Medya-Kerem
>_<
Hani bazen kendimizi bulutların üzerinde hissettiğimiz anlar olur ya.Hiç bitmeyecekmiş gibi o anın tadını çıkarmaya çalışırız.Mutsuz olduğumuz zamanlar, o an için çöpe girer.Ve bize o anları yaşatan şeye sıkıca tutunuruz.Bedenimiz hala bunu yaşadığımıza inanamamıştır.Oysa kalbimiz çoktan kanmıştır..Zaten bizi yanılgıya düşüren ne varsa,yarısından fazlası kalbimizin yaptığı seçimler yüzündendir.Tam bu sahnenin bitmeyeceğine tamamen inanmışken her şeyi alt üst eden bir şey olur.Bir anda o mutluluk yüzdesi 0'a iner.Kalbimiz yaptığı seçimlerden dolayı paramparça olurken,beynimiz söylenip duruyordur.
Hani gözler yalan söylemez derler ya.Baktığın an da neyin doğru olup olmadığını anlatır.Ama, bazen de binlerce kilit vurulmuş bir sandık gibi içine kapatır duyguları.Baktığımız da hissedileni,anlatmaya çalışılanı kavrayamayız.Ben kendimi Kerem'in dediklerinin hepsinin doğru olacağına öyle inandırmışım ki,hissettiği onca şeyi,yaşadığı onca duyguyu,elimin tersiyle savurmuşum.Gözlerinin içine hissettiği her şeyi öyle güzel hapsetmiş ki,ruhum bile hissedememiş onun bu ilişki hakkında böyle düşündüğünü.Ben ne ara Kerem'e bu kadar bağlanmıştım da görememiştim neler olup bittiğini? Saçma bir duygu yüzünden mantığımı yitirmiştim ve bu yolda Kerem'i de peşimden sürüklüyordum.Hayatın acımasız tavrı gün yüzüne yavaş yavaş çıkıyordu işte.Kalbimin vermiş olduğu bir karar yüzünden depresyon gibi saçma şeylere girmeyecektim tabii ki.Ama sadece içim burkulmuştu ve bunun içinden nasıl çıkacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Elimden ne gelirdi ki? Ne yapmalıydın da,bunların hiçbirisi olmamış da,bunları hiç yaşamamışız gibi devam edebilirdim? Ne gerekiyordu bunun için?
Düşünceler arasında sıkışırken kendimi ona böyle bağladığım için vücuduma aşılanan öfke ve bu anları bana yaşattığı için Kerem'e olan duyguların vermiş olduğu nefret ile yüzleşiyordum.Mutsuzluğun nasıl bir şey olduğu yüzüme tekrar tekrar çarparken,ben kendimi her şeyin daima iyi olacağına ve daima Kerem'in yanımda olacağına ne zaman inandırmıştım?
Şuan odamda ki bomboş duvara sessizce bakıyordum.Anneme olanları zor da olsa anlatmıştım.Aklımda sadece Kerem ve Halit Amcanın konuşmaları yankılanıyordu.Ben Kerem'le evlilik hayalleri kurarken bile mutlu oluyordum.Kendimi onunla düşününce içim kıpır kıpır oluyordu.Ben gelinliğin içindeyken Kerem bütün cazibesi ile beni izliyordu damatlığıyla.Bu hayallerim Kerem'in kurduğu o cümleyle sonu olmayan kara bir deliğe girmişti.Yanın da Kerem'i de götürerek sonsuz bir yolculuğa çıkmışlardı.
Kampa gitmeyecektim.Eğer gidersem de ya ablamın veya abimin yanından ayrılmayacaktım ya da yalnız başıma gezinecektim orman içerisinde.Bundan 3 saat önce Kerem'le sarılarak yürüyeceğimizi,hatta Kerem'in beni öpeceğini,ayağımızın altında ki kuru yaprakların sesleriyle Kerem'in gülüşünü dinleyeceğimi düşünürken sadece bunu yapmak istiyordu canım. O da eğer gidersem ile başlıyordu zaten.Aynadan kendime baktım. Yüzüm bayağı solmuştu.Gözlerimin altı yorgunluğumdan olsa gerek şişmişti.Hayır,onun için ağlamamıştım.Masmavi gözlerim ruhsuzca,amaçsızca etrafa bakınıyordu.Bu gözlerin Kerem'in gözlerinin önünde gülümseyerek etrafa bakması gerekirken sadece bomboş bir duvarda gezinmesi sinirlerimi bozuyordu.Ben bundan sonra hayatıma nasıl devam edecektim?
Sorular kafamda gezinirken telefonuma bilmem kaç tane mesaj gelmiş, arama yapılmıştı. Ama hiçbirisine bakma zahmetinde bulunmamış düşüncelere dalmaya devam etmiştim. Tekrar zil sesi müziğim kulağımı doldururken bıkkınlıkla telefonumu elime aldım.Alya arıyordu. Bu biraz şaşırmama neden olmuştu. Ben hepsi Kerem'dir diye bakmamışken neredeyse hepsi Alya ve Alkım'dı.
"Efendim?"
Sesim ruhsuz ve bıkkın çıkmıştı.
"Yersu,niye cevap vermiyorsun aramalara,mesajlara..Korktuk sana bir şey oldu diye. Az kalsın Yeşim Teyzeyi falan arayacaktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSELİ KIZ
Teen FictionYersu Kayacık...İşleri nedeniyle sürekli taşınmak zorunda kalan bir aileye,taşındıkları yerlerde edindiği muhteşem arkadaşlara ve bir türlü yerine oturtamadığı bir hayata sahip liseli genç bir kız. "Hayatım artık düzelmeye başladı." dediği zamanlard...