episode: 26

1.1K 120 203
                                    

Lütfen ağzıma sıçmayın...

Her şey sessiz olmuştu.. herkes artık ikili ikili uyumaya başlamıştı. Shell tek kalsa da kızşar katına girmemiz yasak olduğundan gölü rahattı bir nevi.

(Not: Kadın düşmanı değilim kız ve erkek nüfusunu bir tutmak için yapmıştım. Bizim çocukların yaşaması için onlar gitti..)

Herkes dağılmamış beraber devam etmişti, Shell son zamanlarda çok düşünceli duruyor, nedenini sorsak da bir şey demiyordu. Changbin onunla özel olarak konuşmuş kardeşine benzediğini söyleyerek ona sahip çıkıp elinden ne gelirse yapacağını söylemişti. Kız göğüsünde ağlayıp motive olmuştu. 

Her şey yolunda ve çok güzeldi ta ki o günkü duruyu duyana kadar...

"Bir cinayet daha işlenmiştir, herkes konferans salonuna."

Yastıktan kafamı kaldırmış yastıkla bakışmaya başladım, ağzımdan sadece bir tek kişinin ismi fısıltı halinde çıktı. 

"Changbin."

Hyunjin duvarla bakışıyordu, yüzü ifadesizdi. Gözünü tamamen açmış bana döndü.

"Yine oldu Felix."

Yıkılmaz dedikleri insan yıkılmıştı, Hyunjin yıkılmıştı. Gözlerinin dolmasıyla kollarımı sıkıca ona sardım. Şu ana kadar Hyunjin'i çok güçlü görmüştünüz değil mi? Unutmayın, kimse göründüğü gibi değildir. Birisine güvenilir dersiniz, aslında güvenilir kelimesinin yanından geçemez. Acımasız dediğiniz kişi bir karıncayı öldürmeye kıyamaz veya duygusuz dediğiniz kişi herkese daha çok değer verip arkadaşlarına tamamıyla bağlı birisi olabilir.

Bir söz vardır ve bu insanlara çok uyuyordu; kitabı kapağına göre yargılama.

Hyunjin'e sıkıca sarılarak kafamı omuzuna koydum.

"Şimdi yine güçlü durup duygusuzca olayları sergilemeliyim.. değil mi?"

"Üzgünüm.."

Çenemden süzülen yaş yorganı ıslatıp bir nokta bırakmıştı. "Üzgünüm Hyunjin.. Benim görevim herkesi bir arada tutmaktı, ama yapamadım." diye hıçkırdım.

İkimiz de bunun farkındaydık; ölen Changbin'di. Bunun için aşağıya inip bakmamıza bile gerek yoktu.

"Senin suçun değil Felix, elinden geleni denedin.."

"Ama yapamadım.."

Hıçkırıklarım daha da büyümüş vücudum titremeye başlamıştı. Hyunjin kafamı göğüsüne koyarak sakinleştirmeye çalışmıştı. Şimdi sakinleştirme sırası ondaydı; bizim destek şeklimiz böyleydi. Önce birimiz düşer birimiz onu kaldırır, sonra diğer kişi düşer kaldırılan kişi de onu kaldırırdı.

Salona indiğimizde hepimizi darmadağın bir şekilde görmüştüm. En çok da Seungmin'i dağılmış bir şekilde gördüm. Duvara sırtını yaslamış koluyla gözlerini kapatıyordu, herkes vardı, Bin hariç... Bu düşüncemi doğrularken çenemin titremesini durduramıyordum. Buna kendimi hazırlamıştım.. ya da sadece hazırladığımı düşünüp kendimi kandırmıştım.

Kimseden şüphelenmiyordum bile.. Hepimiz bir aile olmuştuk, birbirimize ihanet edemezdik. Başımı sağa sola salladım ve bunu yapmış olmadığımıza inanmaya çalışıyordum. Gözüm daha müdürün gelmediği kürsüye dolaşmıştı.

Bunu o piç yapmış olmalı! Evet, evet kesinlikle o olmalıydı. Kimse birbirimize ihanet etmezdi. Bunu daha derin düşünmeye başlamıştım, o kadar dalmıştım ki önümde elini sallayan Hyunjin'i fark etmemiştim bile. 

Secret Secret » Hyunlix✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin