episode: 17

1.3K 139 107
                                    

Şey anama ve ebeme sövmeseniz olur mu?... Babama dilediğinizi diyebilirsiniz ama nsmsmmama, üzgünüm kaos lazımdı😔

Kontrolü yapamadım yanlışlarım olursa şimdiden üzgünüm.... Gece konser öncesi birkaç bölüm yazacağım o zaman kontrolü yapacağım🤍

Kalbimin atış hızı çok fazlaydı ve vücudumun bir süre sonra buna ayak uydurabileceğini hissedemiyordum. Kalbimde hissettiğim acı çok tatlı bir acıydı ama nefes almama ve vermeli zorluyordu.

Gördüğüm rüya aklıma geldikçe kalbim sıkılaşıyor gibi hissediyordum. Hyun'u öldürdüğümü ve yakalanmadığımı görmüştüm. Kimse beni bulamamış bu sayede okuldan mezun olan tek kişi olarak çıktığımı görmüştüm.

Gözlerim dolmuş elimi kalbime götürmüştüm, o görüntü aklımdan gitmiyordu. Hafızama kazınmış yok olmuyordu.

Tek başıma duramayacağımı hissedip büyük adımlarla Hyunjin'in odasına koştum, kapısının önüne geldiğimde bacaklarımın da titrediğini hissettim.

Kapıyı çaldım.

Ses gelmedi, tekrar çaldım.

Bu birbirini kovaladı ve aklıma gelen düşünceyle biraz daha sert vurmuştum kapısına.

O kapı asla açılmadı.

Sırtımı kapıya verdim ve gelmesini bekledim. Ne bileyim tuvalete gitmiştir, acıkmıştır. En masumu derin bir uykuda olduğu için duymuyordur seslerimi.

Unuttuğum zamanlarım dışında ilk defa kendimi bu kadar yalnız ve teselliye ihtiyacı olan insan gibi hissediyordum. Boşluğun içinde atılmış sıvı olmayan bir kuyuda aşağıya inip duruyor gibi hissediyordum.

Kollarımı birbirine sardım ve bacaklarımı kendine çektim. Yanaklarıma inen sıvıları silmek için kendime çektiğim bacağıma sürttüm. Kafamı bacaklarıma koydum ve beklemeye başladım. Beklenen uyumaya dönüşmüştü, omzuna değen soğuk ellerle yerimde titremiştim.

"Felix?"

Gözümü yavaş yavaş açtım ve yanıma bir sincap yüzü görmüştüm.

"Hanji?"

"Sen deli misin Felix? Ya birisi senin şu savunmasız halinden yararlanıp öldürseydi? Gerçekten beynin nerede senin? Neden buradasın?"

Sessiz bir şekilde bana sitemli çıkmıştı ve ayağa kaldırmıştı. Uyku sersemliğiyle kendime gelmem birkaç dakika almıştı. O sırada Jisung çok güzel bir şekilde ağzıma sıçmıştı.

"Hyunjin, o yok. Çaldım kapısını açmadı."

Uyku sersemliğimi sonunda atabildim ve Jisung'a döndüm. Burnumun ucu tekrardan acımıştı, bu yine ağlayacağımın işaretiydi.

"Uyuyordur Felix, sabah gideriz yine olur mu?"

"Ya- ya birisi öldürmüşse.."

Dediğim kelimenin üzerine kendimi yere atıp ağlamak istemiştim.

Sevdiğimiz insanların gitme fikri.. Ailemi kaybetmiştim, bununla beraber sığındığım diğer ailemi de kaybetmiş gibi hissediyordum. O her ne kadar bana güneşim dese de asıl güneş benim için Hyunjin'di. Bu kıyamette bile beni aydınlatan kişi oydu. Şimdi onu da kaybetmiştim.

Secret Secret » Hyunlix✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin