Merhaba gençler bu bölüm herşey yavaştan başlıyor o yüzden pek olay olmadığı için sıkıcı gelebilir, ama ikinci bölümünden olaylar başlıyor. Yani bence bir bölümcük de olsa çekilebilir ha?🫂💖
.
.
."Sıcaklığı seni öldürecek derece olan güneşli bir yaz günü ve o güne hiç uymayan bir misafir baskını. Misafirler gittikten sonra oluşan bulaşık ve temizlik. O bulaşıktan kaçıp odasında uzanan bir ben. Misafir sevmiyorum değil ama Özlem yengeleri sevmiyorum, çok dedikoducular. Geçen ayağım kayıp çayları yere düşürünce 'hicbir işi beceremeyen kız' dendi tüm mahallede bana. Demiştim bir daha çıkmam onların önüne diye, neyse bu gece teyzemle dışarı çıkacağız moralimi bozamam. Uzun zamandır çıkamadık bir türlü, bugün eğlenceyi dibine boylayacağız. Gece başlasın."
Yazıp kalemi kalem kutuma bıraktıktan sonra günlüğümü masamın köşesine bırakıp aşağı kata indim.Mutfaktan muhteşem bir koku yayılıyordu, bu kokuyu tanıyordum. Teyzemin içli köftesinin kokusuydu bu, hemencecik mutfağa doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Mutfağa yaklaştıkça koku daha fazla artıyordu, birden acıktığımı hissettim. Mutfağa girdiğimde teyzem köftenin yanına yaptığı çorbayı karıştırıyordu.
Teyzeme yaklaşıp arkasından sarıldım, bi anlık şaşırdı ve benim olduğumu anlayınca gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Alya hanım siz odanızdan aşağıya hiç iner miydiniz?"
"Ya teyze, biliyorsun sevmiyorum misafirleri." Dedim kendimi savunmaya çalışırken.
"Misafirleri sevmiyorsun ve teyzeni de onların yanında tek bırakıyorsun. Arkadaşlarıyla buluşmaya falan gitti dedim sayende."
"Ama teyze-" derken teyzemin telefonu çalmaya başladı.
Teyzemden ayrılıp ben açarım deyip telefonu mutfak masasından aldım. Teyzem sırtı bana dönük çorbayı karıştırırken kim o diye sordu. Bilinmeyen numara deyip açtım telefonu.
"Alo? Kimsiniz?"
"Merhaba ben Altan holdingden Sibel Gündoğdu, Belma Akbaş siz misiniz?"
"Hayır, bir dakikaya veriyorum." Deyip telefonun hoparlör kısmını kapatıp teyzeme şirketten arıyorlar diye fısıldayıp telefonu ona verip ocağın başına geçtim ve merakla çorbayı karıştırmaya başladım.
"Evet benim ... Anladım teşekkürler. O zaman yarın kaç gibi gelmeliyim? .. Ha mesaj mı gönderilecek .. anladım tekrardan teşekkürler... Size de iyi günler dilerim." Deyip telefonu kapattı.
Ne oldu diye soracakken birden çığlık atarak yerinde zıpladı. Şaşırıp çorba kaşığını tezgaha bırakıp teyzeme döndüm, döndüğüm anda bana sıkıca sarıldı ve konuşmaya başladı.
"Alya işe alınmışım!" Deyince hemen çorba'nın altını kapatıp teyzeme döndüm.
"Şu hep istediğin şirkettekine mi alındın?"
"Evet!"
Bunu duyunca çok sevinmiştim, teyzem 2 aydır evde işsiz ve çok üzülüyordu bu duruma.
"Senin için çok sevindim Teyze!"
"Kendin için de sevin bakalım." Deyince teyzemden ayrılıp yüzüne anlamamış bir şekilde baktım.
"Nasıl kendim içinde sevineyim?"
"Üniversitedeki kayıt dondurma işlemini de iptal edelim, burada diğer şirketteki gibi yedek olmayacağım."
Gerçekten mi? Neye sevineceğimi bilemedim birden. İstediğim üniversiteye gideceğime mi sevineyim teyzemin sonunda kendi branşında çalışabileceğine mi. Kendi branşı dediğim teyzem aslında maliye (mali ve idari işler) müdürü ancak son çalıştığı şirkette bir tane Ceo'nun akrabası olan bir maliye müdürü vardı ve teyzemi yedek olarak hatta yardımcısı olarak almıştı. Adamda öyle böyle gıcık değil tüm işi teyzeme yaptırıyordu, en sonunda dayanamadı ve ayrıldı şirketten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderin Asisi
Teen FictionUzun zaman sonra sonunda ara verdiğim okuluma devam edebilecektim, herşey mükemmeldi, sorunsuzdu. Tabi partide olanlar olmasaydı belkide tüm yıl huzurlu olacaktı.. Herşey sanırım o gün teyzemin işi kabul edip, benim partiden sonra onunla aynı dersle...