"Bana hiç sorma, ben şu an adımı bile bilmiyorum."
"Özgür sus valla kurt bizi öldürmeden ben seni öldüreceğim!" Tabi bu konuşmalar fısıltılı bir şekilde geçiyordu. "Ayrıca sen değil miydin, ayı saldırır falan diye yanımda gelen?"
"Ben ayı saldırır falan diye geldim, kurt geleceğini nereden bileyim? Kurt ilgi alanıma girmiyor." Tabii senin anca ayılar ilgi alanına girer. Aynı takımdan olduğunuz için. Demek istedim ama demedim.
"Ayı gelse daha iyiydi. En azından ölü taklidi yapar kurtulurduk." Kurt tam üstümüze atlayacakken Özgür'e sıkı sıkı sarıldım ve o anda bir silah sesi duyuldu. Özgür'den yavaş yavaş uzaklaşıp etrafa bakındım. Kurt ölmüştü. Biri kurtu öldürmüştü. Ağaçların arasından 50 lerinde bir adam çıktı.
"Biraz daha dikkatli olmalısınız çocuklar. Bu saatte burada ne işiniz var?" Dedi, adını bilmediğim adam. Valla seni bize Allah gönderdi be! Canım avcı.
"Öyle bir markete uğramıştık. Teşekkürler bize yardım ettiğiniz için." Dedim minnetle.
"Görevim." Dedi. Büyük ihtimalle avcıydı. Bu olay iyice kırmızı başlıklı kız olayına dönüştü. Özgür'le birlikte yere attığımız market poşetlerini topladık. Poşetleri toplar toplamaz oyalanmadan dağ evine geri döndük.
Eve girer girmez Damla sitem etti. "Hiç gelmeseydiniz! Ölüyordum açlıktan."
"Bizde!" Dedi, diğerleri Damla'yı onaylayıp.
"Ölüyorduk size yemek getirirken."
Zara hemen yanıma geldi. "Maysa, şaka mı yapıyorsun? Nasıl ölüyordunuz? Şu an iyi misiniz?" Sorularını sıraladı ve hemen bana sarıldı.
"Şu an iyiyiz. Sadece kurt saldırıyordu o kadar." Sadece öldük o kadar. Demek isterdim ama demedim. Ellerimdeki poşetleri yere bıraktım, "Valla bundan sonrası sizde. Benim derin bir uykuya ihtiyacım var. Bir ihtiyacınız olursa beni uyandırın." Dedim, ve yorgunluk hissiyle karşıma çıkan ilk odaya girip, kendimi yatağa attım. Yorganın içine iyice girdim ve kapıya arkamı döndüm. Sabah olunca gözlerimi açtım ama yataktan kalkmadım. Aynı pozisyonda yatmaya devam ettim. Doğruldum ve ellerimi iki yana açıp esnedim. Elim bir şeye çarpınca hemen elimi geri çektim. Kafamı elimi çarptığım yöne çevirdim. Yanımda biri yatıyordu. Ama yüzünü battaniyeyle kapadığı için göremiyordum.
"Zara? Sen misin?" Yanımda yatan kişi kıpırdandı ama sonra ses gelmedi. Yataktan kalkıp yatağın diğer ucuna gittim ve yatan kişinin dibine girip battaniyeyi yüzünden kaldırdım. "Özgür?!"
"Hıııı." Diye mırılandı. Ben hala onun dibinde durup şok geçirirken Özgür bir anda gözlerini açtı. Göz göze geldik. Nefeslerimiz birbirine çarpıyordu.
"Şey..." dedim durumu izah etmeye çalıştım. Özgür işaret parmağını dudağıma bastırdı.
"Sonra söylersin, şu an uykuya ihtiyacım var. Hatta gel birlikte uyuyalım." Demesiyle kalkıp beni kucağına alması, yanına yatırması bir oldu. Yorganın içinde yüz yüzeydik.
"Özgür? Ne yapıyorsun?" Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Ben bile duyamamıştım. Bir süre Özgür bir şey demedi sadece yüzüme odaklandı. Sonra bir anda geri çekildi ve yataktan kalktı. Kafasını onaylamaz şekilde salladı.
"Özür dilerim." Özgür'ün koluna dokundum, sorununu anlamak ister gibi. Kolunu çekti, "Özür dilerim." Diye fısıldadı defalarca.
"Özgür sorun ne? Neden bir anda özür dilemeye başladın?" Sık sık nefes alıp veriyordu, nefesi ona yetmiyor gibi görünüyordu ve o sırada bir şeyler söylüyordu. Sürekli aynı şeyi tekrarlıyordu.
"Ben sana... Sikeyim!" Dedi ve daha konuşmadan odadan hızla çıktı. Ne olmuştu ki şimdi? Üstümü değiştirip odadan çıktım ve kahvaltının kurulmuş olması umuduyla salona geçtim. Sofra kurulmuştu.
"Eğer kim hazırladıysa ellerine sağlık şimdiden!" Dedim ve sofraya geçtim heyecanla yemek yedim. Dünden beri bir şey yemiyordum. Ne yani acıkmış olamaz mıyım?
Kahvaltı sofrasını hep birlikte topladıktan sonra odama geçip Özgür'e yazmaya karar verdim. Günlerdir konuşmuyorduk. Yani onlinedan konuşmuyorduk.
@yıldızkülleri; Yaşıyor musun?
@özgürnehir; Hmm bir bakayım,
Yaşıyormuşum.
Sen yaşıyor musun?
@yıldızkülleri; Hmm bir bakayım,
Yaşıyormuşum.
@özgürnehir; Seni cümle çalıcı!
@yıldızkülleri; Hep sen mi çalacaksın?
@özgürnehir; Hey! Ben hiç cümleni çalmadım.
Bravo Maysa. Yine aptallığın tuttu, toplarla hadi.
@yıldızkülleri; İlla benim güzel cümlelerimden birini çalmışsındır.
@özgürnehir; Dur bakacağım.
@yıldızkülleri; Sadece varsayımda bulundum, Özgür.
40 saat aramana gerek yok.
@özgürnehir; Sen varsayımda bulundun bende o varsayımın doğru olup olmadığını kanıtlayacağım.
Baktım.
Hiç ben senin cümlelerini kopyalamamışım. Hep sen benim kopyalamışsın.
Eğer ben seni kopyalamadıysam, bu kopyalama olayı nereden çıktı?
@yıldızkülleri; Öylesine söyledim.
@özgürnehir; Emin misin?
@yıldızkülleri; Eminim.
Abartmana gerek yok Özgür. Alt tarafı bir cümle.
@özgürnehir; Yok, anlamıyorsun.
@yıldızkülleri; Neyi?
__________________________Valla gayet uzun bir bölüm oldu
Özgür ün özür dilemesi hakkında teorilerinizi yazsanıza
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Külleri |texting|
Ficção Adolescente@francisbeck; Kimsin? @yıldızkülleri; Kedi.