EV

160 19 4
                                    

Yibo babasının ölü bir şekilde oturduğu sandalyenin karşısında yaklaşık beş dakikadır bekliyordu. Ben ona seslenip dikkatini çekmeye çalıştım ama olmadı. Yaşadığı,duyduğu onca şeyin yükü ağır gelmiş olmalıydı.

Ellerimi uzatıp adamın gözlerini kapattım. Sonra Yibo ile babasının ölü olarak oturduğu sandalyenin arasına geçtim. Yüzümü Yibo'ya çevirdim ve ona sarıldım sıkıca. Bana karşılık vermesini bekledim bir süre, tam ayrılacaktım ki elleri belimi kavradı ve o da bana skıca sarıldı. Kafasını boynuma gömdü biraz sonra iç çekişleri kulağımı doldurdu.

Ellerimi saçlarına götürüp okşadım. Ağlaması şiddetlenmişti ve titriyordu. Önce ağlamaktan titrediğini düşünmüştüm. Ama çok titreyince ondan ayrılıp elimi alnına götürdüm. Ateşi vardı.

Alnına ufak bir öpücük bıraktım ve elinden tutarak bilmediğim bu yerde sürüklemeye başladım. Nereye gideceğimi bilmiyordum ama sadece onu buradan uzaklaştırmak istiyordum.

Yaklaşık on dakikadır yürüyorduk. Ağlaması durmuştu ama robot gibiydi, konuşmuyordu. Biraz sonra anayolu gördüm ve vakit kaybetmeden daha hızlı adımlarla, Yibo'yu da çekiştirerek ilerlemeye başladım. Anayola çıkar çıkmaz  biraz etrafa bakındım. Bu yolları hatırlamıyordum bu yüzden elimi yola doğru uzatıp otostop çektim.

Beyaz bir araba yavaşlayarak önümüzde durdu. Camı açması için bekledim. Açınca eğilip yardıma ihtiyacımız olduğunu bizi bırakıp bırakamayacağını sordum. Kadın bize gülümseyerek kapıları açtı. Arka koltuğa Yibo ile yerleştim.

Hiç konuşmuyorduk. Kadın uzanıp radyo açtı. Slow şarkı çalmaya başladığında Yibo kafasını omzuma dayadı ve elimi daha sıkı tutmaya başladı.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Yolculuk boyunca elimle sürekli Yibo'nun ateşini ölçtüm. Hiç alçalmayan ateşi beni korkutsa da sakin kalmalı ve onu evine götürmeliydim.

~~~

Uzun bir yolculuğun ardından kadın bizi tam kapının önünde indirdi. Yibo'yu tutarak merdivenleri çıkarttım. Eve girer girmez kapıyı ardımızdan kilitledim ve onu yatak odasına götürdüm. Karşımda ayakta duruyordu gözleri kapalıydı elini bırakıp kıyafetlerini çıkartmam gerekiyordu ama o elimi sıkı tutuyordu ve bırakmama izin vermedi.

Elimi bırakmayınca dudaklarına uzandım ve onu öptüm. Bir süre onu öpmeye devam ettim bana karşılık vermeye başladığında elimi elinden çekip dudaklarından ayrıldım ve tişörtünü çıkarttım. Yüzüme bakıyordu ama ben onunla göz göze gelmek istemediğimden bakmıyordum, görmemezlikten geliyordum.

Tişörtünü çıkarttıktan sonra pantolonunu da çıkartmam gerekiyordu çünkü duş alması gerekiyordu ve o duş alırken bende ona çorba yapacaktım.  

Pantolonunu çıkartmadan önce onun yüzüne baktım.

Zhan
–Yibo pantolonunu çıkart ve duşa gir bende o sırada sana çorba yapayım.

Ona söyledikten sonra arkamı dönüp odadan çıkacaktım ama kolumdan tutup beni kendine çevirdi.

Yibo
–Sen de benimle duşa girsene.

Zhan
–Olmaz. Ateşin var hasta olmuşsun. Bırak beni hadi.

Yibo'ya bakmamak için kendimi zor tutuyordum. Onun ise eli rahat durmadı ve kalçalarıma indi. Kalçalarımı sıkmaya başladığında onu ittirmeye çalıştım ama olmuyordu.

Yibo
–Gözlerime bak Zhan.

Zhan
–Yibo bırak beni.

Yibo daha da çok sıkmaya başladığında kendimi inlememek için çok zor tutuyordum. Beni deniyordu. Elleri uzaklaştığında inlememek için tuttuğum nefesimi verecektim ama tam o sırada kalçalarıma vurdu.

Ağzımdan çıkan inlemeye engel olamadım o ise sırıtmaya başlamıştı. Gözlerine hâlâ bakmıyordum ama gözlerimin bakış açısına sırıtışı giriyordu. Onu hâlâ ittirmeye çalışıyordum. Tekrar kalçalarıma vurup aynı zamanda sıktığında gözlerim kapandı ve bir inleme daha çıktı dudaklarımdan.

Zhan
–Yibo, lütfen hadi bırak beni ve duşa gir.

Zar zor konuşuyordum ama o bundan zevk alıyordu.

Yibo
–Bana eşlik etmelisin Zhan. Daha sonra çorbayı beraber yaparız.

Yibo az önceye kadar robot gibiydi, ateşi vardı. Çocukluk dostu hain çıkmıştı ve babası ölmüştü neden böyle davranıyordu?

Zhan
–Derdin ne senin? Gir şu lanet duşa beni sinirlendirme Yibo!

Yibo beni yavaşça bırakıp havlusunu da alarak banyoya ilerledi. Ben de odadan kendimi dışarı atar atmaz derin bir nefes aldım ve mutfağa ilerledim ona çorba yapmak için...

~~~~~~

KARANLIK (YİZHAN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin