7. Bölüm: Dörtlü randevu

447 36 11
                                    

Sabah teyzemin aceleyle beni uyandırmasıyla kalkıp kendimi şipşak hazırlanıp dışarıya atarken buldum. Sonrasında dışarıda Koray'ı bekleme aşamasına geçmiştik. Sağolsun beyefendi yine okula 10 dakika kala gelmişti. Geç kalacağım korkusuyla artık kendimi arabaya nasıl attıysam, oturur oturmaz Koray'ın şaşkın bakışlarını üzerimde hissettim.

"Ne var? Hiç mi arabaya oturan insan görmedin ya." Diye söylendim.

"Gördüm de senin gibi arabayı sallayacak kadar güm diye oturanı görmedim Allah var." Dedi bana gülerek.

Hemen önümü dönüp kemerimi taktım bu konuyu hiç uzatasım yoktu. Okula yetiselim de o bana yeter. Ben sustuktan sonra o da birşey demeden herhangi bir şarkı açıp arabayı çalıştırdı.
.
.
.

Artık nasıl sürüyorsa herzaman geç kalmadan okula yetişmiş oluyorduk. Koray'dan iyi bir sürücü olur mu dersek evet olur. Koray arabasını park alanına götürüp park ederken ben minik adımlarla kampüsüme doğru yürüyordum. Bunun sebebi Koray'ı beklemem veya fısıldayan insanlar değildi, korkuydu. Ece ile Gaye beni gördükleri yerde canlı canlı yiyeceklerdi. Kaçma şansımın olmadığını biliyordum ve bu yüzden yavaşça onlara doğru yürüyordum. Allah'ım ecelime doğru yürüyorum resmen ya.

Yolda giderken Handeyi gördüm ve hemen onun yanına gittim. Hande acayip neşeli bir kızdı, Ece'den bile ve bu sayede benim kurtarıcım olacaktı.
Hande'nin yanına varıp kolumu hande'nin omuzuna attım ve konuşmaya başladım.

"Naber Hande? Uzun zamandır seni okulda görmüyorum."

"İyidir Alya. Sorma ya ne gripse, bir kere kaptım şifayı yatak döşekten çıkamıyordum ya.

"Geçmiş olsun canım ya, bugün benimle ortak derslerin var mı?"

"Sanırım tüm derslerimiz bugün ortak."

"Güzel güzel, hadi gidelim."

Dedim ve yürümeye başladık hızlıca, Hande neler oluyor tarzı şeyler sorsa da hepsini geçiştirdim ve sınıfa doğru yürüdüm.

Sınıfa girecektim ki kapıda dikilen Gaye ile Ece'yi görmemle beraber olduğum yerde kalakaldım. İkiside bana bakarak gülümsüyordu. Al işte sonum kötü olacak yeminle. Handeye doğru ümit dolu bakışlarımla gülümseyerek döndüm, sanırım herşeyi anlamıştı ve o da bana doğru aynı gülümsemeyi atıyordu. Hande'nin bakışlarından bunun sonunun hayra alamet olmadığını hissetmiştim.

"Alya'cım kurtarıcım olur musun?"

"Nasıl yani?"

"Beni Ece ile Gaye den koruman gerekiyor."

"Ama ben seni kurtarıcım diye seçmiştim."

"Ne?"

"Ne?"

İkimizde birbirimize bir yarım dakika kadar baktık. Lütfen iki kurban bir birini bulmuş olmasın Allah'ım. Şimdi kim kurtaracak bizi?

Biz bakışırken Ece ile Gaye çoktan yanımıza gelmişlerdi.

"Alya, Hande ikinizi bir görmek ne kadar güzel böyle. Eğer sizi duymadığımızı sanıyorsanız da çok yanılıyorsunuz beybilerim." Dedi Ece bize gıcık bir sırıtma göndererek.

"Merhaba Ece sanada, naber Gaye?" Diyerekten konuşmaya başladım. Hadi hayırlısı.

"Valla çok iyi Alya ya, biliyor musun dün mükemmel bir manzara gördük böyle. Hala o manzaranın şokunu yaşıyoruz o derece."

Hehe diye bir gülümseme gönderdim ve başladım nefes almadan konuşmaya.

"Yemin ederim size diyecektim, Semih'in okulu çıktı sonra Koray sayesinde özel ders vermek zorunda kaldım, Pelin de başıma dolanınca vaktim kalmadı. Sarp'ın neredeyse bayılacağından bahsetmiyorum bile. İşte tam size anlatacağım başka bir olay patlak veriyordu ve gidiyordu. Yoksa sizden niye saklayacağım ya bunları, en yakın arkadaşlarım sizsiniz." Dedim ve derin bir nefes aldım. Hande de dahil hepsi bana şaşkınca bakıyordu.

Ejderin Asisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin