drive you home

74 8 3
                                    

Jinyoung piknik sepetine dün gece hazırladığı çikolatalı kurabiyeleri koyarken, başında dikilip su isteyen bebeğine su vermeyi de unutmadı.

Jeongin'in ısrarları sonucu pikniğe çıkacaklardı. Dolapta duran içecekleri de koyduğunda, tamamen hazır olduğunu düşündüğü sepeti alıp kapının yanına taşıdı. "Seun-ah! Hadi!" Jackson tam bir saat önce duşa girip çıkacağını söylemiş, ama hâlâ çıkmamıştı.

Yaklaşık iki dakika sonra gelen sesle gözlerini kapatıp derin nefes aldı. "Üstümü giyinip geliyorum!" Jinyoung sabrının sınandığını düşünüyordu. Kesinlikle öyleydi yoksa başka açıklaması olamazdı. Sözde kısa bir duşa girip hemen çıkacaktı!

Jeongin'in üstüne hırkasını ve ayakkabılarını geçirirken, merdivenlerden inen Jackson'a bakıp çatık kaşlarını ona yöneltti. "Sonunda Jackson! Sonunda çıkıp yanımıza gelebildin!" Doğrulduğunda, Jackson ellerini sevgilisinin beline dolayıp dudaklarını öptü. "İşim vardı bebeğim...geldim." Jinyoung homurdanarak gözlerini kıstı. "Ne işin olabilir ki?" Jackson tekrardan öpüp omuz silkti. "Sana ne koca bebek?!"

Jeongin duyduğu şeyle çığlık atıp Jackson'ın dizine vurdu. "Hani bebeğin bendim!" Büyük olan kahkaha atarken, Jinyoung dil çıkardı ve Jeongin'i kucağına alan bedende gözlerini gezdirdi. Yeni tıraş olan yüzünü incelerken, sevgilisinin ne kadsr yakışıklı olduğunu düşünmeden edemedi Jinyoung.

Piknik için geldikleri sessiz ve sakin yere örtülerini sererken Jeongin, Jackson'a ördekleri göstermek için elinden tutup o yöne sürükledi. Malzemeleri koyma işi yine Jinyoung'a düşmüştü. Jinyoung sepete koyduklarını tek tek boşaltırken, gelen çığlık sesleriyle kafasını kaldırıp o yöne döndü. Jackson, Jeongin'i havada sallayarak ördeklere yem olarak atmayla tehdit ediyor, Jeongin bağırarak bırakmasını söylüyordu. Jinyoung gördüğü görüntüye gülerken, birden ona dönen sevgilisiyle gülüşü yarım kaldı fakat ona gülümseyen Jackson'a karşılık vermek amacıyla tekrardan samimi bir gülücük atıp önüne döndü.

Her şeyi dizdiğinde, yanına koşarak gelen ikiliye baktı. Jeongin'in üstü sırılsıklam olmuştu. "B-baba!" Jinyoung bebeğini öyle görünce şaşırarak Jackson'a döndü ama Jackson gülmekten yerlere yatıyordu. "Ne oldu sana böyle bebeğim?" Jeongin üstündeki ıslak tişörtü çıkarıp çimlerin üzerine serdi. "Babam beni ördeklere yem olarak suyun içine attı!" Jinyoung inanamayarak Jackson'a baktı. "Atmadım! Elimden kaydı." Tekrardan gülmeye başladığında, Jinyoung çatılan kaşlarına engel olamadı. "Aptal mısın Jackson...ya bir şey olsaydı!" Jeongin kavga edeceklerini anladığında, koşarak ilerideki parka gitti.

"Ama bir şey olmadı." Örtünün üstünde bağdaş kuran sevgilisini kucağına çekiştirdi. "Ama olabilirdi." Küçüğünü sakinleştirmek için dudaklarını boynuna bastırdı. "Ama olmadı." İnatlaşıyordu. Jinyoung boynundaki dudakları hissettiğinde, gözlerini kapattı. "Ama-" Dudakları üstündeki parmaklar konuşmasını engelliyordu. "Hiçbir şey olmadı ve bebeğimiz şu an yarı çıplak bir şekilde kızlara asılıyor-Aman Tanrım! Gerçekten kızlara asılıyor!" Jinyoung şaşkınlıkla o yöne döndüğünde, güçlü bir kahkaha patlattı. "Jeongin gay olur sanmıştım! Nasıl ya..." Jackson tahminleri yanlış çıktığı için üzülürken, Jinyoung hâlâ gülmekle meşguldü.

-

bitti dıırırım

bir zamanlar yazarken çok keyif aldığım bir ficti ama o kadar uzun süre yazmamıştım ki, konusunu bile unutmuşum. bu yüzden kısa bir final çekip bitirmek istedim başından beri bölüm bekleyen var mıydı bilmiyorum ama bu kadardı. sizi seviyorum diğer ficlerime bakmayı unutmayın 😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭 hoşçakalın.

22/05/2022

Let's rise together | jinson ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin