juice

169 24 101
                                    

Günlüğü dizime bırakıp telefonumun ekranını açtım. Saatin dokuza geldiğini görüp kapattım. Günlüğe tekrar baktım ve merakıma yenik düşmek istemediğim için hemen çekmeceye koyup kapattım.

Çıkardığım fotoğrafları ise tek tek alıp ikinci kattaki banyoya girdim ve hiç düşünmeden çöpün içine bıraktım.

Jinyoung'un kıyafetlerle dolu odan odasına girip içeriye göz gezdirdim. Dolap kocamandı ve kapakları camdı. Hırkaları, kabanları, kazakları hepsi ayrı ayrı ayrılmıştı ve sayamacağım kadar çoktu.

Odadan çıkıp boş iki odaya baktım. Bomboştu. Son kalan odaya girmek için kapı kolunu tutup aşağı indirdim ama kilitliydi.

Birkaç kere daha zorlayıp sonunda pes ettim. Yatak odasına geçip boş, dağınık yatağımıza uzandım ve tavanı izlemeye başladım. Jinyoung'un gelmesine daha saatler vardı ve ben şimdiden sıkılmıştım bile.

Telefonumu çıkarıp birkaç saat onunla oyalandım. Sonra yataktan doğrulup etrafıma baktığımda masanın üstündeki laptopu gördüm. Yerimden doğrulup kucakladım ve tekrar yatağa döndüm.

Yatağın ortasında bağdaş kurup laptopu açtım. Saat 13.18'e geliyordu. On üç dakika sonra Jinyoung'un Hyejin ile olan programı canlı olarak başlayacaktı. O saate kadar bir şeyler izledim ve son beş dakika kala koşarak salona indim.

Televizyonu ve kanalı açıp koltuğa oturduğumda başlamıştı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken merakla Jinyoung'un çıkmasını bekliyordum.

Yaklaşık sekiz dakika sonra ilk Hyejin çıktı ardından ise Jinyoung. Yana attığı kahverengi saçları ve hafif makyajıyla o kadar güzel gözüküyordu ki, gülümsediğimi bile fark etmemiştim kendime gelene kadar.

Üstündeki beyaz gömleği ile kol kasları oldukça belli oluyordu. Siyah pantolonu da güzelliğine güzellik katarken sakin olmaya çalıştım çünkü çok güzeldi!

Hyejin ise mini elbise ve beline kadar uzanan saçlarıyla gelmişti. Koltuğa yan yana oturduklarında dizi tanıtımları falan yapılmıştı.

Programı sunan kişi ne kadar yakıştıklarını, beraberliklerini kutladı. Jinyoung tebessüm edip teşekkür ettiğinde Hyejin Jinyoung'un sol elini tutup parmaklarını parmaklarına geçirdi. Jinyoung'un eline hafif hafif vururken teşekkür edip ilişkilerinin çok iyi olduğunu söyledi.

Jinyoung'un kasılan yüz hatlarından rahatsız olduğunu anlamıştım. Birkaç saniye sonra da elini yavaşça çekip kendi parmaklarını iç içe geçirdi.

İki saat program sonunda veda edip çıktılar. Ben de birkaç dakika izleyip kanalı değiştirdim. Telefonuma gelen bildirime baktığımda Jinyoung olduğunu görüp hemen bildirime tıkladım.

Bebeğim:
Jackson

Jackson:
ÇOK GÜZELDİN SEVGİLİM

Hyejin'in öyle demesinden rahatsız olduğumu düşündüğüne adım kadar emindim ama rahatsız olmamıştım ki hiç. Bu yüzden moralinin bozulmasını istemiyordum. Kısa süre cevap vermeyip en sonunda cevap verdi.

Bebeğim:
Seni seviyorum..
şey diyecektim

Jackson:
söyle

Bebeğim:
iki saat sonra randevum vardı kliniğe gideceğim

Jackson:
tamam yetişebilecek misin

Bebeğim:
işim bitti eve geleceğim sonra gideceğim

Jackson:
bekliyorum

Yazıp telefonu kapattım. Dediği gibi olmuştu tam kırk beş dakika sonra çalan kapıya gidip usulca açtım. Jinyoung içeri girip kapıyı kapattı ve kollarını belime doladı anında.

Let's rise together | jinson ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin