Sabah olduğunda derin uykusundan uyanan Meryem önceki gün yaşadıklarının etkisindeydi. Ne kadar uğraşsa da kafasındaki düğümleri çözemiyordu. Artık olanlardan iyice bunalmıştı. Sürekli duyduğu sesler dün son noktasına ulaşmıştı.
Neden? Neden bunları yaşıyorum?
Neden sürekli kendimi eksik hissediyorum?Üff bi şeyler yapmalıyım. Ama ne?Aklı iyice karışmıştı.
'Cynthia nasıl oldu acaba?' diye düşündü. Ona ne olmuştu. Bu soruyu kendisine sormalıydı.
Birden annesinin sesini duydu:
" Meryeeeem, kahvaltı hazır hadi sofraya gel."
Her sabah koşarak gittiği kahvaltı bile artık onu heyecanlandırmıyordu. Sanki yatakta uyuşup kalmıştı...
Odanın kapısı açıldı. Annesi onu yatakta görünce biraz sinirlendi:
"Kız kalksana. Kahvaltı hazırladım yetmedi bide ayağına mı getireyim. Aaahhhh eski kızlar. Bizim gençliğimiz böyle miydi? Erkenden kalkar hazırlardık sofrayı. Şimdiki gençler ne rahat valla ekmek elden su gölden. Sana diyorum kız! "
"Yorgunum anne."
Hacer hanım birden durakladı. Meryem'in halinden oldukça üzgün olduğu belliydi.
" Hasta mısın? Düzelmedin mi yoksa."
"Anne, sana bir şey sormak istiyorum."
" Sor kızım. "
"Anne ben eskiden de bu sesleri duyarmıydım? Yani çocukken."
Hacer hanım Meryem'deki çaresizliği görmüştü. Yıllarca onun ilgi çekmek için böyle şeyler yaptığını düşünmüştü. Acaba gerçek olabilir miydi? Bu sesleri duyuyor muydu? Ya öyleyse!
Hacer hanımın başından kaynar sular dökülmüştü. Meryem'in gerçekleri söylemiş olabileceği düşüncesi ile sanki ilk kez yüzleşmişti. İlk kez farklı bir açıdan bakabilmişti. Ancak bu bakış onun hiç hoşuna gitmemişti. Çünkü yıllarca Meryem'e uyguladığı yalancılık tavrı onu vicdan azabının en büyüğüne çağırıyordu!
Anneliğinden ve kadınlığından utandı. Hayır hayır... Bu vicdan azabına esir olmayacaktı. Bu konuyu derinlemesine inceleyecek ve kendisine vicdan mahkemesinden beraat kararı alacaktı..." Niye sustun anne ?"
" Meryem. Kızım sen küçüklüğünden beri söylerdin böyle şeyler. Ben oyun yaptığını düşünürdüm."
" Demek bu illet benimle birlikte doğdu. Lanet olsun böyle kafaya. Bıktım artık!"
"Kızım nasıl hissediyorsun ? Yani o sesleri duyunca?"
Hacer hanım, Meryem'le bu konuyla ilgili ilk kez yüzleşiyordu. İlk kez onun ne hissettiğini merak ediyordu. İlk kez ona annelik duygusuyla yaklaşıyordu.
Meryem de bunun farkındaydı. Annesinden yıllardır beklediği ilgiyi görmek onda büyük bir huzur uyandırmıştı. Bu an hiç bitmesin istiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Ficção CientíficaDünya barışı için yola çıkılan ancak iki gencecik hayatı dünyanın uzak uçlarına savuran gizli bir deney... Hesaplandığı gibi gitmeyen bir deneyin sonuçlarını yok etmek için feda edilen iki hayat... Meryem ve Cynthia... Biri Amerika diğeri Türkiye'ye...