KEDİ

187 19 7
                                    

Gördüğüm kabusun etkisiyle bağırarak uyandım. Ter içinde kalmıştım. Yanıma aldığım ölü kediyi yerinde bulamadım. Bu odaya girip kapıyı kilitlemiştim ama hem kapı açıktı hemde kedi yanımda yoktu. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Mutfağa doğru gittiğimde  Yibo'yu gördüm. Tezgahın üzerinde bir yandan sebzeleri doğrarken bir yandan da çorba kaynatıyordu. Ona doğru ilerleyince beni farketti ve arkasını döndü.

Zhan
–Kedi nerede?

Yibo
–Onu gömdüm.

Zhan
–Kapıyı nasıl açtın?

Yibo
–Yedek anahtarlar vardı.

Tekrar işine dönüp sebzeleri doğramaya devam etti. Ben kedinin nasıl öldüğünü merak ediyordum ve hemen kaçamazdı. İstediği gibi insanlara zarar verip bir de hiç bişey olmamış gibi davranamazdı.

Zhan
–Onu sen öldürdün değil mi? O kedi senin yüzünden öldü. Bana sinirlendiğin için onu öldürdün.

Yibo
–Saçmalama Zhan. Tamam kendimi kaybedip senin boğazına yapışmış olabilirim çünkü beni çok korkuttun ama sinirimi bi başkasından çıkaracak kadar aşağılık değilim.

Zhan
–O zaman nasıl öldü?

Yibo
–Bilmiyorum. Kafa dağıtmak için dışarı çıkmıştım ona yem alıp eve geri döndüm ama ölmüştü çoktan.

Zhan
–Yalan söylüyosun kendi kendine ölmüş olamaz

Yibo bu söylediklerimden dolayı bana sinirlendi ve hızla yanıma geldi. Ben korkuyla biraz geri adımladım ve ellerimi kendimi korurcasına önüme doğru tuttum. Biraz sonra derin bir nefes alıp ellerini saçından geçirdi. Bana zarar vereceği korkusuyla gözlerimi kapattım.

Ayakta öylece beklerken bana sarılmasını hissettim. Bir eli sırtımda diğer eli saçalarımın arasındaydı. Başıma ufak bir öpücük kondurdu ve saçlarımın kokusunu içine çekti.

Yibo
–Bende uzak ta dursan nefret te etsen seni sevmeyi asla bırakmiycam. Ama bana inan kediyi ben öldürmedim.

Zhan
–Kendi kendine  mi öldü o zaman?

Yibo
–Öyle oldu galiba. Ona aldığım yemi dışardaki kedilere verelimmi?

Zhan
–Olur.

Yibo
–Seni seviyorum.

Ona karşılık vermeden tezgahın üzerinde duran kedi yemini aldım ve evden çıktım. Arkamdan geldiğinin farkındaydım. Dışarı çıkıp çöp kenarında duran yavru kedilerin önüne döktüm bütün yemi. Biraz da onları sevdikten sonra ona bakmamaya çalışarak yukarı çıktım. Eve girdim o da hemen arkamdan içeri girip kapıyı kapattı ama ben daha ikinci adımımı atamadan kolumdan tutup kapıya yasladı ve iki elini yanıma dayadı.

Yibo
–Benim evimde yaşayıp benden ne kadar uzakta kalabilirsin?

Zhan
–Eşyalarımı toparlayıp gidicem zaten.

Yibo
–Gitmek istemiyorsun Zhan, sadece beni oyalıyorsun.

Zhan
–Kimseyi oyalamıyorum.

Yibo
–Küçük yalancı. Sen de beni seviyorsun ve benden gitmek istemiyorsun, bu gerçeği kabullenemeyeceğin için kaçıyorsun.

Sözlerinde haklıydı. Onu seviyordum ama bana çok zarar veriyordu. Yaptığı şeyleri tekrar yaparsa diye korkuyordum.

Zhan
–Yibo...ben korkuyorum

Yibo
–Biliyorum benden korkuyorsun çünkü haketmeyeceğin şeyler yaşattım sana, neredeyse öldürecektim seni. Ama inan bana çok korktum. Beni çok çok korkuttun.

Zhan
–Bir daha yapmayacağının garantisini de veremezsin. Ben seni seviyorum ama böyle olamayız Yibo. Bena her şeyi anlattığın için teşekkür ederim. Beni sevdiğin için mutluyum ama ya tekrar aynı şeyi yaparsan...

Yibo
–Artık korkma tamammı? Ben kendimi senin için değiştireceğim ama yeter ki benden uzaklaşma. Hayatımda aşık olduğum tek kişi sensin, bana her şeyi unutturuyorsun lütfen beni yalnız bırakma, bir şans daha ver bana.

Yibo bunları söylerken ağlamıştı. Onu ilk defa bu kadar kırılgan görmüştüm. Şuan ne yapmam gerektiğini bilmiyordum o yüzden sadece eğilip kolunun altından çıktım ve koltuğa oturdum. Yibo biraz daha kapının orda öylece bekledi ve mutfağa geri döndü.

Hâlâ kediyi düşünüyordum. Yavru kedi öylece kendi kendine ölmüş olamazdı. Koktukta geri yaslanıp iyice düşünmeye başladım. Kapıyı açtığımda koşarak içeri girmesi geldi gözümün önüne. Çok tatlıydı. Aynı gün o hediye kutusu da vardı kapının önünde kutuyu almıştım daha sonra onu bu evde bir yere koymuştum ama nereye?

Biraz daha düşününce onu mutfaktaki çekmeceye koyduğum aklıma geldi. Birden yerimden kalktım koşarak mutfağa gittim.

Mutfağa girer girmez Yibo bana verdi bütün dikkatini. Çekmeceleri tek tek açıp bakmaya başladım.

Yibo
–Zhan napıyosun?

Onu duymazlıktan gelerek açmaya devam ettim.

Yibo
–Bir şey istiyorsan bana söyle. Ne arıyorsun?

Bir şeyler söylenmeye devam ediyordu. Ben bütün çekmecelere baktım oralarda bulamayınca kapaklı dolaplara da baktım ama bulamamıştım.

Zhan
–Burada kutu olması gerekiyordu. Sen mi attın?

Yibo
–Ne kutusu Zhan? Ben bir şey atmadım orada kutu falan yok.

Zhan
–Eve hırsız mı girdi yoksa?

Yibo hızla yanıma geldi elleriyle kollarımı tuttu ve ona bakmamı sağladı.

Yibo
–Baştan anlat. Ne oldu?

Zhan
–Kedinin eve geldiği gün aslında kutu da vardı kapının önünde hatta sana kadın parfümü kokuyo demiştim hatırladın mı?

Yibo
–Evet hatırladım.

Zhan
–Kediyi düşünürken aklıma geldi. O gün sen bana seslenince odadan korkudan onu çekmeceye koymuştum. Aklıma geldi ama kutu yok burda.

Yibo
–Emin misin?

Zhan
–Eminim. Neden sana yalan söyliyim ki?

Biraz durdum düşündüm. Evin anahtarı başka kimsede olamaz. Eğer eve biri girdiyse o zaman kediyi de o mu öldürdü?

Zhan
–Evinin anahtarı başka kimde var?

Yibo
–Bunu neden soruyorsun Zhan?

Zhan
–Eve biri girmiş olmalı Yibo. Cevap ver bana

Yibo
–Sadece Lan Chang'de var. Başka kimsede yok.

Zhan
–Ona ne kadar güveniyorsun Yibo

Yibo
–O, o böyle bir şey yapmaz Zhan. Kendine gel. O benim çocukluktan beri en yakın arkadaşım asla böyle bir şey yapmaz. Saçmalama istersen.

Ben onun gözlerine bakmaya devam ederken o hayır anlamında kafasını sallıyordu. Telefonu çaldığında beni bırakıp hızlıca odasından telefonu alıp yanıma geldi ve ekranı bana doğru çevirdi.  Arayan kişi Lan Chang'di. Bana sus anlamında işaret yapıp telefonu açtı ve hoparlöre aldı.

Lan Chang
–Yibo, hediyemi beğendin mi?

Yibo
–Bana hediye gelmedi Chang

Lan Chang
–Zhan eve gelip kedisini öyle gördüğünde ağladı mı oyuncağını kaybeden çocuk gibi?

Yibo bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki telefonu suratımıza kapattı. Şaşkınlıkla elimi ağzıma götürdüm. Yibo tezgaha doğru dönüp ellerini oraya dayadı ve gözlerini kapattı.

O öylece beklerken ona biraz yaklaştım ve elimi omzuna koydum, sakin olması gerektiğini söylercesine.

Kapı çalmıştı ben ondan uzaklaşıp kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açar açmaz bir el ağzıma ve burnuma kapandı daha sonra bilincimi kaybetmeye başladım. Yere düşerken sadece Yibo'nun bana seslenmesini duymuştum.

Yibo
–Zhan!

KARANLIK (YİZHAN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin