Yüzüne uzun uzun, derin derin, sevgi ve minnetle baktı. 'Sen benim şansımsın' diye geçirdi içinden. 'Bu karanlık günlerde geceme doğan ay ışığısın. '
Sonra birden kendine geldi. 'Neler düşünüyorum. Ne oluyor bana! Ben... Ben... Hayır hayır!'
Sonra tekrar Çağatay'ın gözlerine daldı. 'Neden hayır Cynthia... Evet... Evet ben aşık oluyorum. Artık hesaplar yapmanın anlamı yok. Sende biliyorsun ne yaparsan yap her zaman bilmediğin bir şeyler o hesabı bozuyor. O zaman akışına bırak... Hayat senin için en iyisini hazırlar. Sakın korkma. Elini sıkıca tut...'
''Sanırım kardeşini düşünüyorsun."
Çağatay'ın sesiyle kendine gelen Cynthia:
"Şey... Ben... Neden öyle söyledin?"
" Çünkü yüzünde öyle hoş bir gülümseme vardı ki , belli ki seni çok mutlu eden birini düşünüyorsun diye tahmin ettim, yanıldım mı?"
" Evet, yani hayır... Yanılmadın. Beni çok mutlu eden biri... Hem de çok !"
" O zaman şu işe bi el atalım değil mi?"
" El mi atıcaz, nasıl, ne düşünüyorsun?"
"Onunla tekrar buluşmayı istiyorsun, o da sebebi farklı olsada bunu istiyor. E bana da sizi buluşturmak kalıyor."
Cynthia bir anlık suskunluktan sonra:
" Korkuyorum!"
" Ne! Neden ?"
"Buraya gelirken öyle cesurdum ki. Kardeşimi bulacaktım. Şimdi... Sanırım cesaretim kırıldı. Onu görmek istiyorum tabii ki, ama... Bilmiyorum. "
Çağatay Cynthia'nın ellerini tuttu:" Yüzüme bak... Sen cesur ve sevgi dolu bir kızsın. Bunca yolu boşuna gelmedin. Sadece yorgunsun. Ve kardeşini bulduğunda bunların hepsi geçecek. İnan bana yaşadıklarına değecek. Ve sanıyorum ki, hatta eminim Meryem'in bu olanlardan haberi yok! Düşünsene yıllardır bir yalanın içinde yaşıyor! Sen onun şansısın! Bunu hem kendin, hem kardeşin için yapmalısın. Ne olursa olsun, sakın pişman olma. Sakın."
" Yine imdadıma yetiştin. İyi ki varsın. İyi ki..."
" Sen iyi ki varsın. Senin ışığın içinde unutma! Ben sadece o ışığın isini bir nebze silebildiysem ne mutlu bana..."
Çağatay ve Cynthia her zaman olduğu gibi yakaladıkları uyumun verdiği huzuru yaşıyorlardı.
" Yalnız, düşünmemiz gereken bazı ayrıntılar var."
" Ayrıntı mı? Neler mesela?"
" Şimdi şöyle bir düşünelim. Meryem senin kardeşin büyük ihtimalle. Bunu sen biliyorsun. Peki ya o ? Ne biliyor? Ya da ne bilmiyor ?"
" Daniel mektubu ona da postalamış. Eğer mektubu aldıysa en azından evlatlık olduğunu biliyordur. "
"Eğer mektubu aldıysa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
FantascienzaDünya barışı için yola çıkılan ancak iki gencecik hayatı dünyanın uzak uçlarına savuran gizli bir deney... Hesaplandığı gibi gitmeyen bir deneyin sonuçlarını yok etmek için feda edilen iki hayat... Meryem ve Cynthia... Biri Amerika diğeri Türkiye'ye...