. Ergenlik zamanlarımdı, arkadaş grubuma uymuştum. Sana gülmemeliydim. Hatta bu zorbalığı kimseye yapmamalıydım. Ama sonrasında Maysa... seni korudum." Bu dediğiyle kısa süreli bir şok geçirdim. "8. Sınıfın 2. Dönemi sadece seni korudum. Sonra liseye geçtik birbirimizi tanımadan ve görmeden 3 yıl geçirdik. Doğrusu ben seni gördüm. O kadar güzeldin ki bana inat parlıyordun. Lise 3 te senin fotoğrafların yayılınca ben... kendimi senin kilonu tahmin etmek zorunda hissettim. Obsesif Kompulsif Bozukluluğun bana kattığı bir şeydi. Sayılara düşkünlüğümü biliyorsun ve sayılar hakkında netleşmezse her şey rahatlayamıyorum. Bu yüzden sana sormuştum. Ama iğrenç bir şekilde yazmışım. Bunun için de özür dilerim."
"Özgür... benim hakkımda bir şey unuttun. Ben özürü sevmiyorum. Anlamsız buluyorum. Eğer kendini özür dilemeden affettirebilirsen seni affederim. Olanları aklımdan silemem ama senin şu anki halini kabul ederim."
"Kendimi affettireceğim."
"Yapabileceğine inanıyorum." dedim ve gülümsedim. Birkaç saat sadece yıldızları seyrettik. Saat tam gece 8 olduğunda gökyüzünde havai fişekler patladı ve gökyüzüne yıldızlarla yazılmış iyi ki doğdun yazısı çıktı. Ne olduğunu anlamayıp Özgür'e döndüm.
"İyi ki doğdun Yaz Çiçeği."
_________________________EVEEETTTTT HER ŞEYİN ORTAYA ÇIKTIĞI BÖLÜM GELDİ NİHAYET!!!!
Bu arada o yıldızlar gerçek yıldız değil MDLDÖPFGÇPGÇGŞHÇLHFÇ
Belki her şeye bir anlam yüklememize gerek yoktur. -Ted Mosby
TED İN SÖZLERİNE BİR ÖLÜYORUM ANLATAMAM