LİSELİ KIZ

2-Kankalar ayrılmaz!

Medya - Yersu

Ağlamaktan ben bıkmıştım gözlerim bıkmamıştı.Ellerimle gözyaşlarımı silip odamım kilidini açtım.Şimdiye kadar abim ve annem gelmişti.Onlar gitmek istemeyenlerdi sanırım.Ablam ve babam Denizli'ye aşıklardı.Annemin sesini duydum.''Bekir sen de tam zamanını buldun tayinin.Okul başlamadan gitseydik bari.Kız daha çok üzülecek''.''Yeşim ne yapayım? Müdür ancak yapabildi.''dedi babam.Yorganı kafamın daha çok üstüne çektim ve gözlerimi kapattım.

-

Sabah çok yorgun uyanmıştım.Ablam yanıma gelip ''Tamam ya üzülme.Bence böylesi daha iyi.Hem hiç kimseye alışmadan gidiyorsun.''dedi.''Abla tamam yeni arkadaşlar edinmedim.Ama Gökçe-''sözümü bitiremeden ablam ''Onlarla görüşüceğiz merak etme güzelim.''dedi.Kafamı göğsüne gömdüm.''Hadi okul kıyafetlerini giyin.Zaten haftaya çarşamba günü gidiyormuşuz.''dedi.Kafamı salladım.Çekmecemden krem rengi bodymi ve beyaz lakorsumu çıkardım.Haki yeşili ve grinin hakim olduğu pantolonumu da çıkardım.Hemen giyindim.Hızlıca çantamı hazırladım ve telefonumu elime aldım.Aklıma Gökçe geldi.Ona bunu nasıl söyleyecektim? Kafamı salladım ve odadan çıktım.Kahvaltı süperdi.''Hatice Teyze döktürmüşsün yine!''dedi abim yanağından öperek.''Hatice Teyze sen bizimle Denizli'ye gelecek misin?''dedim.''Evet kızım.Zaten onun burada bir yakını yok.''dedi annem.Kafamı tamam anlamında salladım ve sandalyeme oturdum.Peynir ve zeytinden birkaç tane aldım.Yumurtaya da ekmeğimin yarısını bandırdım ve ağzıma soktum.Ben öyle ''Hiç bir yerim batmasın,herkes bana baksın ve hayran olsun''diyen kızlardan değilim.Ama annem de o tür kızlardan olmamı istediği için yine aramızda bir tartışma yaşandıktan sonra öfleyerek servisin olduğu bölgeye gittim.''Bundan sonra saat 09.00'da hazır ol emi?''dedi yaşlı şoför.Yanaklarım kızarıyordu.''Pardon.''dedim ve koltuğa oturdum.

-

Ders coğrafyaydı.En sevmediğim derslerden biri olduğu için sınavlarda en çok bu dersten korkarım.Annemde bu dersin öğretmeni olduğu için bu derse daha önem verir.Ve düşük geldiği yüzünden hep azar işitirim.

İsmini yine gömleğinde ki karttan gördüğüm İsmail Öğretmen herkesle tanışmaya başladı.İlk benim oturduğum taraftan başladığı için ilk ben ayağa kalkmak zorunda kaldım.''Yersu Kayacık.''dedim.Kafasını salladı ve yanımda ki çocuğa bakmaya başladı.Çocuk ''Halil Berrak'' dedi.Arkamda oturan gözlüklü sarışın bir erkek ''Serkan Yayla''dedi.Yanında oturan saçları benimkilerle benzer renkte olan esmer bir kız ''Lale Irgaz''dedi.Diğer öğrencilerin isimlerini öğrenmeye gerek duymadığım için kafamı sıraya gömdüm.Gözlerimi kapattım ve Denizli'de ki evimizi hayal etmeye başladım.

-

Biyoloji dersine bayıldığım için öğretmenin geçen sene öğrendiklerimizi sormaya başladığı an parmağım istemsizce havaya kalktı.Şu an inek öğrenciler gibi gözüküyordum ama sevdiğim dersler de kendimi tutamıyorum.''Evet.''dedi öğretmen beni göstererek.''A şıkkı.''dedim.Hoca ''Emin misin?''dedi.Kafamı evet anlamında salladım.''Bravo.''dedi ve alkışladı.Herkes hocaya mal mal bakıyordu.Çocuk muyduk biz ya? Birisinin telefonu çalmaya başlayınca yanında oturan kız öksürmeye başladı.Sonra yanımda oturan çocuk (Halil),arkamda oturanlar.Yani kısaca sınıf dayanışması yapıyorduk.Hoca eliyle susun işareti yaptı.''Ben o tip öğretmenlerden değilim.Kapat oğlum telefonunu.''dedi.Herkes elini aşağıya indirdi ve çocuğa bakmaya başladı.Gözlerim Gökçe'ye doğru ilerledi.O da bana bakıyordu.Gülümsedim ama o karşılık vermeyip önüne döndü.Kaşlarımı çattım ve saatime baktım.5 dakika kalmıştı.Hocayı dinlemeye başladım.Bu sene görüceğimiz konuları anlatıyordu.Annemin okulundan buraya gelmişti.Eğer buradan gitmeseydik annem de bu okula gelmek istiyordu.Kısaca aynı okulda olacaktık ve eğer bize girerse ben yanardım.