episode: 28

1.1K 119 179
                                    

W: Selam!! Bu bölümde olayların arka planı olacaktır bu yüzden ilahi bakış açısı ile okuyacaksınız, sıkılabilirsiniz ama olayları anlamak adına bu bölüm önemli. Bu bakış açısını çok iyi yazamıyorum ama deneyeceğim.. ve bölüm sonunda size bir soru soracağım, müdürü birisine benzetmenizi bekliyorum. Bölümün sonunda kime benzediğini söyleyceğim.

"Demek bir ölü daha"

Elindeki dosyayı sıkıntıyla masaya attı ve yaşlılığın verdiği etki olan dökülen saçlarına elini koydu. Ölen öğrencisinin portre resmine bakarken içinin gittiğini daha da hissediyordu. Öğrencilerini çok seviyordu yaşlı adam, yaptıklarının cezasını hepsinin yapraklarının düşüşüne seyirci kalarak ödüyordu.

Bunu yapması lazımdı; yapmazsa önüne geçilmez sorunlar doğururdu. Eski müdür ona güvenerek başa geçirmişti, planları ne kadar az hasar alarak onları kurtarmaktı. Az hasar konusunda söz veremiyordu adam ama kurtarmak konusunda gerekirse iki kişi kalsa kurtarmaya niyetliydi.

Kore'ye olan baskın sonrasında Avrasya Kıtasında sorunlar çıkmış, dünyayı etkileyen bir savaşa itmişti. Eski müdür de tüm çocukları koruma için bu okula saklamıştı onları, ama Kore'nin düşmesi uzun sürmemişti. Yabancı güçler tarafından okul eğlence yuvasına dönmüştü, güçlü ülkelerin televizyonlarında yayımlanıyor ilgiyle takip ediliyordu. The Hunger Game gibi filmlerin gerçek hayata geçeceğini tahmin edemiyordu yaşlı adam.

Son bir grup kalmıştı, bundan sonra program final verecekti. Onlar da yaşlı adamın öğrencilerinin grubuydu, onları korumak için çok uğramış son gruba almayı başarabilmişti.

Diğer öğrenciler için de uğraşsa da onların birbirlerine çok bağlı olmadığını fark etmişti yaşlı adam, uğraşsa da çıkmaları için ipucular bıraksa da işe yaramamıştı. Hiçbiri o ipucuları görmek istememişti ve birbirlerini vahşice katletmişti.

Kazanan burada elini kolunu sallayarak çıkamazdı, ya burada çalışmak için zorlanır ya da öldürülürdü. Bir hatalarında hepsi canlarından edilirdi, çok acımasızca bir sistem vardı.

Korkuyordu yaşlı adam, öğrencilerinin de aynısını yapacağını düşündüğü için.. ama öyle olmamıştı, daha ilk günden bağlanmaya çalışmış birbirlerine yakın olmuşlardı. Öncesinde birbirlerini sevdiklerini biliyordu, bunun da etkisini olacağını düşünüyordu. Dediği gibi de olmuştu.

Gerekirse hafızları tamamen yok olsun, birisiyle bağlanırsanız o bağ kolay kolay kopmazdı. Hatırlamasanız bile içgüdünüzle hareket edersiniz ve yine o kişiyi bulurdununuz.

Program için çalışan adamlardan birisi Changbin'in cansız bedenini odasına getirdiğinde gözlerinin dolmasını engelleyemedi, onu itmek zorunda olduğu durum için kendine lanet etmişti. İlk uyandığı için değildi onu seçme amacı, güvenilir ve arkadaş bağında en çok ona güvendiği içindi.

Çocuğun cansız bedenin yanına gidip yanağını sevdi, buna hak etmiyordun Changbin diye geçiriyordu içinden. Changbin bu hikayedeki en masum kişiydi belki de ama en büyük zararı alan oydu.

Kapının aniden açılmasıyla beyaz saçlı kız içeriye girdi ellerini birbirine vuruyordu, dönerek pofuduk koltuklardan birisine oturdu, bacak bacak üstüne atıp arsızca gülümsedi. O her güldükçe adamın canı daha da acıyordu. Öğrencisinin böyle bir şeyin parçasını olduğunu düşünmek iyi etkilemiyordu onu.

Olivia, kızın albino oluşu dikkatlerini çekmişti onların. Kaos ortamında şeytani bir şekilde etrafa kahkaha atıyor, umutsuzluğun geleceğini biliyordum diyordu. Bu hareketleri onların dikkatini çekmiş onu uyutturmak yerine çekim işlerine yardım etme görevi vermişlerdi. 

Secret Secret » Hyunlix✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin