3. Bölüm: Bir ödev meselesi

484 37 17
                                    

Deliye dönmek üzereyim, cidden deliye dönmek üzereyim. Neredeyse cezadan yırtmıştım ve şuan sırf o bozuntu yüzünden herkes dışarı çıkarken oturmuş özür kağıtlarını yazıyordum. Ama ben bunu en yakın vakitte ona ödetirdim, ödetmezsem bende Alya değilim.

Henüz daha birinci özür kağıdını bitirmişken içeriye yavaştan öğrenciler girmeye başladı. Çoğu öğrenciyi tanımıyordum ama şansa Hande ile aynı derse denk gelmiştik. Hande okula başladığımda olan ilk arkadaşımdı. ne yazık ki kendisi gececi olduğu için aynı anda derslere giremiyorduk. Buradaki yeni öğrencilerin hepsi yabancıydı bana tabi şu an yanıma gelip sırasına oturan, özür kağıdına bakarak bana gülen kişiyi saymazsam.

Başımı ona doğru çevirerek komik mi bakışları atıyordum, o ise daha fazla gülmeye devam ediyordu. Gözlerim kısık onu izlerken Mehtap hoca tekrar içeri girdi. Neyse ki şimdi adam akıllı dersime odaklanacaktım da yanımda olan bu çocuğu umursamayacaktım.
.
.
.
.
.

Mehtap hoca hiç durmadan ders anlatmaya devam ederken benim aklıma ödevler gelmişti. Hande sende olmasan ne yapardım ben, işte arkadaş dediğin böyle olur. Ödevimin hepsini yapmıştım ama 7. Ve 13. Soruda maalesef tıkanmıştım, acaba kimden öğrenebilirim diye düşünürken yanımda pür dikkat hocayı dinleyen çocuk aklıma geldi. Hemen ona doğru döndüm gülümseyerek.

"Koraycığım?"

"Koraycığım derken?" Diye sordu şaşkınlıkla bana doğru dönerken. Yüzümdeki gülümsemeyi görünce gözlerini acaba altından neler çıkacak gibimsi kısmaya başladı o da, buna karşın daha fazla gülümsemiştim. Evet bunun altından bir şeyler çıkacak bozuntu çocuk.

"Şimdi senin sınıf arkadaşını yani beni satmanı önemsemeyerek aramızı iyi tutmaya çalışıyorum değil mi arkadaşım?"

"Dökül bakalım." Dedi düz bir sesle. Ama yani ne döküleyim daha yeni arayı düzeltmeye çalışıyorum, aa olmadı bu.

"Şimdi bana ödevini verebilir misin canım arkadaşım (!) Çünkü yapamadığım iki sorum var da."

"Ne ödevi?"

"Mehtap hocanın verdiği?"

"Mehtap hoca ödev mi vermişti?" Deyince hafiften sırıttım. İntikam sırası şimdi bende bozuntu.

"Yani yapmadın ödevi?"

"Evet yapmadım,neden ki?"

Öğrenirsin deyip ona göz kırparak el kaldırdım hoca beni görünce kafasını söyle dermişcesine salladı. Yanımdaki çocuğa baktım hala anlamamış gibiydi, gülümseyince ona doğru sanırım artık anladı ki kafasını yavaşça sağa sola salladı. Hemen hocaya doğru dönüp başladım konuşmaya.

"Hocam bir ödev vermiştiniz, ödevimi yaptım da vereyim mi şimdi?"

"Yarına verirsin Alyacığım."

"Ama hocam bu benim ilk günüm ve benim için yılın ilk ödevi için çok çalışmıştım."

"Eh tamam getir bakalım çok çalıştığın ödevine bir bakalım. Diğerleri de adını yazıp ödevlerini yavaşça masaya koysunlar, onları sonra kontrol edeceğim."

Mehtap hocanın demesiyle tüm sınıf ayağa kalktı ve bir oturan koray kaldı. Mehtap hocanın derslerine geç kalmak kötü bir şeydir ve üç sayfalık özür yazısı alırsınız ama ödevi yapmamak daha kötü bir şeydir çünkü hoca ödev yapmayan kişiye acayip zor bir konu verir ve onu sundurur tüm sınıf önünde. Tabi biz birkaç deneme sonrasında anladık bunu ve iyiki o denemelerde ben yoktum.

"Alyacığım aferin sana çok güzel olmuş ödevin, yeni döneme güzel bir başlangıç."

"Evet ama işte hocam o güzel başlangıcı hiç yapamayanlar var, ona biraz üzülüyorum."

Ejderin Asisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin