Merhaba arkadaşlar! Evet,final oldu kitap.Artık yazacak bir şeyin kalmadığını düşünüyorum.Zaten bu bölüm de bayağı uzun oldu.Ben de üzülüyorum ama yazacak bir şey olmayınca sizleri bekletmek istemediğimden final yapıyorum.Bana göre kitap yazarı okurlarını beklettiği anda okuma sayısı azalıyor.Hem siz beklemeyeceksiniz,hem ben saçma şeyler yazarak hikayeyi çizgisinden çıkarmayacağım.Benden bu kadar.Başka bir kitap da görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın!
Medya-Yersu
>_<
2 Hafta Sonra
Abimin Kerem ve beni yakaladığı o günden beri abime karşı farklı davranıyordum.Her bana baktığı an da o çadırda ki halimiz geliyordu aklıma ve utangaç Yersu ağır basıyordu.Gözlerimin kendiliğinden açılmasının nedeni ablamın odasından gelen müzik sesleriydi.Huzursuzca yatağımdan doğrulup ayağa kalktım.Nedenini bilmiyordum ama ayaklarımda anlatamayacağım bir ağrı vardı.Odamdan çıkıp banyoya girdim.Saatin kaç olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama ablam uyandığına göre 7 civarı olabilirdi.Yüzümü yıkadım ve saçımı ıslattım.Ardından tarayıp yandan bağladım.Telefonumun mesaj sesini duyduğum an da koşar adım banyodan çıktım.Odama girdim ve yatağımın üzerinden onu aldım.Kilit ekranını açtığım an da gördüğüm tarih beni şoka girdirmişti.5 Mart? Martın beşi? 5'in Martı? Yok o olmadı.Oha! BU GÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM!! Ay çok heyecanlandım ben..Allah'ım! Şimdi partim de olur benim tabii.Dolabımdan okul kıyafetlerimi çıkarttım.Pijamalarımı yatağımın üzerine fırlatıp okul kıyafetlerimi giyindim.Saçlarım biraz bozulsa da umursamadım.Telefonumu çantama koydum.Kitap ve defterlerimi dünden hazırladığım için hemen odamdan çıktım.Abimin dersi saat 2' deydi.Ondan uyanmamıştı sanırım.Ablamın odasından gelen müzik sesleri sonunda kesildiğinde derin bir oh çektim.Kafam dinlendi be..Ayaklarımda ki ağrı biraz hafiflemişti.Merdivenlerden inip mutfağa girdim.Babam her zaman ki gibi erkenden çıkmıştı.Annem mutfakta ki yeni aldığımız televizyondan bir şeyler izliyordu."Günaydın annecim."dedim benden farklı çıkan sesimle.Annem de bunu anlamış olacak ki kaşlarını kaldırarak "Günaydın.Bu gün pek bi neşelisin." dedi.Sonra bir şey hatırlamış gibi gözleri farklı bir yere bakıp "Ben Melek Hanımı aradım mı? Yaptığım süslemeleri alacaktı." dedi.Dudağımı büzüp "Nerden bilebilirim ki." dedim."O da doğru.Ablan uyandı mı?"dedi."En son
odasında müzik dinliyordu.Sonra da sesi kesildi.Hiç görmedim bu gün."dedim.Kafasını salladı."Hadi otur.Ben tost yapmıştım sana.Onu vereyim de ye.Sonra da çıkarız."dedi.Kafamı salladım.Babamın hatırlamamasına bir şey demezdim..Adamın bir sürü işi vardı ama annem..Annem bu konularda eskiden çok ilgilenirdi ama şimdi ne olmuştu acaba.Annemin önüme koyduğu tostu alıp yemeye başladım.1-2 dakika sonra tostum bitmişti.Havalar hafif sıcaklamıştı ama hala serindi.Mont giymeye gerek duymamıştım ama askılıkta ki ceketimi üzerime geçirecektim.Ayağa kalktım.Annem çantasını koluna takıyordu."Hadi kızım,Salih Abin bizi bekliyor."deyip evden çıktı. Bu gün annemde bi gariplik vardı bu gün.Kesinlikle emindim.Ceketimi üzerime geçirdim.Çantamı sırtıma taktım ve ben de evden çıktım.Arabaya bindikten sonra Salih Abi gaza bastı ve okula doğru yol almaya başladık.5 dakika sonra okul girişindeydik.Arabadan inip annemin yanıma gelmesini bekledim.Annem yavaş adımlarla yanıma geldikten sonra ikimizde okul girişinden bahçeye girdik.Hiçbir değişiklik yoktu.Her şey aynıydı.Yine amaçsızca okul bahçesinde dizilip müdür yardımcısının "İyi dersler." demesinden sonra sınıflarımıza girecektik.Omzumdan sertçe ittirilmem ile gerçek hayata döndüm.Gökçe bana bakıyordu şaşkın şaşkın.Annem neredeydi? Gökçe ne ara yanıma gelmişti? "Kanka iyi misin?" dedi.Kafamı salladım.Bir anda gözlerim kapandı ve bir fermuar sesi duydum."Sakin ol.Benim."dedi Gökçe. Kafamı sallayıp yine hangi saçmalıklarla uğraştığını düşünmeye başladım.Yavaşca ellerini çektikten sonra gözlerimin açısına giren ilk şey bir paketti.Hediye paketi..Gülümseyerek hediyeyi elime aldım ve Gökçe'ye sımsıkı sarıldım.Canım benim! "Çook teşekkür ederim bir tanem.Beni çok mutlu ettin." dedim ve daha sıkı sarılmaya devam ettim."Y-yersu,boynum!"dedi kısık seslerle. Yaptığım mallığı anlayıp hemen kollarımı çektim.Ardından hediye paketini açıp içine baktım.Bir mektup, onun yanında bir saat vardı.Fuşya rengi,içi çeşitli desenlerle süslenmiş çok güzel bir saatti bu.Yanlarında parıltılar vardı hatta.Çok güzeldi.Hemen sağ bileğime takıp kolumu inceledim."Yakışacağını biliyordum."dedi ve gülümsedi.Ben de gülümsedim ve tekrar sarıldık."Hadi sınıfa geçelim."dedi.Kafamı salladım.Bu gün sıra olmayacak mıydık? "E sıra?" dedim."Bu gün yokmuş.Havalar ısınınca tekrar başlarız.Neyse.Yürü."deyip merdivenlerden çıkmaya başladı.Ben de peşinden gidip okula girdim. Gökçe elimden tutup "Hızlı olur musun?" dedi.Ters ters bakıp adımlarımı hızlandırdım.Yine ne vardı? Merdivenlerden hızla çıkıp sınıfa ilerlerken Gökçe'yi durdurup "Ya gökçe valla bacaklarım ağrıdı.Bi dur!" dedim.Benim anlayamacağım bir ses seviyesiyle bir şeyler mırıldanıp "Yürü." dedi.Öfleyerek ona baktım ve bacaklarımı tutmayı bırakıp vücudumu dikleştirdim."Gökçe ne oluyor sabah sabah? Doğru düzgün bir yerde duramadan sınıfa getirdin beni.Sınıfta ne bok işimiz var ya?!"dedim.Oooo! Ben bayağıdır küfür etmiyordum."Yersu yürü sen.Valla çok şaşıracaksın!"dedi. Son cümlesiyle merakım giderek artarken ikna olup uzattığı elini tuttum.Beraber sınıfa yürüdük. Sınıfın önüne geldiğimiz de beni durdurup "Hazır mısın?!" dedi bağırarak."Ne bağırıyorsun? Neye hazı-" sözümü devam ettiremeden kapı açıldı ve bir anda parti şapkaları,parti atkıları,bir kaç çeşit içecekle süslenmiş okul sıraları,bir doğum günü pastası(!) ve daha bir sürü şey gözüme hücum etti.Ve ardından tüm sınıf bağırarak "İyi Ki Doğdun Yersu!" dedi.Gülümsedim ve sınıfa girdim.Şaşkınlıktan nutkum tutulmuştu.Ben-ben ilk defa sınıfım tarafından hazırlanan doğum günü partisinin yıldızı olmuştum ve şu an kalbim heyecandan depar atarak göğüs kafesimden fırlayacaktı.Kahkaha atarak "Ben ne diyeceğimi bilmiyorum.Teşekkür ederim." dedim kendimden çıkan sese inanamayarak.Fulya beni göstererek "Bu halini göreceğimizi söylemiştim değil mi?" dedi."Bunu,bütün bu her şeyi nasıl,ne zaman hazırladınız?"dedim.Halil öne çıktı ve "Dün Gökçe bütün herkesi arayıp okulun yanında ki parka çağırdı.Hepimiz gittik ve ne diyeceğini sorduk.Parti hazırlayacağımızı,yarın senin doğum günün olduğunu söyledi. Tabii bu 1.'si,daha-" Halil tam devam ediyordu ki Selen lafını kesti ve "Neyse ya,bunların bir önemi yok.Elimizde bir parti var ve eğlendirmeyi bekliyor.Hadi bakalım!!" diye bağırıp yanında ki telefona bağlı hoparlörü açtı ve şarkı çalmaya başladı.Herkes dans ederek şarkıya eşlik ederken Anıl'ın gözü kapıya takıldığı an herkes kapıya doğru döndü.Ben de vücudumu oraya döndürdüm.Annem gülümseyerek bana bakıyordu. Ben de gülümsedim ve ona doğru yürüdüm.Beni sınıftan çıkarıp koridora doğru yönlendirirken kapıyı kapattı arkamdan.Ellerimi tuttu ve bana döndü."Canım benim,bir tanem..Arkadaşların dün akşam beni aradılar ve bunu yapmak istediklerini,müdürden izin alabilip alamayacağımı sordular.Ben de kabul ettim ve müdürden izin aldım.Yani bu gün senin için ders görmeyeceksiniz."dedi.Annemin bu cümleleriyle ağzım daha da açılıyordu.ANNEM! DOĞUM GÜNÜM İÇİN! MÜDÜRDEN İZİN ALDI! VE DERS GÖRMEYECEĞİZ! Anında anneme sarılırken kulağına doğru eğildim ve "Sen kimsin ve anneme ne yaptın?" dedim."Sadece buraya daha çabuk alışıp,eski hayatına geri dönmeni istiyorum.Umarım başarılı olurum."dedi.Gülümsedim."Merak etme anne.Elimden geldiğince alışmaya çalışıyorum.Sen kendini yorma."dedim.Ondan ayrıldıktan sonra sınıfa girerken annem "Eğlenmeye bak.Başka hiçbir şey düşünme.Olur mu?" dedi."Olur."deyip sınıfa girdim.EĞLENME TİME BABY!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSELİ KIZ
Teen FictionYersu Kayacık...İşleri nedeniyle sürekli taşınmak zorunda kalan bir aileye,taşındıkları yerlerde edindiği muhteşem arkadaşlara ve bir türlü yerine oturtamadığı bir hayata sahip liseli genç bir kız. "Hayatım artık düzelmeye başladı." dediği zamanlard...