Meryem ve Cynthia'nın telefonlarına aynı anda mesaj gelmişti Çağatay'dan.
"Acil buluşmalıyız!"
Önemli bir gelişme olmuş olmalıydı. Ama ne? Cynthia Daniel'e de haber vererek buluşma yerine gitti.
Meryem ise Cihan'ı arayıp aramamakta tereddüt etse de bu sefer haber vermeyi tercih etti.
Gençler yine yuvarlak bir masanın etrafında toplanmışlardı. Meryem yolda Cihan'a olanlardan biraz bahsetmişti. O da şaşkınlığını gizleyemeyenlerdi. Sakin görünen ruhu aslında böyle fırtınalarla hareketlenmeyi seviyordu...
Cynthia :
"Çağatay ne oldu? Korkmalı mıyız?"
"Bilmiyorum... Karma karışığım! Enteresan şeyler oluyor o kesin..."
"Ne oldu? Anlat hadi." dedi Meryem.
"Ben internet kafe araştıracaktım hatırlıyorsanız."
"Evet kameraların olmadığı bi kafe."
"Evet... İşte öyle bir yer buldum. Biraz şehir dışında."
Daniel:
"Hadi gidelim o zaman. O aşağılık herifi araştıralım."
"Gittim ben!"
Cynthia:
"Yalnız mı? Neden?"
" Siz yeterince sıkıntı yaşadınız. Bu işi de ben halledeyim dedim."
Meryem:
"Tamam... Peki ne oldu? Ne buldun?"
"Aslında başta her şey normaldi. Hatta yine de kılık değiştirerek gittim."
"Aman tanrım!" dedi Cynthia.
"Yoksa birileri seni takip mi etti? Ya başına bir şey gelseydi?""Hayır! Kimse beni takip etmedi. Yani öyle zannediyorum. Özellikle dikkat ettim."
Cihan:
"Peki ne oldu?"
" Kafeye gittim. Kimse yoktu zaten. Bilgisayarın başına oturdum ve Markus'u araştırmaya başladım. Hala görevde olduğu yazıyordu. Özgeçmişi, çok vatansever bir devlet adamı olduğu falan. Buraya kadar her şey normaldi. Ama sonra öyle bir şey oldu ki! Hayretler içinde kaldım. Ve korkmadım desem yalan olur..."
Gençler heyecan ve korkuyla karışık bir duyguyla Çağatay'ın söyleyeceklerini bekliyorlardı.
"Telefonuma bir mesaj geldi!"
"Mesaj mı?"
"Ne yazıyordu mesajda?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Science FictionDünya barışı için yola çıkılan ancak iki gencecik hayatı dünyanın uzak uçlarına savuran gizli bir deney... Hesaplandığı gibi gitmeyen bir deneyin sonuçlarını yok etmek için feda edilen iki hayat... Meryem ve Cynthia... Biri Amerika diğeri Türkiye'ye...