Otelin önünde beklerken içinde duyduğu heyecan ona lise yıllarını hatırlattı. En son o yıllarda bu kadar heyecanlanmıştı. 'Ergenliktendir 'deyip dururdu zaman geçtikçe...
Dudağında minik bir gülümsemeyle hatırlardı o yılları. Yaşanan güzel anlar, coşkulu heyecanlar o yıllarda kaldı sanıyordu. Şimdi ise bir otelin önünde aynı heyecanları yaşıyordu.Kalbinin bir köşesinde kapalı olduğunu düşündüğü kapının kilidini açmıştı Cynthia. Kendini genç bir adam gibi güçlü, aynı zamanda ürkek bir liseli gibi aciz hissediyordu. Hoşlandığı kızı göreceği için çok mutluydu.
'Çocukça 'diye düşündü. Sonra bu düşüncesinden vazgeçti, 'İnsanca evet aşk insanca' diye geçirdi içinden...
Cynthia lobiden kapıya doğru ilerlerken dışarıda bekleyen Çağatay'ı gördü.
Yaşanan onca kötü şeye rağmen 'Onunla tanışmak bir mucize 'diye düşündü. Sanırım Tanrı bizi bir şekilde bir araya getirmek istedi. Acaba o da benim gibi hissediyor mu?"Merhaba Çağatay"
"Merhaba Cynthia, iyi görünüyorsun. Sevindim."
"Teşekkür ederim"
"Bugün rehberiniz benim küçük hanım, buyrun lütfen."(Çağatay kibarca arabanın kapısını açtı.)
"Pekii efendim. Rehber ne derse o."(Cynthia gülümsedi.)
Çağatay ve Cynthia İstanbul'un kucağında güzel bir gün geçirdiler. Çağatay şehrin en görülesi yerlerine götürdü Cynthia'yı. Hem ruhuna iyi gelsin hem de bu şehri unutmasın diye. Çünkü İstanbul gizemli bir şehirdi onun için. Bir insanın gönlüne girdi mi ayrılması kolay değil. Çağatay şehrin (belkide kendinin )Cynthia'nın gönlüne girmesini istiyordu. Bu sayede bu şehirden ayrılması kolay olmayacaktı...
Çağatay güzel bir günün ardından son durak olarak Pierre Loti çay bahçesine götürdü Cynthia'yı...
"Teşekkür ederim, çok güzel bir gündü. Burası harika bir şehir. "
"Rica ederim, beğendiğine sevindim."
"Şehir de güzel, rehberliğinde. Bir günde gezdik koca şehri."
"Bak orda yanılıyorsun !"
"Nasıl yani?"
"Bu şehir koca bir dünya gibidir. Bir yanında doğa bir yanında tarih bir yanında hayat...
Ve daha sayamadığım bir sürü güzellik.
Biz sadece minik bir kısmını tadabildik. Anlayacağın değil bir gün bir ayda bile gezilmez. Ama tadını bir aldın mı tiryakisi olursun, onuda söyliyim... (Çağatay gülümsedi.)"O kadar güzel anlattın ki bir an masallardaki bir şehirdeyim sandım. Hem sevindim hem de üzüldüm..."
"Neden, neden üzüldün ki şimdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Ficção CientíficaDünya barışı için yola çıkılan ancak iki gencecik hayatı dünyanın uzak uçlarına savuran gizli bir deney... Hesaplandığı gibi gitmeyen bir deneyin sonuçlarını yok etmek için feda edilen iki hayat... Meryem ve Cynthia... Biri Amerika diğeri Türkiye'ye...